Yazan: Turgut Koçak 8 Temmuz 2020
Herkesin bir derdi vardır, kimi dertler çektirir, kimisi de öldürür.
Şu Aydınlıkçıları da kesinlikle gerici ve faşizan unsurları desteklemek ve bu yoldan iktidar düşü görmek öldürür, öldürecektir.
Aydınlıkçılar ve Vatan Partililer öyle bir havadalar ki gözlerinin önünü bile görmekten acizler. Her ne hikmetse bunların her şeye bir kulp bulmak konusunda mahirliklerine diyecek yok da artık deniz bitti kara göründü.
Biliyorsunuz, Vatan Partisi’ni izlediği politikalar nedeniyle gençlik örgütleri konumundaki TGB’nin birden bire içi boşalmış, gençler bu anlaşılması güç politikalar nedeniyle safları terk edip örgütten ayrılmışlardı. Olay tabiki de sadece gençlik örgütünde yaşanmadı, hem parti saflarında hem de partinin yan örgütü konumunda olan bazı derneklerde de yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
Perinçek’in önderliğindeki Vatan Patisi Erdoğan’dan Atatürkçü ve emperyalizm karşıtı bir figür üretip piyasaya sürmesiyle birlikte yapı içinde resmen depremler yaşanmaya başlandı. Dediğim gibi en hızlı tepki eşyanın doğası gereği gençlerden gelirken gençleri diğer unsurlar izledi. Ayrılıp uzaklaşanların üstü örtülmeye çalışılsa da mızrak çuvala sığmadı, Vatan Partisi’nin uyduruk politikaları sonuçta Erdoğan’ın kapı eşiğinde can vermekle karşı karşıya geldi.
Dedim ya bunlar, her şeye bir kulp bulmakta ustalar diye. İşte Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin pek çok şubesinden pek çok sayıda ayrılanlar oldu. Bunun üzerine derneğin başkanı öyle bir açıklama yaptı ki deyim yerindeyse açıklama evlere şenlikti. Bakalım Ne demiş Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Tulin Oygür? Oygür’e göre şubelerde yaşanan toplu istifaların altında Diyarbakır’da HDP önünde nöbet tutan annelere verilen destek ve 15 Temmuz Fetöcü Darbe kalkışması konusundaki düşün ayrılığı söz konusuymuş.
İnsanda hiç değil biraz utanma sıkılma olur. Daha düne kadar birlikte yürüdükleri arkadaşları kendi politikalarını beğenmeyince birden terör destekçisi olup çıktılar. Çünkü Tülin Oygür’ün açıklamaları bu yönde. Hani bir de evlere şenlik Vatan Partisi’ne bağlı olanların Fetö anlayışı var ya bana sorarsanız bu anlayışta dipten doruğa çürük bir anlayış olup Vatan Partililerin değerlendirmeleri de sadece söz kalabalığından ibaret bir değerlendirmeden öte geçmiyor.
Önce şunu bilelim AKP ve saray iktidarının Fetöcülerle mücadele ettiğinin sanılması büyük bir yanılgıdır. Çünkü AKP’nin içi bugün tıka basa eski Fetöcülerle doludur. Onlar ki orduya kumpas kurup operasyon çekmişler ve kozmik odadaki belgeleri resmen düşmanların eline teslim etmişlerdir. Bülent Arınç’a suikast yalanı ile başlatılan ve kozmik odada bulunan bilgi ve belgelerin bilinen yerlere verilmesinden sorumludurlar. İş kandırıldık deyip de kimilerinin hapisten çıkarılmasından ibaret değildir.
Kaldı ki Fetöcü zihniyetin yerini bugün benzerleri almışsa ortada değişen pek de dişe dokunur bir şeyin olmadığı belli belli besbellidir.
Bugün kimi saiklerle yaşananlar Perinçekgilleri ilgilendirmeyebilir fakat ülkede ne demokrasi vardır ne hukukun üstünlüğünden söz edilebilir ne de ülke böyle giderse aydınlığa çıkacak gibidir. Bütün bunlara karşın iktidarın eteklerine tutunanların daha düne kadar kendi arkadaşlarına bile salt dernekten istifa ettikleri için böyle eleştiriler yapıyorlarsa ki daha da ağırlarını yapıyorlar. Tıpkı iktidar gibi Vatan Partisi’nin de yan örgütlerinin de bir hükmü kalmamıştır. Bu yüzden de solda herhangi bir parti eğer ideoloji partisi değilse böyle bir partinin yaşamasının asla olanağı yoktur. Bu yüzden de bundan böyle Vatan Partisi ve yan kuruluşları var olsalar bile beslendikleri yerden aldıkları güçle ayakta kalmak için çabalayacaklar ancak geminin makine dairesi su aldığı için bu Aydınlıkçılık öyküsü de böylece tarih olup bitecektir. Zaten kurulduğundan günümüze kadar Aydınlıkçıların izlediği politikalara baktığımız zaman sola ve sosyalistlere karşı hem de komünist olmayan komünist Çin entrikasıyla düşmanlıklar beslemiş olup bu defter AKP ve Erdoğan destekçiliğiyle diyebiliriz ki kapanmıştır.
Her ne kadar bu gerici politikalar Çin tarihinden alınan kopyala yapıştır kafasıyla temellendirilmeye çalışılsa da artık ortada ne Mao ne de Çan Kay Şek vardır. Ayrıca kapitalizme ve emperyalizme karşı da onlarla her daim kol kola ve canciğer kuzu sarması olanlarla birlikte mücadele verilmez, verilemez bu da eşyanın doğasına terstir.
İşte bu yüzden siz aldığınız kocaman binanızda iktidar hayali görmeye devam edin. CKD’nizin yazgısı da hayal olmanın ötesinde bir yere varamayacaktır Sayın Tulin Oygür Hanım…