Yazan: Turgut Koçak 1 Nisan 2022
Gezip gördüğümüz yerlerde bir tek gözümüze takılan şey halkın ne denli yoksullaştığı oluyor. İzmir’de bir pazara yolum düştü. Pazarın bir bölümünde giyilmiş giysiler satılıyor. Diğer bölümü sebze meyve satılan bölüm.
Bu pazar yeri İzmir’in ortalama yaşam standardı olan bir semti. İlk girişte ikinci el giysi satılan yer dikkatinizi çekiyor, çünkü buradaki giysilerin hemen büyük bir bölümü giyilecek gibi değil. Çoğu toplanılıp çöplüğe atılabilecek denli eski. İnsanların bu denli eski giysileri alıyor olmaları gerçekten de beni çok şaşırttı. Şaşırttı diyorum olağan koşullarda kimse bu giysileri giyip de sokağa bile çıkmaya cesaret edemez.
Bir süre öylece izledim. Alışveriş yapanların ruh halini ve aldıkları şeylere baktım. Giysiler hakkında düşüncelerimi söylediğim için işin bu yanını geçiyorum. Sebze ve meyve alanların poşetlerine bakıyorum bir iki parça şey ya ver ya yok. İnsanların yüzleri asık, poşetleri boş, çok ama çok umutsuz bir halleri var. Buradan da anlaşılıyor ki yığınların yaşamla ilgili dışa vuran hiçbir sevinçleri kalmamış.
Sabah kalkınca günlük gazetelere bakıyorum. Gördüğüm şu; ne kadar yandaş ve yalaka gazete varsa halkın durumunu yansıtan tek bir habere yer verilmemiş. Bunun yerine AKP ve saray iktidarının dış politikada ne gibi iş bitirici işler becerdiğinin haberleri var. Sonra da bizim ülkemizde mi yoksa başka bir ülkede mi yapılıp edildiği pek belli olmayan iktidarın başarılarından söz edilmiş. Oysa yapılanları bakıyoruz bir tekinin bile halkın yaşamını iyileştirdiğini göremiyoruz. Hepsi böyle de örneğin oto yollara çıkıyorsunuz arkadaş o da ne? Her beş on kilometrede yolları deli Dumrullar tutmuş. En kısa mesafeye 25 lira ödüyorsunuz.
Muhterem Beyefendi’nin en çok övündüğü şehir hastanelerinin önüne yolunuz düştüğünde daha içler acısı durumlarla karşılaşıyorsunuz. Onca zorluklarla aldığınız randevu ve sizden istenen tahliller vb. şeyler için gün bulamıyorsunuz.
Özellere yöneldiğinizde de cebinize bakıyorsunuz ne paranız var size uzatılan faturaları ödeyecek ne de pulunuz. Eğer durumunuz iyi değilse özet olarak size “öl” deniyor.
Durum bu kadar da kötü değil diye düşünüp abarttığımızı düşünenler olabilir. Bunların içinde AKP’lileri ve MHP’nin bal kaymak takımını geçiyoruz. Geçiyoruz çünkü bunların çoğunun halkla bir ilişkisi kalmamış. Bu yüzden örneğin ülkemizde gerçekler bu noktadayken bir beka uydurmuş olan Bahçeli bize diyor ki siz bunlara katlanın önemli olan bekadır bekamızı yitirirsek aş, ekmek, iş, güç bunların hiçbir önemi kalmaz. Tabi ki de bu doğru değil. Bir ülkenin bekası yukarıda söylediklerimin yerinde olmasıyla olasıdır fakat siz bunları sağcı, dinci, faşist anlayışta olanlara anlatamazsınız.
İşin bu denli kötüye gittiği bugünlerde Eski Tarım ve Orman Bakanı çıkıp ne diyor dinlediniz mi? İthalat lobileri var. Bu ithalat lobileri kolay para kazanmanın peşine düşmüşler ve dışarıdan getirip satmışlar ve vurgun üstüne vurgun vurmuşlar. Bugünkü tarım ve hayvancılığımızın içler acısı durumunun nedeni de buymuş. Gerçekten den AKP ülkede sanki her şeyi yok etmek için iktidara getirilmiş bir proje gibi. Bu yüzden de bunlar bir an önce halkın sırtından indirilmeli ve iktidardan gönderilmelidirler. Yetmez ama bunlardan bugüne kadar yapıp ettiklerinin de hesabı kesinlikle sorulmalıdır.
Yazımı bir soru ile bitireyim.
ÖZELLEŞTİRDİĞİNİZ ŞEKER FABRİKALARI NE OLDU?