Yazan: Turgut Koçak 14 Mayıs 2021
Tarikatların, cemaatlerin, dinci vakıf ve derneklerin sizler plağına sarılırken bizler bilim demişiz, insanlık ve ülkemiz demiş her türlü özveriyi göstermekten çekinmemişiz. Bu yüzden sizler halka din iman pazarlarken bizlerse aydınlıktan söz edip kurtuluşumuz yolunda yaşamımızı ortaya koyarak yürümekten çekinmemişiz.
Bu yüzden bizler darağaçlarına çıkarıldık, hapisler yattık, işimizden, gücümüzden olup perperişan edilirken sizlerse işinizi kurdunuz, partilerde kendinize yerler edinip iktidara gelerek iktidarın bütün nimetlerinden yararlandınız. İhaleler sizindi, vurgunlar sizin, ülkeyi soyup soğana çevirmek de sizlerin işiydi. Mevkiler, makamlar sizlere ayarlanmış, bir eliniz yağda bir eliniz balda da yaşayan sizlerdiniz.
Yağma düzeni öyle bir kurulmuştu ki kıyıları, ormanları, kentlerimizi, sularımızı, dağlarımızı, fabrikalarımızı siz yağmaladınız, en değerli arsalara sizler çöktünüz. Aldınız verdiniz, uyduruk belgelerle akla gelmedik vurgunlar vurup paralar transfer ederek dünyalığınızı çoğalttıkça çoğalttınız. Hizmet eden bizdik, hizmet alan ise siz. Beyler, paşalar gibi yaşayıp har vurup harman savuran da sizdiniz.
Bizler barışı, kardeşliği savunduk, sizler ise habire para ve güç kazanıp yanlarına yaklaşılmaz birer canavara dönüştünüz. Sizler ülkeyi parsel parsel satıp altınıza uçaklar, gemicikler alır bizler ise ne olacak bu ülkenin hali diye kafa yorarız. Okuruz, yazarız, düşünürüz, sizlerse para sayar en lüks yaşam sürerek ortalıkta fink atar durursunuz. Sizler de okursunuz ama sizin ki dönüp dönüp aynı şeyi okumaktan ileri gitmez.
Bir zamanlar korona virüs salgını çıkınca az kalsın bizlerden bazıları kendilerini sizlerle eşit görecek, sosyalizmi ise ellerinin altında bulacaklardı fakat her şey ışık hızıyla değişti. Ölen de yoksuldu, hastalanan da. Sosyalizmse yine bazıları için bir düşe dönüştü.
Sizlere Allah verdikçe verdi. Karun kadar zenginleştiniz. Bu yüzden de sizin arabalarınız dağlardan aşarken bizim arabalar düz ovada şaştı ki kaldık ulu ulu yurtlarda.
Aman arkadaş siz neymişsiniz meğer? Dayı da sizin, amca da. Bu yüzden sizlerin işi görülürken bizler iki elimiz böğrümüzde kalıp seyrana durduk. Baktık ki hiçbir şey düzelmez. Gösterilere katılıp hak isteminde bulunup Tomalara nanik çektik. İçerilere düşüp yıllarımızı geçirdik, ömür çürüttük.
Karşımıza geçip vatan, millet Sakarya dediniz. Biz öldük bölük bölük cenazelerimize katılıp “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” demekle kalmadınız da üstelik bir de çıkıp gözümüzün içine baka baka “Keşke Allah bize de şehitliği nasip eylese” dediniz de gidip de ölmediniz niyeyse. “Allah yoksulu sever, keşke bizler de yoksul olsak” diye bize vaaz verdiniz de milyonluk arabalardan inmediğiniz gibi, paraya para da siz demediniz. Harman harman kazanıp sanki alay ettiniz bizimle de sandınız ki bizler sizin söylediklerinizin ne anlama geldiğini anlamadığımızı düşündünüz.
Ne demişler?
Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
Onlar da bir gün devrilir…