ŞEHZADE ORTAYA ÇIKTI

Yazan: Turgut Koçak 13 Ocak 2014

İkinci operasyon iktidar tarafından allem edildi gullem edildi engellendi. Bu operasyonda Başbakan’ın oğlu Bilal ifde için çağrılmıştı. Basına yansıyan suçlamaların ise haddi hesabı yoktu. Bilal Erdoğan çağrıldığı gün savcılığa gidip ifade vermedi. Bu nedenle de tartışma Bilal Erdoğan üzerinde yoğunlaştı. Artvin’deydi, Azerbeycan’daydı, Gürcistan’daydı derken önceki gün baba Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi aracıyla Çamlıbel’de yapılan cami inşaatında ortaya çıktı.

Anlaşıldığı kadarıyla baba Erdoğan oğlunun tutuklanma olayını bir ölçüde önlediğini düşünmüş olacak ki, ortaya çıkmasında sakınca görmedi. Ne var ki, orada burada görülmesini sakıncalı saydığı için yine de oğul Bilal’i makam aracında Camlıbel’e götürdü. İkisi birlikte cami inşaatını denetlediler.

Anımsatalım; burası her anlamda üzerine yapı yapılmaması gereken İstanbul’un adı türkülere geçmiş bir bölgesidir. Eğer insanlar soluklanacaksa buraya çıkar ve soluklanırlardı. Ne var ki, kafaları ranttan başka bir şeye çalışmayan Recep Tayyip Erdoğan ve tayfası burayı vurguna cami inşaatı ile birlikte açmış oldu. Cami deyip gelip geçmeyin, öyle sanıyoruz ki, bu cami Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihi kişilik kazanmasını sağlayacak bir yapı olarak inşa edileceği söyleniyor.

Hemen burada bir öykü anlatmak istiyorum. Bir Romalı tarihe geçmik istiyormuş ama tarihe geçmek için de hiçbir özelliği yokmuş. Ne yapsın, düşünmüş, taşınmış bakmış olacak gibi değil o da gitmiş dünyanın en meşhur kutüphanesi olan İskenderiye Kutüphanesini yakmış ve böylece tarihe İskenderiye Kutüphanesini yakan adam olarak geçmiş. İşte Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul’un tarihi bir tepesine gözünü dikmiş ve oraya cami dikerek tarihe geçmeyi aklına koymuş ve bunu onca tartışmalara karşın, tartışmalara aldırmayıp başarmış da. İşte adı yolsuzluklarda geçen oğul bilal’le (yoksa Şehzade mi desek) Çamlıbel’i denetime çıkmış. Bu tarihi tepenin yok edilmesi bir yana adı yolsuzluk ve nüfus ticareti ile anılan oğul Bilal’i de bir güzel korumaya almış. Sayın Başbakan demek istiyor ki; “buyurun alın gücünüz yetiyorsa.” Yani bir anlamda yasa da benim, kuvvet de demeye getirerek bir yerlere gözdağı vermeyi sürdürüyor.

Hani dedik ya bunların işi gücü rant. Kafaları ise tam bir bezirgan gibi çalışıyor. Şimdilerde de bir söz dolaşıyor ortalıkta. Üçüncü köprünün geçiş yolunda araziler birileri tarafından köylülerin elinden zorla gasp edilerek alınmış. Bu yüzden de bir başka operasyonda buraya yapılacakken ortalık Recep Tayyip Erdoğan tarafından toz duman haline getirildiği için vazgeçilmiş. Buradaki birilerinin vurgunu ise köylülerin ilgili makamlara şikayetleri üzerine ortaya çıkmış ve operasyon da bunun üzerine yapılamamış.

Her şey konuşulacak. İstanbul’un metro inşaatları, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı. Bakalım bunların hesabını Sayın Başbakan nasıl verecek? Öyle şehzadeni yanına alıp halkın gözüne kül üfürerek bakın biz hiçbir şeyden korkmuyoruz anlamına gelen nafile gövde gösterileri değildir hüner. Hüner sözünü ettiğimiz yolsuzlukların hesabını verebilmektir. Tabi yüreğiniz varsa…

Yazımızı Köroğlu Çamlıbel türküsü ile bitirelim. Bu türkü tam da Recep Tayyip Erdoğan ve tayfasına uygun bir seslenişi içeriyor. Böylelikle de unutulmuş olan tartışmayı bir kez daha anımsatmış olalım.

ÇAMLIBEL’DEN DE BAKTI KÖROĞLU

Çamlıbel’den de baktı Köroğlu bir ulu kervan Geldi çayırlığa kondu bezirgan Dedim aç kurtların da beyim payını gönder Elin eline çaldı güldü bezirgan oğlum bezirgan

Bezirgan değilim kervan başıyım Ben de bu ülkenin şahan guşuyum Yol payını da vermez Köroğlum ben bir kişiyim Ver yolun baç’ını gel geç bezirgan

Ben bir Köroğlu’yum sen bir bezirgan Elinde var mı da devletten ferman Kervanın bir ucu bezirgan geçti ormanı Keserim kelleni senin bezirgan