SEVSİNLER SİZİN FEZLEKENİZİ

Yazan: Turgut Koçak 5 Nisan 2014

Neymiş efendim bugün TBMM’de 4 bakanla ilgili fezleke görüşülecekmiş. O fezlekenin nedeni neydi? 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan operasyon. Peki, bu operasyonun şu anda içerde tutuklu sanığı var mı? Ne gezer hepsi bırakıldı. Bırakılmakla da kalmadı, sanıkları için de takipsizlik kararı verildi. Bu nasıl oldu diyorsanız; o güne ve sonrasına dönün nasıl olduğunu da bütün açıklığı ile göreceksiniz. Evlerden çıkan ayakkabı kutuları içinde milyon dolarlar, para kasaları, para sayma makineleri hepsini hepsini gördük mü gördük. Başbakanın oğlu Bilal’le yaptığı telefon konuşmasını dinledik mi, dinledik. Başbakanın evinde bulunan paraların aile içinde nasıl sıfırlandığını biliyor muyuz, biliyoruz. Olay sonrasında 4 bakan istifa etmek zorunda kaldı mı, kaldı. Bakan Erdoğan Bayraktar’ın istifası istendiğinde Başbakan’ı kastederek, “Ben ne yaptıysam Başbakan’ın emri ile yaptım, o da istifa etsin” dedi mi, dedi. Diğer bakanların kemkümlerini de dinledik mi, dinledik.

Peki, sonra ne oldu? Başbakan, en iyi savunma saldırıdır diyerek bir yandan saldırıya geçerken bir yandan da bu işin peşini kovalayacak olan yargıya kılıcı çaldı mı, çaldı. Ortada sözü geçen operasyonu yürüten savcı, yargıç, emniyet görevlisi kaldı mı, kalmadı. Meclise bakanlarla ilgili fezleke sıcağı sıcağına getirilmesi gerekirken fezlekeler TBMM Başkanı Çemil Çiçek tarafından coplan deresine gönderildi mi, gönderildi. Fezlekelerin yeni haliyle değiştirilerek geldiği söyleniyor mu, bundan kuşku yok. Fezlekelerin TBMM’de görüşülmesi ve yaşanan yolsuzlukların, hırsızlıkların, adam kayırmaların, rantçıların suçları şudur şudur diye didik didik etmesi gereken meclis değil mi, meclis. Eee bu mecliste sayı üstünlüğü kimin elinde? Tabiki de AKP’nin. Bu durumda fezlekeler layıkı iler tartışılıp suçlulardan hesap sorulabilir mi? Sorulamayacağı her aşamada belli olmuştur. Erdoğan Bayraktar’ın söylemiş olduğu “Ben ne yaptıysam Başbakan’ın emri ile yaptım, o da istifa etsin” sözü kendisine nasıl geri yutturuldu peki? Kendisini kurtarma sözü verilerek. Bunun üzerine hayatta hangi mevkiye geldimse, nelerin sahibi oldumsa Recep Tayyip Erdoğan’ın sayesinde elde ettim diyen Erdoğan Bayraktar’ın söylediklerinin altında yatan gerçekleri bilmeyecek kadar aklımızı peynir ekmekle mi yedik ki, bu meclisten bir şeyler çıkacağını umuyoruz.

İnsanda birazcık utanma arlanma olur. Milletin anasına koymaktan söz edenlere bir şey oluyor mu? Olmuyorsa hangi koruyucu melekler yüzünden olmuyordur acaba? Aleni rüşvet al ver. Malı götür, Reza Zarrab’ın koruyucu meleği rolünü üstlenerek önüne yat. Koluna 800 bin lirarık saati tak. Çoluğun çocuğunla rüşvet aldığın adamın özel uçağı ile Umre’ye uç. Üç postada 1,5 milyon doları götür, AB fonlarını nasıl kullandığın belli olmasın. İçişleri Bakanı olarak öyle dolambaçlı işlerin içine girki, her görevinde solcuların canına oku, sonra da verilemeyecek hesabın olmasın…

Söylüyoruz, TBMM’de görüşülen bu fezlekeden bir şey çıkmaz. Anımsıyorsanız; CHP Genel Başkanı her gittiği yerde seçim konuşmalarında bu konuyu döne döne dile getirdi. Peki, Kılıçdaroğlu’nun bu konuşması sonrası insanlar oylarını niye CHP’ye akıtmadılar da sandığın başına gidip yine oylarını hırsızlıkla suçlananlara verdiler? Demek ki, halkımız hırsızları aklamak istiyordu ki, oylarını da gidip AKP’ye vermekten küçücük bir utanç duymadılar. Hani deriz ya oy veren asıl, onu mecliste temsil eden milletvekilleri ise vekildir diye. Asıl bu işlenen suçları görmezden geliyor ve hatta çalmayı çırpmayı bir beceri olarak görüyor da “çalıyorlar ama iş de yapıyorlar” diyorsa; AKP’nin milletvekilleri de gümbür gümbür meclise gelecekler ve bu fezlekeyi de bir güzel faylayıp temizledikten sonra tertemiz edeceklerdir.

Çünkü öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, Reza Zarrab televizyona çıkarılmış, arkasına Türk Bayrağı fon olarak konulmuş konuşturuluyor.

Ne diyor Zarrab;

“15 milyar dolar cari açığı kapattım.”

Bu sözleri duyduktan, aynı kişinin milyon dolarlara o villa olmadı bu villayı alalım diye Ebru Gündeş’le birlikte bu ülkenin açlıkla boğuşan yurttaşlarıyla dalga geçildikten sonra fezlekenizin de taa bilmem ne……….