SENET, SEPET VE TAYYİP

Yazan: Turgut Koçak 28 Mart 2015

Bazı konularda söyledikleriniz anlamlıdır, kime mesaj vermek istiyorsanız; o kişi mesajı alır ya kendisine çekidüzen verir ya da dingili dağılmış at arabası örneği dağılır gider. Bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın yasa tanımazlığı üzerinden onca yazı yazıldı, Erdoğan yazılan yazıların bir tanesine bile bakıp yahu şu da haklı, şunu şunu yapmayayım dedi mi? Demedi. Adam tıpkı siyasi bir partinin genel başkanı gibi meydan meydan dolaşıp kendisi gibi düşünmeyen muhalefet partilerine en yüksek dozdan kişilik haklarını da gözetmeksizin verip veriştiriyor. Bu ülke eğer hukuk devletiyse hukuk çerçevesinde R. T. Erdoğan’a bir şey yapılabiliyor mu? Yapılamıyor. Bildiğimiz kadarıyla AKP’ye o verilmesi yönünde miting meydanlarında konuştuğu için Perinçek’in Vatan Partisi Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. Aldığı yanıt gerçekten de düşündürücü. “Cumhurbaşkanı’na biz karışamayız, herhangi bir yaptırımımız olamaz.” Ne kadar iyi değil mi?

Bir yurttaşa suç atfedilse oraya doğru dürüst soruşturmaya bile gerek görülmeksizin bir otobüs dolusu polisi gönderebilirsiniz ama Recep Tayyip Erdoğan hukuk mukuk dinlemem, ben doğru bildiğimi yaparım dese eliniz kolunuz bağlı öylece oturursunuz. Yani o zaman sormak gerekmez mi, niçin Anayasa Mahkemesi , niçin Yüksek Seçim Kurulu, Niçin yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, niçin Danıştay, Niçin Sayıştay vardır? Kimin kime gücü yetiyorsa hukuk odur denilsin işin içinden çıkılsın ki, bizler de şu meret ortamı doğru okuyalım değil mi?

Recep Tayyip Erdoğan Karabük’te konuşuyor. Bu kez; ağzına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun emeklilere iki maaş ikramiye vereceğim sözünü dolamış, diyorki niçin noterden belge hazırlattın, noter millettir, millete gidecek oradan onay alacaksın. Şimdi insanın sorası geliyor sana ne be adam nasıl oturup kalkacağımı, nasıl siyaset yapacağımı sana mı soracağım.

R. T. Erdoğan’ın görünürde milleti işaret etmesi kimileri için demokrasinin daniskası olarak bile görülebilir. Ancak kazın ayağı öyle değildir. 13 yıldır iktidarda olan AKP’ye millet İç Güvenlik Yasası’nı çıkarsın başımıza polisi tebelleş edip canımıza okusun diye mi oy vermiştir acaba? Ya da milleti bu kadar düşünen bir iktidar nasıl olmaktadır da yurttaşlarının hak ve özgürlüklerini kullanmasından bu kadar korkar ve faşist bir polis devletine yönelir?

Hani bazılarına göre millet deyince akan sular duruyor ya, İkinci Paylaşım Savaşı’ndan önce Hitler’in faşit partisini de iktidara getiren millet değil miydi? Koskoca Alman milleti kaz olup kaz adımlarıyla Hitler’in peşinden yürürken Hitlerin söyledikleri de benzer laf salataları değil miydi? Ha burada 12 Eylül Darbesini yapan Evren Paşa’da milletten %93’e varan oy almamış mıyıdı? Sonra ne oldu? İkinci Paylaşım Savaşı çıktı. Alman ordularo Sovyetlere doğru yürüyerek işgal ettikleri topraklarda yaşayan halka kırım ve soykırım uygularken, bir yandan da Faransa’ya, Hollanda’ya, Belçika’ya, İngiltere’ye yönelik saldırıları en üst noktaya çıkarıp yığın yığın insan katletmedi mi? Onca toplama kamplarında gaz odalarında boğularak öldürülen, başta Yahudi kökenli kimseler olmak üzere ilericilere, devrimcilere, sosyalist ve komünistlere görülmemiş felaketler yaşatılmadı mı? 22 milyon Sovyetler Birliği yurttaşı bu emperyalist savaşta can vermedi mi? Sovyet kenteleri taş taş üstünde bırakılmayacak şekilde yıkılırken Avrupa’nın diğer ülkeleri de viraneye çevrilmedi mi?

Sonra ne oldu peki? Kızılordu’nun başarıları arka arkaya gelmeye başlayınca Alman kuvvetleri soluğu Berlin’de almadılar mı? Hitler’e oy veren Alman milleti, en ağır şekilde bedelini ödemek zorunda kalmadı mı? Demek ki, millet, millet demek elbette anlamsız değildir, ancak milleti Hitlervari yöntemlerle efsunlayıp bir adım önünü göremez hale getirdikten sonra en tehlikeli oyunları yurttaşlarının diğer yarısına uygulamak mıdır milletin noter görevi görmesi?

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na niye notere gidiyorsun diye soruyor ve en önemli noter’in millet olduğunu söyleyerek, sözde emeklilere verilecek iki maaş ikramiye sözünü etkisiz kılmak istiyor. Durum bu kez anlaşılmıştır. AKP, bu noter tastikli kağıttan cidden çok kormuş olmalı ki, buradan kalkarak; kimin parasını kime veriyorsun, noter millettir millete git millete diyerek CHP’ye yüklenmeye çalışıyor. Gören görmeyen CHP 7 Haziran seçimlerinden kaçmış da elinde bir noter kağıdıyla dolaşıyor sanır.

Ülke sallama sözlerle yönetilebilir mi? Bakıyorsun bir yerde bir şey oluyor, hemen bir demeç Recep Tayyip Erdoğan aklına nasıl eserse konuşmuş. Bir de bakmışsınız ki Türkiye ta Kuzey Afrika’dan Çin sınırına kadar bölgede taraflardan birine o da genellikle Müslümanlık adına Sünni kökenli ve en gerici kesimler oluyor ya askeri yardım yapılacağını söylemiş ya da lojistik ve istihbarati bilgiler yönünde işin içinde olduğunu ilan edivermiş. Demek ki Recep Tayyip Erdoğan’a göre dünya lideri olmak böyle bir şey. Her şeye maydanoz olmak denir ya, çok benziyor çok.

İşin asıl kötüsü bu politikaların Türkiye için çok ağır bedelinin olacağıdır. Amerikancı ortak bir Arap ordusu oluşturmak peşinde olanların amaçları bilinmiyor değildir. Amerika bu gerici politikaya hizmet edecek Ortak bir Arap ordusu oluşturmak istiyor ki, bu kuvvetlerle enerji kaynaklarını istediği gibi çekip çevirebilsin. Türkiye’nin böyle bir politikanın içine dalması ise o kadar acemice ve Türkiye’yi ateş çemberinin içine atacak tehlikler taşıyor ki, işte Recep Tayyip Erdoğan bunu yapıyor. Sanki ortada ne hükümet var, ne muhalefet var, ne TBMM var, Recep Tayyip Erdoğan madem doğruluğuna inanmış karar vermiş öyleyse bu emirler uygulana babından bir anlayış içinde.

Bu arada da İran’a verip veriştirmekten de Şiya Şiya diyerek büyük bir haz duyuyor. Öyle ya; Türkmenler Irak’ta IŞİD’çılar tarafından yerlerinden yurtlarından edilir ve perperşan hale getirilirken sen mi gittin onları kurtarmaya?

Ellerinden tutup sen mi yardım ettin onlara?

Hem bunların hiçbirini yapma sonra da kalk İran bölgede bir güç oluyor korkusu ile ezeli ortağın Amerika ile İran’ı hızaya getirmeye çalış.

Ne diyelim bu da su katılmamış bir Müslümanlık işte.

Müslümanım de emperyalist dünya ile birlikte Müslümanların canına okuyan politikaların mimarı ol, sonra meydanlarda Kılıçdaroğlu’nun emeklilere noter tastikli iki maaş sözünü eleştir.

Yazımızı uysa da uymasa da şöyle bitirelim;

SENET; SEPET VE TAYYİP.

İşte görünen ahval…