Yazan: Turgut Koçak 10 Temmuz 2022
Adama uzatılan mikrofona açık açık sağlık sisteminin iyi olduğunu söyleyen kişi bakın bu iyiliği nereden çıkarmış. Hani her şey öyle iyiymiş öyle iyiymiş ki sağlık sisteminde AKP ve saray iktidarını tutan bu kişi sağlık emekçilerini bile dövebiliyorlarmış. Bu sözler bazılarına iyi gelebilir. Hatta lümpenlikte tavan yapmış olanların şımarıklığı olarak da görülüp boş ver sen bunları da denilip geçilebilir. Ancak Kazın ayağı hiç de öyle değildir.
Çünkü bu anlayış AKP ve saray iktidarının yirmi yıllık döneminde sistemli bir şekilde işlene işlene iş buraya kadar getirilmiştir. Şimdi söylenen bu söze baktığınız zaman bir kişi sağlık hizmetinin iyiliğini ne ile açıklamış oluyor. Kendine göre hastasına iyi bakılmadığını düşündüğünde doktoru ya da diğer sağlık emekçilerini dövebileceği gerçeğine değil mi?
Şimdi bu ve bu adam gibi düşünenler sağlık hizmetlerinin nasıl adım adım ticarileştirildiğini kavrayabilirler mi? Sağlık hizmeti alırken iktidarın anlayışından kaynaklı ilacından her hizmete kadar niçin para ödediklerini ya da yetersizlikten kaynaklanan nedenlerle niçin gerekli hizmeti alamadığını ve hatta randevu bile alamayışının suçunu kimin üzerine yıkar dersiniz? Bize göre iktidar işin kolayını bulmuş kendi sebep olduğu ne kadar olumsuz şey varsa doktorların ve sağlık personellerinin üstüne yıkıvermiştir ki bu ilkellik çoğu insanların kafasının içinde zaten mevcuttur.
Son zamanlarda şiddetin doktorlara ve sağlık emekçilerine uygulananını görüyoruz fakat şiddet sadece sağlıkçılarla mı sınırlı? Örneğin kadınlara karşı uygulanan şiddetin ve hatta öldürme olaylarının maddi temelini araştırdığımız zaman da görmüyor muyuz iktidardan kaynaklanan yanlarını? Bu konuda da AKP ve saray zihniyetinde olan kimselerin, tarikat ve cemaatlerin ve dinci çevrelerin söyledikleri ve yazıp çizdikleri şeyler neyin nesidir o zaman? Konya Selçuklu İlçesi’nde bir cami imamının dediklerini bütün Türkiye dinledi. Aynı imam yine bir vaazında kadınlar için de şiddeti gelberi eden konuşma yapmamış mı?
Şiddeti teşvik eden konularda sizce en çok konuşan kimler olmuş bilmiyor muyuz? Birincisi Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan kişi yani Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve diğer AKP’li üst yetkililerle birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli değil mi? Bu kişilerin her konuşması sonrası yaşanan az mı olay var sizce? Erdoğan’ın en hafifinden söylediği cibilliyetsiz sözleri kim için ve neden söylenmektedir. Ya da “Zillet ittifakı” sözleri söylenirken amaçlanan nedir? Kimin önüne mermi bırakılmış, kim öldürülme kastıyla Çubuk’ta linçe edilmeye kalkışılmıştır. Bütün bu ve buna benzer konuşmalardan sonra kendine vazife çıkaranlara karşı bu ülkenin yargısı bir şey yapabilmekte midir? Yapamıyorsa niçin yapamamaktadır. Bu tür lümpenler ordusunu kim ya da kimler niçin korumaktadır?
Şöyle bir bakın, yeraltı dünyasının suçlularıyla kimler resim çektirip poz vermişler? Kimler hangi işlerini bunlara gördürmüş, ortada ne diye haraçlar, rüşvetler gırla gitmiştir? Sonra da neymiş, diyoruz ki mafya, tarikat, siyaset – mafya, ticaret, siyaset iç içe geçmiş diyoruz değil mi? Bütün unlar bir rastlantı olabilir mi? Katledilenler var, ümüğüne çökülenler var, malı/mülkü gasp edilenler var, mahkeme kurup arabulma adına haraç almalar var. Bunların hangisi devlete rağmen ya da devlet görevlilerine rağmen yapılabilir? Bunlara geçit veren zihniyet neyin nesidir?
Bakın Yeni Akit denilen paçavra bugünkü sayısında ne başlığı atmış? “TERÖR SEVİCİ PERVİN BULDAN’IN BABASI ÖLDÜ!”
Böyle bir başlık çok mu masumanedir? İçinde her türlü tehdidi ve şiddeti barındırmamakta mıdır? Bu gibi ahlaka, insanlığa sığmayan tutum ve davranışlara hem de dincilik yapıp duran Akitçiler nasıl cesaret edebiliyorlar?
Sonuç; eğer şiddeti konuşacaksak kesinlikle önce AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi konuşmalıyız ki yaşananların kaynağının neresi olduğunu doğru anlayalım.
İmam efendiye bakın siz! Dövmeyecek miymiş, sövmeyecek miymiş, öldürmeyecek miymiş?
Size söylüyoruz imam efendiler ve de burnu kaf dağında olan siyasetçiler rüzgâr ekiyorsunuz fırtına da biçersiniz muhakkak…