SİLİK YÜZ, YALAN SÖZ

Yazan: Turgut Koçak 24 Ağustos 2013

AKP yöneticilerinin yüzlerine bir bakın, hepsinin yüzü silik ve anlamsız. Suratlarına kül serpilmiş de grileşmiş gibi. Gözler bir boşluğa bakıyor sanki. Kimsenin doğrudan gözlerine bakacak bir halleri kalmamış. Yüzleri böyle de dilleri farklı mı? Dilleri başka söylüyor, gerçekler başka. Recep Tayyip Erdoğan TV’de Esma kız için ağlıyor. Şehit düşmüş de, babası mektup yazmış da, kendisinin çocuklarına ayıramadığı zamanlar geliyormuş aklına da. Oraya buraya koşturmaktan gece yarısı ancak eve gelebiliyormuş da. Geldiğinde de çocukları yatmış oluyormuş. Bu yüzden de bir duygulu bir duygulu ki, sormayın gitsin, gözlerinin yaşına engel olamıyor. Bu konu ile ilgili de orada burada tartışmalar başlamış. Yandaşlar bu ağlamayı insanlığa yoruyor, karşıtları ise örnekler vererek ağlamayı içtenlikli bulmuyorlar. Bazıları ise devletin ağlamayacağı gerekçesiyle binbir surat olmuşlar, ortaya akıl kesiyorlar.

AKP’liler Gazze’de olup bitenlere gözyaşı döküyorlar, Miyambar Müslümanları için ağlamaktan göz pınarları kurudu. Recep Tayyip Erdoğan toplama bir sürü “sanatçı"yı yanına alıp Somali’ye gitti. Karşılıklı ağlaşıp aç ve umarsız Somalili çocuk ve kadınlara moral verildi. Oralardan kimileri getirilip Türkiye’ye yerleştirilerek eğitimlerinin Türkiye’de yapılması sağlandı. Irak’ta onca insan yaşamını yitirdi, en aşağılık saldırılara uğradılar ama AKP iktidarı işgalcilerin yanında yer alıp Amerikan askerlerinin ülkelerine sağ salim dönmeleri için dua ettiler. Libya’yı emperyalistlerle bir olup batırdılar, Kaddafi’yi linç edenlerle sevin çığlıkları atarak “diktatörün sonu” diye yalan üstüne yalan düzdüler. Suriye’de emperyalistlerin isteği AKP iktidarının desteği ile yüzbinler öldürüldü, ama onlar yine de kan dökülmesi yönünde ellerinden geleni yaptılar. ÖSO’cu katillerin katliamları karşısında donmuş balıkgözü gözlerle yalanlarını sürdürmekten geri durmadılar. Sonra Mısır gündeme geldi. Mursi devrildi. Adeviyye Meydanı’nda toplanan Müslüman Kardeşler Örgütü yanlılarına yapılan operasyon sonucu çok sayıda ölen oldu. Başta Recep Tayyip Erdoğan ve tüm şürekası gözyaşı döküp her gün konuyu gündemden düşürmediler. Milli Güvenlik Kurulu üstüne vazifeymiş gibi Mısır ve Suriye gündemli toplanıp sözümona Mısır konusu sıcak tutulmaya çalışıldı.

Oysa ülkemizde yaşanan acı olaylar sonrasında yurttaşlarımız yaşamını yitirdiler. Ne iktidardan, ne de Genelkurmaydan çıt çıkmadı. Doğuda askerler beşer onar yaşamını yitirdiler ama Recep Tayyip Erdoğan konu ile ilgili değil gözyaşı dökmek; üstüne üstlük bir de “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyerek demeç verdi. Afyon’da cephanelik patladı, 30’a yakın askerimiz yaşamını yitirdi, AKP iktidarı üzüntü gayretleri içine bile girmedi. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Afyona giderek sözümona inceleme yaptı, daha doğrusu Afyon Valisi ile karşılıklı hediyeleşip resimler çektirerek internet sayfalarına koydular. Uludere’de 34 yurttaşımız uçaklarla bombalanarak öldürüldü, daha emri kimin verdiği bile ortaya çıkarılmış değil. Ankara’da, Gaziantep’te bomba patlatıldı, onca yurttaşımız yaşamını yitirdi AKP iktidarı olağan terör olayları deyip geçiştirdi. Cilvegözü sınır kapısında ÖSO’cuların marifeti ile patlama gerçekleştirildi iktidardan yine çıt yok. İktidar suçu başkalarında aramayı sürdürdü. Sonra Reyhanlı patlaması ÖSO’cular tarafından gerçekleştirildiği açıkça bilinmesine karşın iktidar 100’ün üzerinde yurttaşımızın ölümünü önemsemedi, iktidar vekilleri milletvekili oğlunun düğününde halay çekip şenlik yaparken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da Amerika’ya giderek Obama’dan Suriye için olur istedi ama olmadı. Neden sonra toplama AKP yandaşlarıyla Reyhanlı’da Reyhanlıların olmadığı polis kordonunda bir miting yaparak sözümona Reyhanlılara başsağlığı dilenmiş oldu. Sonra Gezi Parkı gösterilerinde yaşamını yitiren gençlerimiz, onlar için bu iktidarın ağzından insani bir tek söz çıktı mı? Çıkmadıysa niye çıkmamıştır acaba? Gözlerini kaybedenler, yaralananlar ve üstelik de yaralananların sayısının 8 bine ulaştığı biline biline niye AKP ileri gelenlerinin ağızlarını bıçak açmaz da düşmanca demeçler vermeyi sürdürürler dersiniz?

Sonra Hak-İş, Anadolu Gençlik Derneği, Memur-Sen ve de gıvır zıvır örgütler; Mısır’da yaşananlarla ilgili bugün 24 Ağustos Cumartesi günü Ankara Sıhhiye Meydanı’nda “Diriliş” mitingi yapacaklarmış. Bu örgütler bugüne kadar ülkemizde olup bitenlerin ne olduğunu bile merak etmezken nasıl olmaktadır da Mısır için “Diriliş” mitingi yapmaya kalkarlar dersiniz? Bunun anlaşılmayacak yanı yoktur. Başta iktidar olmak üzere tüm yandaşlarının kafasının içi hurafelerle dolu, olanların başka türlü düşünülmesine olanak var mıdır acaba? Bunların yüzleri silik ve anlamsız kül serpilmiş gibi grileşmiştir. Bunların dili başka söyler gerçekler başkadır. Yalan söz dillerine öyle bir dolanmış ki, sarmaşık desek o bile karşılamaz bunların hallerini.

Sonuç; ağlamak ve duygulanmak insani bir olgudur. Ancak bir anlamı varsa…

Yoksa bilmem ne ağıdına prim verecek değiliz.