Yazan: Turgut Koçak 25 Ekim 2013
Francis Ricciardone, ABD basınında MİT Müsteşarı Hakan Fidan konusunda çıkan haberlere dikkat çekilmesi üzerine ABD medyasının ismi açıklanmayan kaynakları kullanarak her türlü görüşü dile getirebilmesi için “harika” dedi ve “ifade özgürlüğü"ne vurgu yaptı.
İki ülke arasında “bölgenin en hassas konularında” işbirliğinin olduğunu ve bu işbirliğinin devam edeceğinin ifade eden Ricciardone, Hakan Fidan ile birçok defa bir araya geldiğine işaret etti ve Ricardone, kendisine “çok saygı” duyduğunu söyledi. Ricciardone, Hakan Fidan için “en sorumlu, zor ve hassas görevlerden birini yürüten işine adanmış, sadık, yetenekli üst düzey bir yetkilidir. Onunla çalışmak benim için ayrıcalık ve keyif” sözlerini kullandı.
Yukarıdaki sözler ABD’nin Büyükelçisi tarafından yani resmi ajanından gelen sözlerdir. Bu bakımdan da oldukça anlamlıdır. Ricardone’ye göre Hakan Fidan’ın en dikkati çeken özelliklerinden birisi hiç kuşkunuz olmasın ki, “sadık” olmasıdır. Bu sözleri söyleyen kişi gördüğünüz gibi ABD’nin Büyükelçisi. Bu yaklaşımdaki kasıt doğal olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne sadıklık değildir. Doğrudan ABD’ye olan sadıklıktan söz edilmektedir. Hani derler ya dirhemini yiyen bilmem ne kudurur diye, bu sözlerde öyle cinsten söylenmiş sözler. Tabi bu sözlerinde sessizce geçiştirileceğini daha önce yaşananlardan iyi biliyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için “deliğe süpürülme zamanı geldi” dendiğinde de başbakan da dahil hiçbir yetkilinin çıtı çıkmamıştı. Dolayısıyla Hakan Fidan’ın sadıklığı ile ilgili söylenmiş sözlerin de bir karşılığı gelmeyecek.
Sözlerinin devamını nasıl bitirmiş Ricardone? " … Onunla çalışmak benim için ayrıcalık ve keyif.” Allah, Allah! Demek ki, Hakan Fidan bu durumda salt Recep Tayyip Erdoğan’a karşı doğrudan sorumlu değil, aynı zamanda da ABD’ye olan sorumluluğunu da Büyükelçi Ricardone aracılığı ile yerine getiriyormuş. Yoksa adam durup dururken niye kalksın da “Onunla çalışmak benim için ayrıcalık ve keyif” desin. Siz hiç CIA Başkanı’nın Recep Tayyip Erdoğan’la ya da ne bileyim Türkiye ABD Büyükelçisiyle çalışmak benim için keyiftir dediğini duydunuz mu? Tabiki de duyamazsınız. Hele de Türk Büyükelçisi’nin CIA başkanı için sadık sözcüğünü kullanması duyulmuş görülmüş şey değildir.
Özetlet ilginç bir ülkeyiz. Böyle giderse politik dilimize o kadar çok sözcük girecek ki, şaşacaksınız. Ne diyor Sayın Recep Tayyip Erdoğan? Genelkurmay başkanı çalışma arkadaşıymış, MİT Başkanı da öyle, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek de. Bunları yedirmeyecekmiş. Sanki toplum yamyamlaşmış da bunları yemek için hamle üstüne hamle yapıyor. Ne garip yaklaşım değil mi? Siz bir kamu görevlisi düşünün ki, görevini en iyi şekilde yapıyor, kimseye de verilemeyecek hesabı yok. Kim kalkar da böyle bir görevliyi yemek gibi bir girişimde bulunabilir? Belki böylesi insanları iktidar gücünü ellerinde bulunduranlar görevden alabilir, oradan oraya sürebilir ve etkisiz hale getirebilirler ama kimse bu gibi insanların toplumun içinde göğüslerini gere gere dolaşmalarını engelleyemez. Bizler böyle dolaşan yüzlerce insan tanıyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan; sizin çalışma arkadaşlarınızın hangisi yarın bir şekilde görevleri bittiğinde toplumun içine çıkıp göğüslerini gere gere dolaşabilirler acaba?
Ek söz: Ricardone ile Kemal Kılıçdaroğlu görüşmüş. Bu görüşme de bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü görüşmesi olmuş.
Üstelik de Kılıçdaroğlu’nun Amerika ziyaretinden de çok ama çok memnun kalacakmış Bay Ricardone.
Tamam, Ricardone memnun kalabilir ama acaba CHP seçmenleri memnun kalacak mı Kılıçdadoğlu bir de kalkıp bu gerçeği anlamaya kalksa ne olur dünya mı batar?