SİYASAL İSLAM’IN GÜNEŞİ BATARKEN

Yazan: Turgut Koçak 27 Ekim 2022

Son zamanlarda kendimizi yeni bir tartışmanın içinde bulduk. Terörle içli dışlı olan İslami terör örgütleri tarzan hesabı zor durumdalar. Bu yüzden de Fransa’da söylenenler her ne hikmetse bizim ülkemizde yankı buluyor ve Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha İslam dünyasının sevip saydığı insan olurum hesabından ve daha pek çok nedene bağlı olarak Fransız Cumhurbaşkanı Macron’la hatta onunla da yetinmeyip Hollanda da bir milletvekili ve Almanya Başbakanı Merkel’le bile bir tartışmanın içinde buluyor kendisini.

Uzatmayalım İhvancı, fetihçi dış politikanın bir getirisi olmadığını yaşam bizlere yaşatarak öğretmeyi tek tek gösteriyor. Biliyorsunuz TSK, İdlib’te gözlem noktalarına sahip. Bunların bazılarından TSK çekildi, bazılarından da önümüzdeki günlerde çekilecek. İdlib’te bulunan 9 nolu gözlem noktasından çekilmesinin arkasından Rusya buraya konuşlanmış olan İslami terör örgütlerinin bulunduğu noktayı vuruyor ve 70’in üzerinde ölü çok sayıda da yaralı var. Bu olay üzerine pek çok yerde gerçeği yansıtan ya da yansıtmayan tepkilere tanık oluyoruz. AKP ve saray iktidarının tepkisi de elbette doğruları yansıtmayan tepkilerin başında geliyor.

Sözünü ettiğimiz bölgelerde terör örgütleriyle Suriye Ordusu arasında tampon bölgesi olarak düşünülen TSK’nın 12 gözlem noktası bulunuyor. Bu gözlem noktalarının birçoğu Suriye’nin kontrolü altında. Bu yüzden de hem Suriye hem de Rusya tarafından çekilme yönünde Türkiye’den isteklerde bulunuluyor. Bu istekleri bir süredir es geçen AKP ve saray iktidarı şimdilerde çekilme yönünde bir davranışa içine girmiş durumda.

Çekilinen bir gözlem noktasında bulunan ÖSO’ya bağlı bir eğitim kampı Rusya uçakları tarafından vuruldu. Böylece çok sayıda ÖSO militanı yaşanı yitirdi. Öyle görünüyor ki bu tür bombalamaların devamı da gelecek. Şam yönetimi ise İslami terör örgütlerinin kontrolünde olan İdlibe nihai bir darbe indirmek için uzun zamandır hazırlıklar yaptığı da bilinmeyen bir şey değil. Diyebiliriz ki artık işin sonun yaklaşılmış bir durum var ortada.

Ayrıca buralardan Libya’ya taşınılan teröristlerin durumu da iç açıcı değil. General Hafter ile Türkiye tarafından desteklenen Trablus hükümeti ateşkes anlaşmasına vardılar. Bu anlama dolayısı ile Yeni Osmanlıcıların hesabını da bozmuş göründüğü gibi pek çok yerde ve Doğu Akdeniz’de de bazı karışıklıkları peşinden getirecektir kesin. AKP ve saray iktidarı onca çabalalarına karşın Cenevre ve Kahire’de kurulan masaya da oturamadılar. Durum öyle gösteriyor ki yakın bir tarihte Trablus’ta da kendilerine bir yer bulamayacaklar. Bu yüzden de söylenenlere bakılırsa üç ay gibi kısa bir süre sonra Türkiye buradan çekilmek zorunda kalabilir.

Bu durumda ne mi olacak? AKP ve saray iktidarının yanlış politikaları bir kez daha Türkiye’yi bedeli ağır olacak yalnızlaşmayla karşı karşıya getirecek. Bu yüzden de AKP ve saray iktidarının politikaları hemen her gün birer ikişer dökülmekte bedeli de kesin ülkemize çıkarılacak şekilde gelişmelere tanık olmaktayız.

Biliyorsunuz Fransa’da bir öğretmenin kafası radikal İslamcılar tarafından kesildi. Bu olay sonrası Fransa Cumhurbaşkanı Macron radikal İslam’a yani İslami terör örgütlerine yönelik sözler söylemeye başladı. Erdoğan hemen olayın içine dahil olarak Macron’un bu hareketini “İslam düşmanlığı” olarak niteledi ve Macron’la ilgili pek çok söz söylediği gibi Fransız mallarını boykota yönelik de çağrılarda bulundu. Bugünün iktidar yanlısı gazetelerine bakarsanız olup bitenlerin ne kadar köpürtüldüğünü görürsünüz. Ancak en sağ Fransız basını bile bu tartışmalara sadece küçücük bir yer ayırmakla yetindiler. Oysa bizim ülkemizde AKP ve saray iktidarı bir kaşık suda fırtına koparmak için her yolu deniyor. Dünde yazdığımız gibi Türkiye’nin çeşitli kentlerinde hemen hepsi İslami Terör örgütü yanlısı Suriyeliler gösteriler gerçekleştirdi. Bu gösterileri bırakalım engellemeyi adeta teşvik eden iktidar iş ülkemiz işçi ve emekçilerinin hak istemek amacıyla yapacakları gösterilerine gelince onların üzerine güvenlik güçleri salınıyor.

Sonuçta Siyasal İslam asıl merkezlerinde kaybettiği gibi bizim ülkemizde de kaybediyor.

Bu yüzden de Erdoğan’ın allayıp pullayıp ortaya sürdüğü politikalarla siyasi İslam ayakta tutulmaya çalışılsa da yok olup giden Siyasal İslam’ın güneşi batış çizgisine çok yaklaştı çok.