SOL’DA ve SOSYALİST SOLDA ELEŞTİRİ ÜZERİNE

Yazan: Turgut Koçak 12 Aralık 2021

Sol ve sosyalistler arasında iyi şeylerin yaşanmasını isteyen pek çok arkadaşımızın olduğunu bildiğimiz gibi tam tersine işi salt uzak durmak için laf olsun diye de söyleyenler az değildir. Bir yere gidiyorsunuz birileri karşınıza çıkıyor. Arkasından da başlıyor ahret soruları. Niye birleşmiyorsunuz? Birleşseniz bakın görün neler olacak? Birleşmezseniz her şey böyle kötü olur işte. Bu tür sorular bir sürü. Bazıları da birleşmenin ötesinde neden dayanışma yapılmadığı, seçimlere niye birlikte girilmediği yolunda sorular soruyorlar tabi. Sorulan soruları inanarak mı soruyorlar yoksa bizim de bir sözümüz olsun ya da bunları bahane ederek uzak durmak mı istiyorlar anlamakta zorlanmıyorsunuz elbette. Dolayısıyla içtenlikli davranarak bize soru soranlara bir diyeceğimiz olmaz. Böylesi soruların sorulmasına asla gocunmayız bile.

Yalnız kırk karganın cücüğünü yemiş solcu havalarında soru soranların kendileri de yorucu ve gereksizler, sordukları soru da yorucu ve gereksiz.

Niye derseniz örneğin biz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak ne söylüyorsak içtenlikli söylüyor ve de doğru olduğuna adımız gibi inanıyoruz. Şimdi biz şu ya da bu sol ya da sosyalist örgütle seçim işbirliği yapsak ne kaybederiz? Daha doğrusu kaybeder miyiz? Haydi diyelim ki bazı öğretisel konularda farklı düşünüyoruz, seçimlere birlikte girdiğimiz için biz kendi öğretimizden vaz mı geçmiş oluyoruz. Ya da seçimlere birlikte girdiğimiz örgütle tek örgüt haline geliyor da kendi örgütsel bütünlüğümüze mi son veriyoruz? Sonra faşizme karşı mücadeleyi ele alalım? Faşizme karşı omuz omuza olmak kimin hangi solculuğuna ve sosyalistliğine helal getirir ya da getirir mi? Sanki faşizme karşı dünyanın hiçbir yerinde sol ve sosyalist yapılar hiç mi bir araya gelmemişler? Gelmişse sonuç ne olmuş, gelmemişlerse ne?

Hani bu tartışmaların aralıklarına serpiştirilen devrimciliğimizden ödün verip vermediğimiz sözleri var ya bu da önemli. Bir ülkede eğer faşizm varsa faşist diktatörlüğe sadece devrim yapılarak mı son verilir?

Faşizm tabi ki de kapitalizmin en önemli krizidir. Bu krizden devrim de çıkar ama devrimi yapacak şu ya da bu nedenden ötürü örgütlülüğümüzden tutun da kitle ruhuna kadar koşullar yoksa bizim işimiz devrim yapmak diyerek vaz mı geçeceğiz faşist iktidarı alaşağı etmekten. Yani demokrasi ortamı burjuva anlamda da olsa sağlanırsa komünistliğimize helal mi gelmiş olur?

Şu an kimsenin kimseye pek bulaşmadığı ama yukarıda söylediğimiz noktalarda da bir araya gelinmediği bilinmeyen bir şey değil. Dahası farklı yapılar ne birbirlerine dişe dokunan olumlu ya da olumsuz anlamda bir eleştiri getiriyor ne de bu yönde kimsenin attığı bir adım söz konusu. Denilebilir ki bu şekilde de örgütler derin bir öznelliğin içinde başkalarını yok sayarak sadece aynada kendilerini görerek üyelerine en iyi örgüt kendileri olduklarını, en iyi komünistte kendileri olduklarını benimsetme talimi yapıp duruyorlar ama bu talim de bir yerden sonra şişip bir balon gibi parlayıveriyor. Bir de bakıyorsunuz ki böyle yapılar kendi içinde irili ufaklı bir sürü bölüklere bölünmüşler. Var olan örgütlerden birine de katılınmıyor çünkü herkes kendisini ve haklılığını kanıtlama peşine düşmüş oluyor. Yani seviyeli bir eleştiri yapılabileceği pekâlâ yararlı iken herkes sanki aralarında suskunluk yasası varmışçasına sessiz kalıyor. Anca bu sessiz kalış eşyanın doğası gereği tabi ki de bir yere kadar işliyor. Bir yerden sonra iş kafa göz yarmaya kadar gidebiliyor. Sadece kaba kuvvet yok elbette. Eleştirilerin bini bir para. Ancak söylenen şeyler hem derinlikten yoksun hem de kimseye katkısı olmayan şeyler. Kuşkusuz 12 Eylül öncesinde de eleştiriler yapılırdı.

Bu eleştirilerin düzeyli olanları olduğu gibi düzeysiz olanları da vardı elbette ama yine de eleştirenlere karşı eleştirilenler de bir şekilde yanıt verirlerdi ki okuduğunuzda anlardınız kim doğruları söylemiş kim kime gelişigüzel saldırmış.

Her zaman ayrı durma politikası da birlikte bir şeyler yapma çabasının da sosyalistlere kazandıracağı bir kültürel biçimlenim vardır. Bu biçimlenmenin olumlu ya da olumsuz yanları olabileceği gibi sosyalist hareket bir ivme kazandıracağı ya da tersine bir sonucun doğmasına neden olacağı da akıldan çıkarılmamalıdır.