SİSTEM PARTİLERİ VE İKTİDARLARI BUNALIMI ÇÖZEMEZLER

Yazan: Turgut Koçak 17 Temmuz 2021

Ülkemizde dünde pek çok şey deşildiğinde her şeyin iyi olduğu söylenemezdi evet ama şimdi öyle şeyler yaşıyoruz ki olağan hiçbir şey kalmamış olağan olacak ne varsa bunların yerini akıl almaz şeyler almış. Yani iki şey birbirleri ile yer değiştirmiş.

Ülkemiz hem siyaseten hem sosyal ve ekonomik olarak çok ciddi dönemler yaşamıştır. Böyle dönemler ise genellikle burjuva siyasetçiler ve ekonomistlerince ve araştırmacılarınca geçici olarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bunalım dönemlerinin günü gelince biteceği hesaplanmıştır. AKP ve saray iktidarı ile birlikte artık bu şekilde düşünmenin de olanağı kalmamış, onların söylediği gibi normale dönüşün de önü kapatılmış ve bunalım artık olağan bir işleyiş olarak yaşamımızın bir paçası haline gelmiştir.

AKP ve saray iktidarıyla birlikte sözünü ettiğimiz bunalım tam 19 yıldır olağanlaşmıştır. Öyle şeyler yaşar olduk ki günü gelince bunalımlardan kurtulacağımız izlenimini yaratacak hiçbir çıkış yolu da söz konusu olmadığından kabul edilmesi zor olsa da bunalım kabul etsek de etmesek de tam anlamıyla bir gerçekliğe dönüşmüştür. Dolayısıyla da artık bizim için bunalım en normal hal haline gelmiştir.

Şimdi düşününce anlıyoruz ki kapitalizm en olmayacak şeyi bize olağan yaşamımızmış gibi kabul ettirmeye çalışıyor. Kapitalizmin bir eseri olarak ortaya çıkan koronavirüs salgını için çok sürmez geçer diye düşünürken bir de ne görelim o varyantı idi bu varyantı idi derken bizim bir parçamız haline gelmez mi hepimiz anladık. Bu salgının yarattığı ne varsa diktatörlüklerinden, ekonomik ve sosyal yıkıma kadar hepsiyle birlikte yaşayacakmışız da haberimiz bile olmamış iyi mi?

Yine kapitalizmin doymak bilmez para kazanma hırsı yüzünden doğamız çevremiz ne hale getirildi görmüyor muyuz? Bugüne kadar doğa kendisine yapılanları bir şekilde tolere etti fakat fazlasını tolere edemediğini ne gibi içinden çıkılmaz çevre sorunları yaşadığımızı da görüp ürkmüyor muyuz? Seller, kuruyan dere yatakları, kirletilen su havzalarımız, göllerimiz, ırmaklarımız, denizlerimiz tehlike sinyalleri vermiyor mu? Yok edilen ormanlarımızın yarattığı hallere ne buyrulur?

Siyasi iktidara kim niçin talip olur? Bu sorunun olağan yanıtı şudur fakat acaba sonuçları öyle mi? Evet, sayısız krizle karşı karşıyayız. Bu krizleri çözecek olan da elbette siyasettir ama acaba sistem partileri iktidara geldiklerinde krizi çözebilirler mi? Çözemeyecekleri çok açık. İşte bu yüzden onlar ne söylerlerse söylesinler krizi çözemezler ama krizi yönetmenin yollarını arayıp dururlar. İşte bu yüzden krizi çözecek olan tek seçenek sosyalist bir iktidarı amaçlayan sosyalist bir parti olabilir. Bu yüzden de bundan böyle ne konuşacaksak bu anlayışı odak olarak almadığımız sürece fazladan bir şey de söylemiş olamayız.

12 Eylül faşist darbesi üstünden günümüze kadar geçen süre 41 yıl olmuş. O günden bugüne benzeri bir darbeye kalkışılamamış. Fetöcü darbeyi saymıyoruz çünkü o bu darbenin amacı da başkaydı, hedefi de. Daha önceki darbelere baktığımız zaman olanlar özetle şuydu. Yürümeyen sistem orasından burasından onarılacak yeniden sistemin yürütücülerinin eline verilecekti. İşleyiş buydu. Dolayısıyla 12 Eylül faşist darbesidir ki AKP’yi doğurdu. Şimdi AKP ve saray iktidarı ile birlikte de sürekli krizli günler yaşıyoruz ki bu durak artık başka bir durak.

Burjuvazi pek çok yöntemle sistemini sürdürmeye çalışır. Bunlardan birisi de lider karizmasıdır. Öyle midir, değil midir diye tartışmayacağım çünkü bana sorarsanız Erdoğan’ı karizmatik bir lider yapacak ne bilgi, ne birikim, ne öngörü kısaca hiçbir özelliğini sayamayız. Ama en azından onu tutanlar gözünde Erdoğan “dünya lideri” olarak nitelense de şu an baktığınızda gözümüzün önündeki pozisyon dün olmadığı gibi bugün de hiç mi hiç bu görüntüyle örtüşmemektedir. Burjuvazi artık bunalımlarını çözecek sahneye karizmatik özelliği olan birini de çıkaramayacağı için sistemini yeniden düzenlemesi ve yerine oturtması olası gözükmemektedir.

Bugün ülke koşullarına baktığımız zaman acayip şeyler söz konusudur. Karizmatik bir liderle mafya oluşumları içinde yer alanların sıfatları yan yana anılır olduysa ve de çıkışsızlıklar bu özellikleri olanlara OHAL’den başka bir yol bile önermelerine engelse bitişe bir nokta koymamızın da zamanının geldiğini bizlere açıkça göstermektedir.

Demek ki neymiş? Artık burjuva politikacıları bunalımları çözmek için değil de bunalımları yönetmek için ancak iktidar olabilirlermiş.

İşte bu yüzden SOSYALİZM bundan sonra tek kurtuluş seçeneği olarak gündemimizdedir ve de Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak kendimizi bu gerçeğe göre konumlandırmamız gerekir üstün yeteneklerle donanıp örgütlenmemiz gerekir…