SİZ AMERİKANCISINIZ BAY YENİÇERİ!

Yazan: Turgut Koçak 14 Mayıs 2013

Bazı olaylar vardır ki, turnusol kağıdı görevi görür. Kim kimdir, kim nasıl ve niye öyle düşünür gün gibi ortaya çıkar. Reyhanlı’nın bombalanması sonrası Özcan Yeniçeri’nin yaptığı konuşmayla MHP’nin yöneticilerinin kim oldukları ve niçin böyle davrandıkları bir kez daha ortaya çıkmış oldu. MHP’nin tabanı milliyetçilikten dem vurup otursun, “çözüm süreci ile ilgili olarak ağzından alevler çıkan yöneticilerinin gerçek kimlikleri bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Sözümona AKP’yi okyanus ötesi bir merkeze bağlı olmakla suçlarlar ya, bir de bakmışsınız ki, AKP’nin her sıkışıklığında yanındadırlar. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini MHP’liler sağlamadı mı? Türbanın serbest olması için de aynı tutumu almadılar mı? AKP’nin 4+4+4 Eğitim sistemi ile ilgili yaptığı değişikliklerde de rolleri AKP’nin işini kolaylaştırmak olmadı mı? Libya’ya müdahale için NATO çerçevesinde savaş tezkeresine oy vermediler mi? Ve geldik bugüne, ne diyor MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri? “Beşar Esad’ın canı cehenneme. Reyhanlı’da bombayı patlatanlar Suriye yönetimi. Reyhanlı’daki bombalama ile ilgili yayın yasağı yerindedir. Hükümetin yanındayız. Türkiye Suriye’ye derhal müdahale etmelidir. Biz uçağımız düşürüldüğünde de aynı şeyi söylemiştik. Gitmeli uçağımız nerde düşürülmüşse orayı bombalamalıydık.”

Görüldüğü gibi savaş narası atan sadece Recep Tayyip Erdoğan ve bakanları değil. Amerikancı oluşlarından bir gün bile kuşku duymadığımız MHP yönetimi de Başbakan’ın narasına katılıverdi. Unutmayalım dün de Amerika’nın kontraları görevini yapanlar bugün de aynı görevi üstlenmezlerse şaşırmak gerek. Çünkü MHP yönetimi bugüne kadar milliyetçi yalanlarla tabanını kandırıp emperyalist/kapitalist dünyanın maşalığını yapmadı mı? Bugün değişen nedir ki, huylu huyundan vazgeçip Amerikan karşıtı cephede yer alsın ki? Hem nasıl olur da bunlar İsrail’in Suriye’yi arka arkaya bombalamasını iyi okumazlar? Ya da ne bileyim Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika gezisi öncesi; “Amerika kara hareketi yaparsa destekleriz” demesinden de mi kuşkulanmazlar? Hem bu konuşma bizzat başbakanlıktan iki kez değiştirilerek, “Karadan asker girmesine değil, hava müdahalesine destek verilecektir” hemen arkasından da bu da değiştirilip “ABD değil Birleşmiş Milletler” denilmesi de mi kimseyi uyandırmaz?

Ne ilginç rastlantı; Reyhanlı’daki bombalama olayı sonrasında MHP de hükümetin yanında BDP de. Dünde BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Reyhanlı’ya gitti. Ne var ki, Reyhanlıların tepkisinden kurtulamadı. Oysa BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’tan olayı farklı değerlendirmekteydi. Ancak görüldüğü gibi yetmiyor. İnsan sosyalistse sosyalisttir, tepkisi de her olayda sosyalistçe olur. Suriye sorunu ile ilgili bugüne kadar bu kişilerin dişe dokunur, söylediklerinden aklımızda ne kalmıştır?

Evet, işbirlikçiler her zaman ama her zaman sol ve sosyalistlerin düşmanıdırlar. Reyhanlı olayında suça en yakın kesim ÖSO’yu oluşturan katil takımı olmasına karşın, iktidar bombanın nereden yüklendiğinden tutun da kimin eylemi gerçekleştirdiğine kadar anında çözüverdi. Neymiş efendim; iki örgüt üzerinde duruluyormuş. Birisi DHKP-C imiş miymiş neymiş ama o olamazmış DHKP-C Acilciler THKP-C Acilcilermiş. Bu örgütün başında da Miraç Ural varmış. Miraç Ural nerede, ne yapıyor herkes biliyor. Ancak bir taşla birkaç kuş vuracağını düşünen iktidar işlenen suçu birilerinin üzerine yıkıp gerçeklerin su yüzüne çıkmasını da böylece önlemiş oluyor. Aman efendim iktidarın yalakaları nelerde bilirmiş neler. Kimi terör örgütleri varmış ki, tabanlarını yitirir üç beş kişi kalırlar uyumaya yatarlarmış. Sonra da birden çıkıp bir eylem koyarlarmış ki, Reyhanlı’daki eylemde böyle bir eylemmiş. Bizi bilenler bilir, adı geçen örgütlerin hiçbiri ile ne ideolojik ne de başka bir bağlamda yakınlığımız yoktur. Ancak sol kültürden geldikleri için ne tür eylemler yapabileceklerini de iyi kötü biliriz. Bugüne kadar ne Acilciler’in ne de DHKP-C’lilerin kitleyi hedef alan bir tek eylemine tanık olmuş değiliz. Bu tür eylemleri yapanlar bugüne dek ya dinci örgütler olmuştur ya da PKK’lılar. Diğer sol örgütlerin hiçbiri böylesi eylemlere yönelmiş değildir. Hem Reyhanlı halkı laf olsun diye mi ÖSO’yu işaret ediyor? Onların sıcağı sıcağına içinde yaşadıkları durumu görmeleri bu kadar mı olanaksız? Görüldüğü gibi fatura sol bir örgüte çıkarılıp, yayın yasağı ile birlikte olay dondurulmak isteniyor. Dondurulsun ve insanlar sol bir örgüt mü yaptı acaba diye oyalanırlarken Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi de Amerika’ya uçsun, Obama ile görüşsün, birlikte Suriye hava sahası uçuşa yasak bölge ilan edilsin, tampon bölge de oluşturulup Suriye’nin soluğu kesiliversin. Kesiliversin ki, bozgun noktasına gelmiş olan ÖSO katilleri kurtarılabilsin. Yoksa Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarının ÖSO denilen katillere yaptığı bunca yardım boşa gitmemiş olsun.

Adam ABD’ye savaş kararı için gidiyor. Bakın; MHP adına konuşan Özcan Yeniçeri ne diyor? “Hükümetin yanındayız.” Sözümona “çözüm süreci” yürüyor ya, niye Selahattin Demirtaş AKP hükümetinin yanında olmasın ki? Niye savaşa onay verip birliğimizden beraberliğimizden söz etmesin ki?

Suriye’ye yönelik kimin ağzından savaş naraları çıkıyorsa bilinmelidir ki, o Amerikancı ve halk düşmanıdır. Reyhanlı’daki olaya benzer kanlı eylemlerden beslenenler unutmayalım ki, dökülen kanlarda boğulacaklardır. Can alanın canı da güvenlikte değildir. AKP’yi büyük devlet olma moduna kim sokmuştur? Önceki akşam Pelin Çift’in konukları, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanvekili Bülent Orakoğlu ve Terör Uzmanı Mete Yarar’ın konuşmalarını dinlediniz mi? Büyük devlet olmanın da bedelleri varmış. Neymiş diye sormayın, savaşmış savaş. Bunları dinlediğiniz zaman anlarsınız ki, solun ve sosyalizmin düşmanları her fırsatı iyi değerlendiriyorlar. Yine bunları dinlediğiniz zaman anlarsınız ki, işin Amerikancılık boyutu öyle üst noktalara çıkmış ki, gözlerimizin içine bakıla bakıla bir güzel Amerikancılık savunulmakta gerçekler baştan sona değiştirilip hap yapılarak halka yutturulmaya çalışılmaktadır.

Sonuç olarak AKP iktidarının varlığını sürdürmesi demek yukarıda sözünü ettiğimiz insanlık düşmanı politikalarla karşılaşmaya devam edeceğimiz anlamına gelmektedir. Bütün Türkiye halkının vicdanı bu kadar mı uykuya yatırılmıştır da Suriye’ye yönelik savaş çıkarılması için Obama’ya danışmasını ve istekte bulunmasını sineye mi çekeceğiz Recep Tayyip Erdoğan’ın?

Artık sokağa bile polis ordusu ile çıkan Recep Tayyip Erdoğan bilmelidir ki, böyle giderse sokağa çıkabilmesi için polis ordusu da az gelecektir.

Neden mi diyorsunuz?

Görünen köy kılavuz istemez de ondan. Çünkü herkes ayakta, herkes olup bitenlere tepkili…