SİZ KİMSİNİZ?

Yazan: Turgut Koçak 16 Aralık 2015

Türkiye gerçekten de ilginç bir ülke. Birisinin yaşamını tehlikeye sokacak açıklamalar yapar hatta hedef gösterirsiniz size kimse çıkıp da bu iş nedir diye sormaz. Hem öyle basit bir kızgınlık falan belirtmiyor öldürmekten söz ediyorsunuzdur da ülkenin savcıları her ne hikmetse bunu görev sayıp harekete bile geçmiyorlar. Son zamanlarda bu AKP yandaşı kesimlerden Eren Erdem’e gelen tehditler apaçık ortada. Eren Erdem de, bu tehditleri dikkate alarak korunması için savcılığa başvuruyor. Mecliste bir milletvekili olarak görüşlerini dile getiriyor ama AKP’nin milletvekilleri tam bir aymazlık içindeler. Erdem’e yönelik tehditleri hak emiş olarak değerlendiriyorlar ve tıpkı bir zamanlar Sovyetler Birliği döneminde ülkenin vicdanı olan sosyalistlere söylenen sözlerin benzeri söylenerek insanlar gerçek kimliklerini ortaya koyuyorlar.

Neymiş efendim, madem bölesi durumlarda AKP eleştiriliyormuş, bunu yapanlar hak etmişlermiş. İstiyorlarsa da Moskova’ya gitsinlermiş.

Bu tür davranışlara en hafifinden yavuz hırsızlık denir denmesine de aslına bakarsanız bu AKP’nin insanlık bilmez, sınır tanımaz taraftarları için çok daha ağır sözler söylemek gerekir. Gerekir, çünkü bu muhteremler kendileri gibi düşünmeyen herkesin ya içeri atılması, ya dövülüp haddinin bildirilmesi ya da öldürülüp susturulmasını akıllarına koymuşlar. İktidarın kendilerinde olduğunu düşündükleri için de kolaylıkla yırtacaklarını düşündüklerinden bu denli cüretkâr olabiliyorlar.

Bir ülkede bütün bunların olağan hale gelmesi bir zihniyet sorunu aslında. Ülke yangın yerine dönmüş. Kentlerde sokak savaşı var, öğretmenler görev yerlerinden çağrılıp memleketlerine gönderilmiş, bütün bu gerçeklere karşın kendilerini yine de muktedir olarak görenler var. Adam çıkıyor İsrail’e “Gazze’de ablukayı kaldırın” anlamında sanki kendisini dinleyen varmış gibi bir söz ediyor, karşılığını almakta da gecikmiyor.

“SAÇMALAMA”.

Oysa senin ülkende birileri gidip Hürriyet Gazetesini basıyor, camlarını aşağı indiriyor, bütün bunlar da yetmiyor kalkıp bütün ülkenin gözlerinin içine baka baka tehditler savuruyor, sonra da kendini bilir de aslında bilmez kabadayı bozuntuları gidip evinin önünde izledikleri Ahmet Hakanı dövüyorlar. Aktrol bozuntuları da daha bu başlangıç dercesine önüne geleni ölümle tehdit ederek adeta ülkede bir terör estiriyorlar.

Bugün CHP Milletvekili Eren Erdem’e karşı yürütülen kampanya da aynısı. Neymiş efendim Eren Erdem rahat durmuyor, AKP iktidarının Suriye’deki terör örgütlerine gönderilen silahlarla ilgili haberleri kaşıyormuş.

Sistem ne güzel kurulmuş. AKP iktidarı önce siyasi irade olarak bir işin yapılması için karar verip uyguluyor, ters mi tepti, bu kez de kendi iradesini hiçe sayarak suçu başkalarının üzerine atarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.

Bildiğini gibi Güneydoğu’da uygulanan politikalar iktidarın iradesi olduğu halde işler kötüye gittiği için suç valilerin, kaymakamları ve bölgede birtakım bürokratların üstüne yıkılıvermişti. Şimdi bir benzerini daha yaşıyoruz. Rus uçağı düşürüldü, arkasından da Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı Rus uçağı angajman kuralları gereği düşürüldü deyip efelendikten sonra işler kızıştı, AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan zora düştü. Bu suçun da birilerine yıkılması gerekiyordu, Aktroller yıktılar bile. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal’ın şahsında Ünal’a; “İstifa et, yoksa Reis icabına bakar” diyerek Hava Kuvvetlerine saldırıyorlar.

Ülkede tam anlamıyla bir zorbalık egemen kılınmış sanki. Sahi bu “Reis” denilen kişi kimdir sizce? “Reis” unvanı verilen muhterem her kimse her şeye kadir mi de bu kişinin adı ile konuşulup duruluyor? Aslına bakarsanız topunuz korku nöbetleri geçiriyorsunuz, yoksa başkalarını tehdit edip niye korkutacaksınız değil mi? Sizinki de mezarlıktan geçerken ıslık çalan korkakların işine benziyor. Sanıyorsunuz ki, Eren Erdem’i tehdit eder sindiririz, olmadı öldürürüz başkalarına da iyi bir ders olur, yenileri çıkıp bizlerin arabasının tekerleğine taş koyamaz. Her zaman olduğu gibi bu kez de yanılıyorsunuz işte. Sizin gibi korkak ve her türlü kötülüğü kolaylıkla yapacak insanların olduğu bir dünyada sizin gibilerin de haddini bildirecekler her zaman olacaktır.

Sahi siz kimsiniz?

Sol göğsünüzün altında çatal yürek mi taşıyorsunuz da oraya buraya saldırıp durabilme yürekliliği gösteriyorsunuz. Diyelim ki gerçekten çatal yüreksiniz o zaman niye “Reis” falan diyerek saçmalayıp burnunuzla bok karıştırıyorsunuz söyler misiniz?

İsterseniz bu sözlerimi bir kenara iyice not edin ki, geleceğinizi şimdiden görme şansını da kaçırmayın olmaz mı?