SEÇMEN NE MESAJ VERMİŞMİŞ?

Yazan: Turgut Koçak 11 Kasım 2015

Her gün televizyonda bir kağnı laf dinliyoruz. 1 Kasım seçimlerinde seçmen ne mesaj vermek istemişmiş? Aman yahu madem bu denli seçmenlerin ruhunu okuyacak kadar bilgi ve hüner sahibiydiniz de nasıl oldu da 1 Kasım 2015 seçim sonuçlarını okuyamadınız da sonuçları duyunca ağzınız bir karış açık kaldı. Laf dediğiniz ney ki? Bir bu yana çevirirsiniz bir bu yana olmadı tam tersine büküp şanınıza uygun sözler ederek medyadaki yerinizi bir güzel pekiştirirsiniz olur biter.

Neymiş efendim? Türk seçmeni hayatında belirsizliğe pek yer vermiyormuş. Bu nedenle; Midyat’a gidip pirinç sahibi olmaktansa evdeki bulgura şükür çekip oturuyormuş. Yoksa maazallah evdeki bulgurdan da olursaymış bilmem kaç öyün bulgur aşı içmekten de mahrum kalırmış. Yani sizin anlayacağınız 56 küsur milyon seçmenin büyük bir bölümünün istikrar sözcüğü ile açıklanan durumu budur. Bu yüzden de bize göre bu büyük çoğunluk oyunu salt bulgur pilavı ve aşı için vermiş olamaz. Bize göre seçmenlerin önemli bir bölümü oyunu bilmem kimin kıçının kılı olmayı hak etmek için vermiştir kesin. Eee öyle kolay değildir bilmem nerede kıl olmak. Durum buysa tartışmalarda bir istikrardır gidiyor olmasının kaynağı nedir acaba?

Öyle ya iş bu noktaya gelince kimsenin para babalarından, bankalardan, yabancı para çevrelerinden söz ettiği yok. Namuslu biri çıkar da bu konuda açıklamalar yaparsa ki böyleleri tek tük de olsa hâlâ medyada çıkabiliyor, onun söyledikleri de bir güzel gümbürtüye getirilip istikrarda birleşilerek gönül rahatlığıyla televizyon programından konuşmacılar evlerine dağıtılıyor. İstikrar bozulursa yani sizin anlayacağınız ekonomik kriz deli deli yaşanmaya başlarsa ne olur sizce?

Önce ağzı kalabalık sermayenin aylıklı kölelerinin dediklerine kulak verelim. Biliyorsunuz Ecevit Hükümeti’nin son demlerinde bir ekonomik kriz yaşanmıştı da neler işitmiştik neler. Efendime söyleyeyim hepimiz bir gemideymişiz de eğer gemi batarsaymış; maazallah patron matron ayrılmaz hep birlikte batan gemide can verirmişiz. Bu durumda da ne olur? Elbette can tatlı olduğu için candan değil ama her türlü insanca yaşamdan ödün verilerek patronlar kurtarılırlarsa iyi olmaz mı? Hem niye özveri gösterilmesin ki? Memlekette iş mi var? Pekala asgari ücretin altında da çalışılabileceği gibi patrona yük gelmemesi için SSK’sız da bir güzel çalışılabilir değil mi? Bir de her ilimizin yaşam düzeyi farklı farklı olduğuna göre niye İstanbul’da 900 TL’ye çalışan işçi Adıyaman’da 300-400 TL’ye çalışmasın ki? İşte değerli arkadaşlar bizim ülkemizde bilmem nerenin kılı olmaya çoktan teşne kafalar unutmadıysanız eğer bu fıttırık sözleri hem de inanarak inandırarak çok tartıştılar çok. İşte bu yüzden işçiler emekçiler için “istikrar” sözcüğünün gerçek anlamı bundan ibarettir.

Eğer istikrar bozulursa sermaye güçleri açısından neler olmaz neler. Bankalar verdikleri kredileri geri alamazlar, halka leblebi gibi dağıtılan kredi kartları ödenmez. Evlere barklara icra geldiği gibi bankaların da kasalarında fareler cirit atar. Çeşitli işkollarında üretim durur. Üretilen mallar satılmaz, patronun kasasına para girmez, İnşaattan tutalım da bütün sanayi alanlarına kadar iflaslar birbirini izler. Yabancı sermaye bakar ki, böyle bir ülkede “istikrar” yoktur pılını pırtısını toplayıp kaçar gider ve ülke maazallah sıcak parasız kalır.

Oysa AKP iktidarı gibi patronların milyar milyar para kaldırdığı, bankaların görülmemiş düzeyde kâr ettikleri, inşaat şirketlerinin dağı taşı binaya boğarak vurgunlar vurdukları ve talan üstüne talan yaptıkları bir iktidarın başta olması iyi olmaz mı? İyi olur diye düşünenler seçmenlerin istikrara oy verdiklerini söyleyerek neyin arkasında durduklarını bir güzel anlatıyorlar bize.

Ey bilmem nerenin kılları, size bu sıfatı kullandığım için birileri kalkıp bana halkı hor gördüğümü bile söyleyebilirler. Varsınlar söylesinler, hiç umurumda bile değil. Sizler ki, onca uyarılara, yaşanan onca felaketlere karşın yine de celladınıza oy verdiniz ya, inanın kıl betimlemesinden daha ağır söz bulabilsem söyleyecektim ama lanet olsun yok… Sizi bilmem nerenin kılları sizi!

Sizi “istikrar” çöplüğünde havlayanlar sizi!

Demek seçim sonuçları böyle olduğu için demokrasinin gereği olarak sonuçları kabullenip oturacakmışız öyle mi?

Demokrasi diye diye anası ağlatılan halkın eğer şimdi uyanma ve ayağa kalkma zamanı değilse ne zaman?

Evet, söyleyin ne zaman?