SİZİ NEYLE TEMİZLEYİP BİTİRSEK?

Yazan: Turgut Koçak 18 Mart 2020

Korona virüs olayı çıkalı başka bir şey konuşulmadığı, yönetenlerin ve egemenlerin pek işine gelen bir durum ortaya çıktığı için biz sosyalistler de ister istemez konuya değinmeden geçemiyoruz. Hem bizim işimiz, ortaya çıkıp da bilim insanlarının alanına giren konularda ahkâm da kesmek olmadığı için bizim topluma söyleyeceklerimizin önemine inanarak elimizden geldiğince yığınları uyarmaya çalışıyoruz.

Konu Korona virüs olunca bizler ister istemez, dünya bu bataklığın içine nasıl yuvarlandı diye de sormadan edemiyoruz. Bildiğiniz gibi kapitalist/emperyalist dünya korona virüsten önce müthiş telaşeliydi. Onlara göre Çin ekonomisi almış başını gidiyordu. Bu yüzden de kapitalist başkentlerin günün birinde karizmalarının çizileceği yönünde bir düşünce sokaktaki insanın bile aklına gelen şeydi. Bu yüzden de bu virüsün imdatlarına yetişmesi olmayacak şey değildi. Zaten bu konuda Çin de Amerika ile ilgili kuşkuları çoğaltan bir açıklama yaptı.

İkincisi ise emperyalist ve onların işbirlikçisi yöneticiler artık gelip bir duvara dayanmış durumdaydılar ki yönetmek konusunda da bayağı solukları kesilmiş, işleri bitmişti. Korona virüs tedbirlerinin içinde alınan kimi tedbirlere baktığımız zaman maksadını aştığını ya da aşacağını görmemek olası mı? Kısacası korona virüs bu haramzadelerin işine geldiği gibi imdadına da yetişti diyebiliriz. Ancak kapitalizmin bu felaketten de sağ salim çıkmasının öyle sanıldığı gibi kolay olmayacağını da iyi biliyoruz. Fakat demiyoruz ki bugüne kadar kapitalizmle yönetilen insanlık hop sosyalizme geçecek. Bu yüzden de müdahale zorunlu.

Bakın göreceksiniz korona virüsle kirlenmiş bir milliyetçilik pekâlâ toplum katında pompalanabilir. Bunu yapanlar için her zaman maddi bir zemin vardır ancak böylesi felaket günlerinde bu yönde yığınların beyninin de kirletilmesi zor olmayacaktır. Ayrıca bütün bu tehlikelere karşın cemaat ve tarikat yanlıları da tıpkı korona virüs gibi toplumun en yumuşak karnından işe girerek kirletmedikleri bir şey bırakmayabilirler. Hani diyeceğim ki bereket bugünlerde bir seçim falan yok. Eğer olsaydı AKP ve saray iktidarı kazanacak gibi görürse kendisini bu korona virüs olayını öyle bir kullanırdı ki hepimizde kesin şafak atardı. Diyelim ki tersidir o zaman da yine virüs bahane edilerek ne seçim yaptırılır ne de iktidara muhalefet edenler konuşturulur ve milli birlik ve beraberlik naralarıyla yönetilir giderdik. Yine de söyleyelim bu sözünü ettiğimiz tehlike bizim ülkemizde her zaman için vardır, zaten bu iktidarın aklı da böyle çalışmaktadır.

Bugün dünyanın geldiği bilim ve teknolojik seviyeyi düşünürsek hemen hepimizin aklına korona virüste neymiş bilim kesinlikle bunu önler düşüncesi gelir değil mi? Ama görüldüğü gibi gelinen bu noktada bile çaresizliğimiz hepimizin yüzünden okunuyor. Fakat işin en tuhaf yanı nedir biliyor musunuz; bin bir temizlik maddesi varken yine de en baba bilim insanlarının aklına gele gele su ve sabun geliyor. Demek ki neymiş bin yıllar boyu denene denene yaşamımızda olmazsa olmaz yerine geçen su ve sabun korona virüs olayında bile olmazsa olmazlarımız arana giriyor.

Su canlıların varlık nedenidir. Sabunun ise insanın yaşamına gireli şunun şurasında on bin yıl bile olmamıştır. Ancak ortada yine de korkunç istatistiki rakamlar söz konusudur. Bugün 3 milyarın üstünde insan suya ve sabuna ulaşamamaktadır. 1 milyara yakın çocuğun devam ettiği okullarda neredeyse bu sayının yarısı el yıkamak için su ve sabundan yoksun bulunmaktadır. İşte kapitalizmin gözümüzün içine iki de bir sokup durduğu bilim ve teknoloji çağında su ve sabundan yoksunsak oturup çok düşünmeliyiz çok.

Aklıma ne geldi biliyor musunuz? Yenişehir Sağlık Koleji’nde öğrenciyken bizim sosyoloji dersine gelen eski DP milletvekillerinden Ömer Lütfi Erzurumluoğlu vardı. Öğretmen falan niteliği yoktu ama siyaseten torpilli olduğu için bizim okulda derse gelirdi. Onunla sık sık sosyalizmi tartışırdık. Elinden gelse beni öldürecek ama yapamazdı. İşin daha da tuhaf yanı benim kadar sosyoloji bilgisi de yoktu. İnsanlığın; açlığını, yoksulluğunu konuşurken o sorun çözücü olarak Malthus’un nüfus kuramını savunur ben de kapitalizmin insanlığın doğasına ters olduğunu dünya eşit ve adaletli bir bölüşümde bugünkü nüfusun on katını besleyebileceğini söylerdim de hop oturur hot kalkardı. Hani bu korona virüs çıktı ya eğer kapitalist/emperyalist dünya nüfusun yarısını feda etmezse ben neyim, çünkü onların yol göstericisi Malthus’tur.

Düşünüyoruz, hep düşünüyoruz. İnsanlığa bu kadar kötülüğü dokunmuş olanlar da bizim için dert.

Acaba diyoruz; SİZİ NEYLE TEMİZLEYİP BİTİRSEK?

Kim ne söylerse söylesin, ne kadar yerinde tepinirse tepinsin gerçekler çok ama çok direngendir. Su ve sabunu bile insanlığın hizmetine sunmaktan aciz bir kapitalizm zaten kendisi Malthusçu.

Bu yüzden de korona virüsten insanlığın yarısı temizlenmiş temizlenmemiş dertleri bile değil.

Yalnız biz sosyalistler her şeyi dert ederiz tıpkı bizim ülkemizdeki dinci, gerici, faşist iktidarı dert ettiğimiz gibi bilmem anlatabildim mi?