SAVUNMA YOK CEZA VAR

Yazan: Turgut Koçak 13 Kasım 2022

Bilindiği gibi 2013 yılında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarına yönelik operasyon yapılıp avukatların ev ve bürolarına baskın yapıp gözaltına alan polisi il kutlayan kişi o dönemin Başbakanı Erdoğan olmuştur. Üstelik bu gözaltı olayı açıklanırken avukatların 11 çelik kapı arkasında illegal toplantı yaptıkları kamuoyuna duyurulmuş ancak bu suçlama davanın hiçbir aşamasında kanıtlanamamıştı. Açıklamada aynı zamanda avukatlar toplantı sonrası bazı evrakları yakarken suçüstü yapıldığı da dile getirilmişti. Bu suçlamada dava sırasında kanıtlanmış değildi. Suçlanan avukatlar gece yarısı evlerinden ve bürolarından gözaltına alınmışlardı ki kamuoyuna verilen bilgi yanıltıcıydı. Savcıların tutanakların göre aramalarda da silah, patlayıcı madde vb. örgütsel dökümanda bulunmuş değildi. Bu gerçeğe karşın avukatlar terör örgütü üyeliği ve yöneticiliğinden yargılanmaktan kurtulamadılar.

Çünkü elde edilen kanıtlar sözü geçen avukatların tutuklanmalarına olanak sağlamasa da bu birileri için çok da önemli değil. Ortaya sürersin bir gizli tanık, bundan daha iyi kanıt mı olur atarsın onca süre içeri sonrasında ise basarsın cezayı olur biter. Gerçi gizli tanıklık edenlerin de kişiliklerinde sorun var var olmasına da bu soruna kim dönüp bakar ki önemli olan ceza değil mi verirsin olur biter. Yargıyı bu hale getiren ve de gizli tanık yöntemiyle yargının işini bu denli kolaylaştıran ise AKP iktidarı. Bu yüzden kendileri iktidardan gitseler de hukuka sözüm ona getirdikleri bu katkı bizler tarafından hiç mi hiç unutulmayacak.

Bizler Fetöcülerin bir dönem yapıp ettiklerini unuttuk mu? Onların kumpasları sonucu kimler mağdur edilmemişti kimler. Üstelik Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının tutuklanmasını gerektiren sahte kanıtları üretenler de Fetöcüler değil miydi? Fetöcü yöntemlerle işin başlangıç devresinde görev alanlar bugüne kadar yapıp ettikleriyle de dikkate değer deneyimler elde etmemişler miydi? Bir başka deyişle söylemek gerekirse AKP iktidarı da edindiği deneylerle kanıt yaratıp kanıt silen, onu çıkarıp sözüm ona bir başka kanıtı koyan bir hale gelmemişler miydi? Evet, Fetöcüler gitti deniliyordu denilmesine de AKP onların miraslarına her bakımdan konmamış mıydı? İşte üstünde oynanmış ve de hiçbiri kanıt yerine geçmeyecek olan kanıtlarla nesnellikten uzak öznel niyetlerle cezalar basılıp geçilmişse biz burada hukuktan söz edebilir miyiz? ÇHD’li avukatlara kesilen ceza iktidarın niye umurunda olsundu. Gizli tanıkları perde arkasından konuşturup bunu da kanıt olarak görenlerin çıkmazını söylüyoruz da ne oluyor ki bu ülkede. Bunca zaman içerde kalmış olan ÇHD üyesi avukatlar başta Selçuk Kozağaçlı olmak üzere neredeyse yatarını tamamlamışlar cezanın. Hani yarın üst mahkeme bozarsa ki olağan olanı o kim nasıl ödeyecek avukat arkadaşlarımızın mağduriyetinin karşılığını. Hukuk guguk yapıldı tamam da bu yapılanlara karşı sonuna kadar haklarımızı savunmak için dayanışma göstermeyecek miyiz? Anladık, Selçuk Kozağaçlı ve diğer avukatlar her mağdur edilenin yanında yer aldılar. Soma’da onlar vardı bir başka yerde de onlar. Köylüleri ve işçileri savundular. Bu ülkenin namuslu aydınlarını, kadınlarını, tecavüze uğramış çocuklarını, sol ve sosyalist görüşlü kimseleri savundular. Bu yüzden de kendilerinden diyebiliriz ki resmen öç alındı öç.

Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019 yılında açıklanan yargı reformunda ne olacaktı? Demokrasi güçlendirilecekti, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi sağlanacaktı, yargı bağımsızlığı, şeffaflığı sağlanacak adalete erişmin kolaylaştırılması sağlandığı gibi yargıya da olan güven arttırılacaktı böyle deniyordu da olanlar neydi peki? Ha bir de savunma hakkının etkin kullanılmasından söz edilmiyor muydu? Şimdi savunma hakkının kullanılması ve de diğer saydıklarımdan ortada bir eser kaldı mı? Kalmadıysa niye kalmadı dersiniz? Torba yasaları denilen yasaları da bize AKP ve saray iktidarı öğretti. Bu yasalarda bir şey ileri sürülürken içine türlü çeşitli hak ve özgürlükleri yok eden eklemeler kondu.

Yani ortada olanlar belli belli besbelli. ÇHD üyelerine ve Halkın hukuk Bürosu avukatlarına ceza yağdırıldı. Bu yargılama sırasında savunma hakkı için ölüm orucuna başlayan Ebru Timtik yaşamını yitirdi. 2013 yılında yargı emniyet içinde Fetö yapılanmasının kanıt ve iddianamesiyle avukatlara cezalar kesildi. Yine 13 yaşından bu yana kendisinin bu işlerde kullanıldığını söyleyen birinin ifadesiyle mahkeme karar yoluna gitti. Geçerken söyleyelim niye iktidar Türkiye Barolar Birliği’ni bölmeye çalıştı? Niye ÇGD’li avukatlara 150 yılı aşkın ceza verildi? Çünkü iktidar savunma hakkını ortadan kaldırmak istiyordu.

Böylece kim ki iktidara karşı toplumsal muhalefet eder onlara karşı her türlü baskının da uygulaması alenen yapılır hale gelecekti ki bugün yaşanılanlara baktığımız zaman işte gördüklerimiz de bunlardır.