SENİ BİR ANLAYAN MUHTARLAR KALDI

Yazan: Turgut Koçak 9 Aralık 2015

Gerçekten merak ediyorum. Recep Tayyip Erdoğan muhtar toplantısı yapa yapa bitiremedi. Muhtarların da sürüsüne bereket, gelip Kaç/ak Sarayı dolduruyorlar, Erdoğan’da onları efsunlayıp efsunlayıp memleketlerine gönderiyor ki, uzayan kol bizim olsun hesabı onlar da Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin birer minyatürü olarak memleketlerine gittikleri zaman asılıyorlar propagandaya. Yoksa böyle bir sonuç elde edilmese Recep Tayyip Erdoğan çevresinde insan bırakmamış muhtarlara katlanıp muhtarları mı bırakacak?

Şimdi aklım bu muhtar toplama işinin aşamalarına takıldı. Ne dersiniz, muhtarlar birer birer aranıp nasıl davet ediliyordur acaba? Bunlara bütçeden geliş gidiş ve öteki masraflarını karşılamaları için para da çıkarılıyor mu ki? Daha önceki muhtar toplantıları ile ilgili de yazdık. Recep Tayyip Erdoğan’ın kurmak istediği sistemi muhtarlar aracılığı ile yurttaşlara nasıl iletilebileceğini ve bu yönde sayısız kaygılarımızı dile getirdik. Malum bu muhtar milleti bir de kendisini hem polis, hem savcı hem de yargıç sayarsa maazallah ülkemiz ne hale gelir değil mi? Bakıyorum da hınzır hınzır; sanki şimdi ki yargı muhtarları aratıyor da diyerek gülümsüyorsunuz. Ne yapalım gülün, biz yine de kaygılarımızı yazalım da. Kaygı dedik de aklıma geldi. Şu Gebze’de miydi neredeydi bir muhtar genç kızlarımızla ilgili okkalı bir laf etmişti anımsadınız mı? Muhtara göre genç kızlar tek başlarına parka falan gitmemelilermiş, hele akşam zinhar sokağa çıkmamalılar evlerinde kuzu kuzu oturmalıymışlar. Şimdi gördünüz mü işin rengini? Hiç Recep Tayyip Erdoğan şu muhtarlarda bir cevher görmemiş olsa niye onları saraya toplayıp da ağız kokularını çekecek?

Demek ki neymiş? Muhtarlarda çok cevher varmış çok. Bir zamanlar solcuların izlenmesi, gözlenmesi ve ilgililere bildirilmesi için muhtarlar az mı canla başla görev yaptılar? Solcuların ve sosyalistlerin bir zamanlar; “Komünistler Moskova’ya” diye slogan atılıp tehdit edildiği dönemlerde muhtarlar parlak sınavlar vermemişler miydi? Bugünde değişen bir şey yok aslında. Recep Tayyip Erdoğan yarattığı korku imparatorluğunun etkilerini muhtarlar aracılığı ile en ücra köşelere kadar taşımak istiyor o kadar. Yalnız bu mu? Telefonları alınan muhtarlar aracılığı ile bilmem kaç odalı sarayda görevlendirilen görevliler muhtarları arada bir arasalar, muhteremin hatırlarını sorduğunu söyleyip bu arada da taraftar kazanma çalışmalarının nasıl gittiğini sorsalar ne kaybederler ki? Ekmek elden, su gölden nasıl olsa telefon paralarını bu ülkenin yoksul halkı ödüyor, nasıl olsa sarayda becerilerinden sual sorulmayan görevlilerin maaşlarını da bu millet ödediğine göre bu söylediklerimi yapmak zor bir iş mi sanki?

Bildiğiniz gibi Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin dış politika anlayışı Türkiye’ye akıl almaz yaralar açıp çöktü. Oysa her şeyin eleştirildiği gibi değil de tıpkı Osmanlı döneminin Lale Devri dönemindeki gibi şaşalı bir şekilde gittiği önce muhtarlara sonra halka kavratılsa kötü mü olur? Hiç değil böylelikle AKP ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhine yaygınlaşmaya başlayan tepkilerin hem önü alınmış, hem de iktidarın başarısı halka gösterilmiş olsa kötü müdür? Türkiye, Rusya’nın uçağını saldırı ve savaş örgütü NATO’nun teşvikiyle düşürdü. Bu olay sonrası ise Türkiye dış politikası bir kez daha çuvalladı ve Türkiye milyarlarca dolar zarara girmenin yanında yaşamsal tehlikelerle de karşı karşıya kaldı.

Bu yüzden de eli ayağı birbirine dolaşan Sarayın ve AKP iktidarının durumu biraz tersinden anlatılsa ne olacak ki sanki? İşte bu son muhtarlar toplantısında da Erdoğan bunu yapmış. Ne yiğit politikalar yaptıklarını, Moskoflara karşı nasıl dimdik ayakta durduklarını, asıl suçun Rusya’da olduğunu fakat yavuz hırsız rolü oynadıklarını bir güzel anlattıktan sonra kendisi de muhtarlar da coşa gelip esip yağmışlar.

Eee o muhtarlar memleketlerine gittiklerinde birin yanına beş katarak ne yiğit ne bilgili ve ne dünyaya ferman okuyan liderlerimizin olduğunu anlatıp insanların kafalarını ütülemezler mi? Tabi ki de bunlar olacak. Aynı zamanda da muhtarlar yüksek tecrübe ve bilgi sahibi olan Recep Tayyip Erdoğan’dan öğrendikleri dış politika bilgilerini halka anlatmazlar mı? Valla bu söylediklerimin yanına siz beş daha katın ve dediklerimin hepsinin olacağına adınız gibi inanın.

Hem öyle meclis falan da neymiş. Onlara dış politikada neler oluyor, neler yapıyoruz anlatıp da zaman mı yitirilsin? Anlatırsınız muhtarlara onlar da dokuz köye dediklerinizin altı boş bile olsa öyle bir anlatırlar ki, anlatılan yerde erkek deve bile olur dişi deve.

Değerli dostlar Recep Tayyip Erdoğan’ın muhtarları toplamaktaki gayesi belli. Türkiye’ye ne olacakmış, işçilerimiz, emekçilerimiz, esnaflarımız açmış yoksulmuş, borçlar tepesine binmiş kan ağlıyorlarmış neyine ki? Şu işçilere, emekçilere, memurlara, emeklilere verileceği konuşulan zam yüzdelerine bakın ne söylemek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Değerli dostlar sözün özeti şudur: Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının Türkiye’yi götürdüğü bataklık gün gibi ortadadır. Hâlâ Erdem Gül ve Can Dündar serbest bırakılmamıştır. Niye? Çünkü tutuklanmasını ve içerde kalmalarını isteyen irade doğrudan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bütün bu yaşadıklarımız burjuva demokratik bir ortamda bile olmayacağına göre bu diktatörlükte daha bizler çok muhtar toplantısında uçurulan hamasi nutukları okur ya da dinleriz…

Dinlemek istemiyorsak, toplumsal muhalefeti yaratmak ve güçlü bir sosyalist parti örgütlemek zorundayız.

Türkiye Sosyalist İşçi Partisi bunun için vardır, bu yönde savaşımını sürdürmektedir.

Bizim de sizleri parti saflarına çağırma hakkımız vardır diyoruz, sözün özü bu…