Yazan: Turgut Koçak 13 Ağustos 2011
Afrika ülkelerinin yazgısıdır, savaş kırar, kuraklık kırar. Özetle Afrika kara kıtası Tarihte büyük acıların yaşandığı öyle bir kıtadır ki,yaşanan acılar kütüphaneler dolusu kitaplara bile sığdırılamaz. Batı bu kıtaya girdiği andanbaşlayarak kara insanın yazgısı da öyle bir kararmıştır ki, bu karanlık, ufuklardan günümüzde bile sökülüp atılamamıştır. Kara insanların ülke topraklarına girilmiş, yağmalanmış, insanlar birer birer toplanıp köle pazarlarına sürülmüştür. Zor yaşam koşullarında sayısız kara insan kırbaçların altında ve de her türlü işkenceye uğrayarak yaşamlarından olmuştur. Avrupa’da ve yeni kıta Amerika’da köleleştirilip beyazların hizmetlerine sokulmuşlar, özgürlük, insan gibi yaşamak nedir bilemeden göçüp gitmişlerdir bu yaşanılası dünyadan. Sonra Amerika’da ırkçılığa karşı verilen savaşımlarla yeni yeni hak ve özgürler alınmış, kölelik ortadan kaldırılmış olsa da biçim değiştirerek günümüze kadar gelmiştir.
Kapitalist-emperyalist sistem bütün dünya halklarının en büyük düşmanıdır. Bu yüzden de dünya halklarına boyun eğdirme şekli, biçim değiştirse de, öz itibariyle sürüp gitmekte, insanlık; hele de Afrika insanı bu büyük tehlikeyle kuşatılmış olarak yaşamaktadır. Emperyalist yağma hız kesmemiş, aksine daha da hızlanarak, modern kırım silahlarının aşırı gelişmesi sonucu daha da etkili olarak devam ettirilmektedir. Emperyalist Batı (ABD ve AB) bütün acımasızlığı ile bir yandan enerji kaynaklarının bulunduğu her ülkenin tepesine binmeye çalışır ya da binerken Afrika kara kıtası da bu soygun ve kırım politikalarından fazlasıyla nasibini almaktadır.
Hemen her yıl, Afrika kara kıtasında büyük kuraklıklar sonucu kıtlıklar yaşanır ve başta çocuk ve kadınlar olmak üzere yüz binlerce insan yaşamını yitirir. Kapitalist dünyanın silahlanmaya harcadığı para insanlığın çektiği acıları yok etmeye kullanılsa ortada açlık ve kıtlıktan yaşamını yitiren kimse kalmayacaktır. Oysa başka insanlar acı çeker ve yaşamlarından olurken bu tür acıları hiç mi hiç tatmamış olan insanlar dünyanın başka başka bölgelerinde günlerini gün etmekteler, emperyalist-kapitalist sistemlerini sorgulama gereği bile duymamaktadırlar.
SOMALİ:
Somali, Kara Afrika’nın acı çeken ülkelerinden birisidir. Ülkenin maden kaynakları ve bulunduğu coğrafya açısından emperyalist dünya için önemi büyüktür. Bu yüzden de ülke sürekli olarak ağır baskılar altındadır. Halk, bir yandan emperyalizmin baskısını bir yandan da radikal İslamın baskısı ile karşı karşıyadır. Dolayısıyla yaşanan bu ortam halkın yaşamını çekilmez hale getirmiştir. Emperyalist dünyanın gemileri Kızıldeniz’den Suveyş Kanalı ile Akdeniz’e geçmekte dolayısıyla bu yol ticari açıdan büyük önem taşımaktadır. Somalili korsanlar uzun zamandan beri buradan geçen gemileri ele geçirmekte ve el koymaktadırlar. Ele geçirilen gemiler ancak ve ancak büyük paralar karşılığında serbest bırakılmakta, bu yüzden de bu bölgede sürekli olaylar yaşanmaktadır. Salt bu yüzden emperyalist dünya gemileri Somalili korsanlardan korumak için buraya savaş gemileri göndermiştir. AKP iktidarı ise emperyalist dünyanın bir dediğini iki etmediği için onların isteği üzerine Türkiye’de buraya savaş gemisi göndermiştir.
Bir yandan radikal İslamın diğer yandan da emperyalistlerin kan kusturduğu Somali’de yaşanan kuraklık nedeniyle büyük bir kıtlık yaşanmakta, çoluk çocuk açlıktan sapır sapır dökülmektedir. İnsanlığın gözü önünde yaşanan bu büyük trajedi ise kolaylıkla ortadan kaldırılabilecekken BM çıtını çıkarmamakta, emperyalist dünya parmağını bile oynatmamaktadır. AKP yanlısı gazeteler Somali’ye Türkiye’nin sahip çıktığını yazarak, toplanan yardım paralarıyla işi Bay Tayyip’in ve AKP’nin şovuna dönüştürmekte, Bay Tayyip bugün bu nedenle Somali’ye giderek orada iftar sofrası düzenlemeyi hedeflemektedir. Düşünün, açlıktan insanlar kırılırken, Bay Tayyip gibiler gösterişli iftar sofraları düzenleyerek fırsatı değerlendirip propaganda fırsatını kaçırmak istememektedir. Bir başka tehlike de, AKP iktidarının elinde, tıpkı Deniz Feneri yolsuzluğunda olduğu gibi çalma çırpmaya dönüşeceği kuşkusudur. Bu yüzden de, Somali için yapılan her kuruşun nereye verilirse verilsin belgesinin alınmasında yarar vardır.
Başta ülkemiz işçilerine, emekçilerine ve inanan, inanmayan tüm iyi yürekli insanlarına sesleniyoruz. Bugün Somali’de yaşanan açlık ve yoksulluğun nedeni bir israf sistemi olan kapitalizmdir. Kapitalist sistem var olduğu sürece insanlık bugün bu acıyı Somali’de yarın bir başka yerde yaşayacaktır. Bay Tayyip’in şovlarına kimse kanmamalıdır. Çünkü Bay Tayyip, ölümüne küresel sermaye savunucusu ve işbirlikçisidir. Bu yüzden Somali’ye yardım kampanyası altında AKP organizasyonu özünde bir göz boyayıcılıktır. Emperyalistlerin Suriye’ye, Libya’ya, Afganistan’a, Irak’a karşı izlediği politikayla Bay Tayyip’in politikasının örtüşüyor olması herkes için oldukça öğretici olması gerekir.
Sonuç olarak; bu tür pansuman yöntemlerle yaralar sarılamaz. Bugün büyük acılar içinde kıvranan Somali halkı kurtarılmış da olamaz Bu yüzden bir an önce bütün dünya halklarının en büyük düşmanı olan emperyalist sistemin yenilgiye uğratılması ve arkasından da kapitalist sisteme son verilmesi gerekir. İşte o zaman; Bay Tayyip gibilere şov fırsatı verilmeyeceği gibi insanlık açlıktan da kırılmayacaktır. Çünkü dünya çok büyüktür ve bütün insanlığı besleyecek kapasiteye de sahiptir. Yeter ki, emperyalist-kapitalist sistemin varlığına son verip sosyalist sisteme geçebilelim.