SİZE DE BİR YATIR VERELİM

Yazan: Turgut Koçak 22 Haziran 2014

Eskiler, eski için ne derler?

Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına yağmur yağardı.

Ama bir dönem TSİP’li olmuş kimileri bu söylemi hiç duymamış olmalılar ki, iki de bir de ayranları kabarıyor, orada burada biraraya gelip eskiliklerini yadediyorlar. Öğrendiğimize göre eski TSİP’liler 21 Haziran günü Ankara’da buluşmuşlar. Buluşma davetiyesini de Ahmet Aydın yapmış. Davetiye’de TSİP’in afişinden alınmış bir resim ve İlke dergisinin kapakları konmuş, altına da şöyle yazılmış:

“İŞ EKMEK HÜRRİYET YÜRÜYÜŞÜNDE 40. YIL”

Hemen altında ise 21 Haziran 2014 ANKARA Buluşması yazılmış.

İnsanlar sanacaklar ki, bu zatı muhteremleri dikkate alacak ve onlara karşı esip gürleyeceğiz. Madem öyle TSİP’in Genel Başkanı olan kişi olarak bu soruyu ben yanıtlayayım. İnanın öğrendiğim zaman en küçük bir sıkıntı da duymadım, bu beylerin bazılarıyla ilişki kurup bir şeyler söylemek de içimden zerre kadar geçmedi. Çünkü buraya katılanlardan bazıları ile günübirlik karşılaştığımız çok oluyor.

Ancak bu arkadaşlara bir şeyler yazmamakta olmaz diye düşündüm.

Anlaşılıyor bu arkadaşlar TSİP’i çok sevmişler. Her biri bir başka siyasi oluşumun içinde yer almış, içlerinde AKP’yi savunanlara bile rastlamak olası ama nasılsa TSİP de TSİP demekten bir türlü vazgeçmiyorlar. Böylelerine ne söyleyebiliriz ki? Bu arkadaşların hiçbiri TSİP’ten yakapaça edilip atılmadı, hiçbirine partinin kapısı kapatılmadı. Onlar tercihlerini yaptılar ve son 25 yıldır kurulan partilerin pek çoğunda yer alıp oraya buraya koşuştururken de bize akıl vermekten geri durmadılar. İçlerinde CHP’nin Marksist/Leninist kanadını oluşturanlar bile var. Bazıları da liberalleşip çicek böcek sevdası ile bilmem ne partisine gitmiş, bilmem ne partisinin bileşenleri içinde yer almışlar ama ne gam ille de TSİP demekten bir türlü vazgeçtikleri yok. TSİP demekten derken TSİP’li olmaktan söz etmiyorum. Hani Anadolu’nun pek çok yerinde yatırlar vardır, insanlar oraya giderler el açıp fatiha okurlar ve o yatırda artık kim yatıyorsa ondan dilekte bulunurlar. İşte bu arkadaşların gönlünde yatan TSİP bu. Bu arkadaşlar istediler ki, TSİP’i öldürelim sonra da çevresinde TSİP severler olarak halka olpu gece gündüz zikredelim. Ama hayat bu. İnsanların her istediği olmuyor ki, bizim gibi birileri çıkıyor bu tür ölüsever zihniyette olanların oyununu bozuveriyorlar. Bu arkadaşlar onca saldırılara karşın varlığını devam ettiren ve sürekli olarak güçlenen bir TSİP olduğunu biliyorlar ama TSİP’i yok saymak işlerine geliyor. Öyle ya, bu arkadaşlar gerçekten TSİP’li olsalar kalkıp parti saflarına gelir ve bize de bir iş düşüyorsa seve seve yaparız derler. İsterlerse, yetenekleri varsa yönetimin her kademesinde de yer alabilirler.

Peki, onlar ne yapıyor? Arada sırada biraraya gelip eskiyi yadederek kimin değirmene su taşısak diye kafa patlatıyorlar. Bu toplantıya katılan kaç kişi varsa seceresini yazarım ama gerek yok, bir örnek yeter de artar bile. Örneğin Yalçın Yusufoğlu geçmişte TSİP’in Genel Sekreter’i değil miydi? Şimdi ne yapıyor peki? HDP’ye güzellemeler döktürüyor. Varın ötekilerinin ne olduklarını siz düşünün. Zorla değil ya, bazı insanlar asla nesnel davranmayı beceremezler. Nesnel davranabilseler kendileri ile ilgili bir yargıları olacak olmasına ya her nedense nesnel davranmaktan ölümlerinden korkar gibi korkuyorlar.

Bu arkadaşları duyar gibi oluyorum aslında. Onlara göre TSİP geçmişte öyle bir örgüttü ki, her derde deva bir ilaç. Ya bugünkü TSİP? Güçsüz ve etkisiz, aspirin bile değil… Gerçekten TSİP bu arkadaşların söyledikleri ve sandıkları gibi miydi? Kesinlikle değil. TSİP yine bazı arkadaşların yönetiminde sık sık kaza yapmakta ve devrilmekteydi. Bu yüzden de TSİP kendi tarihi içinde hem yaralarını saran, hem de ideolojik ve örgütsel olarak etkili bir şekilde yoluna devam etmek isteyen içtenlikli yanı ağır basan bir örgüttü o kadar. Ne demişler; “alışmış kudurmuştan beterdir” arabayı devirmeyi alışkanlık haline getiren arkadaşların huyları hep devam ettiği için onlar kendi yollarına gittiler biz kendi yolumuza. Biz TSİP’li kaldık, onlar şunlu bunlu oldular. Biz TSİP’İ güçlendirmek ve ayağa kaldırmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk onlar hık deyici olarak gezmedikleri kapı kalmadı. Şimdi de yatırcılar olarak biraraya gelmişler. Birde üzülecekleri bir şey söyleyeyim bugünkü TSİP geçmiştekinden hem güçlü, hem daha örgütlü hem de direksiyonun başından acemi şoförler çoktan kalkmış çoktan.

Ne konuşurlar, birbirlerine nasıl badem gözlü, sırma saçlı olduklarını nasıl anlatırlar bilmiyoruz, doğrusu merak da etmiyoruz.

Fakat TSİP’i daha fazla ikiyüzlülüklerinin aleti gibi görmeyi sürdürmemeleri için de kendilerini uyarıyoruz. Yoksa adamı bir yerlerden alır çarşamba çanağına çevrimeyi de iyi biliriz. Keşke daha iyi şeyleri haketmiş olsaydınız. Ne diyelim sizin için söyleyeceklerimiz bu kadar…