Yazan: Turgut Koçak 13 Mart 2022
Daha dün Sedef Kabaş’ı TELE1’de yayımlanan Uğur Dündar’ın “Demokrasi Arenası” programında bir Çerkez atasözünü söylediği için içeri attılar. Savcı tutuklanmasın istedi, mahkeme tutukladı Apar topar mahkemeye çıkarıldı ve de ilk kez mahkeme bu kadar hızlı karar vererek. Sedef Kabaş’ı 2 yıl dört ay hapis cezasına çarptırdı. Sedef Kabaş’ı jurnalleme görevi Takvim gazetesine düşmüştü. Bu jurnalden sonra da troller harekete geçtiler ve bildiğimiz son yaşandı.
Konuya hemen RTÜK Başkanı Şahin dahil oldu ve Sedef Kabaş’ı suçladı. O dönemde Adalet Bakanı koltuğunda oturan Gül ise sosyal medyadan yargıya talimat verircesine Kabaş’ı suçlayarak suçlu ilan etti.
Arkasından tutuklanmasına itiraz dilekçeleri verildiyse de “kaçma şüphesi bulunduğu” savıyla itiraz reddedildi.
Kabaş’a karşı sanki bir kampanya başlatılmış hakaret suçlaması R. T. Erdoğan’la sınırlı kalmamış İçişleri Bakanı S. Soylu ve yanına da Adil Karaismailoğlu eklenmişti. Hakaret ettiği nedeniyle 4 yıl 8 ay toplam ise 11 yıl 8 ay hapis cezası isteniyordu. Kabaş’a 11 Mart 2022 tarihinde tutuklandıktan 49 gün sonra bakanlara hakaretten berat ederken Cumhurbaşkanı’na hakaretten 2 yıl 4 ay ceza verildi. Sonra da tahliye edildi.
Sedef Kabaş savunmasında iktidarın kendisine yaşattıklarına karşın gerçekleri söylemeye devam edeceğini, Goebbels yöntemlerini eleştirdiğim halde konuşmam Goebbels yöntemleriyle hedef gösterildiğini belirtti. Hukuk karşısında hakkımı arıyor olmam bütün bu yapılanların sebebi mi diye sorarak “Bu kişiler şimdi de atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar” dedi.
Kabaş savunmasında ayrıca şunları belirtti.
“Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım.
Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım.
Abdullah Öcalan’la görüşüp mektubunu okusaydım görüşleri referans alınan bir akademisyen olacaktım.
Fethullah Gülen ile fotoğraf çektirseydim gözde bir bakan olacaktım.
Otele çöküp, devlet ihalelerine çöküp millete ana avrat küfretseydim suçlu olmayacaktım.
Koro halinde bakanlar, RTÜK başkanı, AKP’liler beni suçlu ilan etti.
Mahkeme kararını beklemeye gerek yoktu, hüküm çoktan verilmişti.”
Duruşmada savcı, Sedef Kabaş’ın tutukluluğunun devamını istedi. Avukatları savunmalarını yaptılar ve sonuçta da Sedef Kabaş’a beraat verilmesi gerekirken 2 yıl 4 ay ceza verildi. Gazeteci Sedef Kabaş gerçek bir gazeteci olduğu için çıkışında bir acıkma yaparak Şu sözleri söyledi:
‘Böyle gazetecileri hapse atıyoruz, ayağınızı denk alın’ mesajı ile gözdağı vermeye çalışıyorlar.
Korkacak mıyız?
Elbette hayır.
Milyonlar ‘hayır’ diyor, bunu biliyorum.
O yüzden haklıysak korkmayacağız, haksızlığa uğruyorsak susmayacağız.
Ben gazeteci olarak elimden geldiğince gerçekleri yazmaya devam edeceğim, kimsenin şüphesi olmasın.”
Cumhurbaşkanı ayrıca Sedef Kabaş ve TELE1 için ayrı ayrı 250 liralık tazminat davası açtı. RTÜK ise hem TELE1’e verilebilecek en yüksek para cezası verdiği gibi 5 hafta da Uğur Dündar’ın programını yasakladı.
Şimdi bu davalara bakıp olanları değerlendiriyoruz ama doğrusu bir yere de oturtamıyoruz.
İşte bu yüzden aklımıza şu geliyor “SİZ DE GAZETECİ OLMAYIN MÜTEAHHİT OLUN!” diyoruz.