Yazan: Turgut Koçak 21 Ocak 2014
Son zamanlarda at izi it izine karıştı. AKP iktidarı polisinden, askerine, yargısından tüm öteki devlet kademelerine kadar herkesin bu iktidar yararını kanun kabul ederek ona göre hareket etmesini istediği için hukuk devleti hiçe sayıldı. Polis görev mi yapacak onun görevini hukukun belirlemesine gerek yok. AKP iktidarı nasıl davranmasını isterse öyle davranacak. Ordu, MİT, yargı vb ne varsa devlet kurumu olarak hepsi hepsi Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağından çıkan sözü kanun sayacak ve atacağı adımı da ona göre atacak.
Adana’da TIR operasyonu sonrasında ilgili devlet görevlilerinden başta vali olmak üzere herkes hukuksuzluğu hukukmuş gibi gören açıklamalar yaptılar. Bizler bu açıklamalara tepki koyduk. Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın öyle bir açıklaması var ki, bu açıklama diğer açıklamaların hepsinin üstüne tüy dikti.
Brüksel’e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’ndan açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Adana’da MİT’e ait olduğu ortaya çıkan TIR’ları durdurma talimatı veren savcı ve talimatı yerine getiren jandarma komutanları hakkında soruşturma başlatıldığını söyledi. Havalimanında ziyaret ve gündeme dair konuşan Erdoğan “Yapacağımız görüşmelerde Türkiye AB ilişkilerinin yanı sıra güncel bölgesel gelişmeler hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız” dedi. 17 Aralık operasyonunun bir algı operasyonu ile birlikte sürdürülmek istendiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan “Türkiye içinde tutmadı. Bu operasyonu hazırlayanların, başta Avrupa olmak üzere etki altına almaya çalıştığını görüyoruz. Brüksel ziyaretimiz, Türkiye’de yaşananları anlatmamıza fırsat verecektir. Yargı değil, yargı içindeki örgütlenmeye müdahale edildiğini açık ve net bir şekilde ifade edeceğiz” diye konuştu.
Adana’da MİT’e ait olduğu sonradan ortaya çıkan TIR’larla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ’nun MİT’i silah kaçakçılığı ile suçlamasına cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi: “Bir defa bu ifadeyi kullanan kişi bu ülkenin bir muhalefeti olamaz. Dünyada milli istihbarat teşkilatları ne gibi görevler yapar bunlar bellidir. Ana muhalefetin genel müdürü MİT’in görev alanlarını bilmeyecek kadar bulunduğu makamdan uzaktır. Tavsiye diyorum 26’nci maddeyi açsın okusun. Savcı, benim iznim, Adalet Bakanlığı’nın haberi olmadan böyle bir müdahalenin içine giremez. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ne getirip ne götürdüğüne bakamaz. Bu, bu paralel yapılanmanın diğer bir versiyonudur. Kısa bir zaman önce atılan adımın devamıdır.
Ne yazık ki burada jandarmamız da kullanılmıştır. Tabi burada gerek bu savcıyla ilgili, gerekse jandarmayla ilgili, komuta kademesini kast ediyorum, hepsiyle hukuki süreç başlatılmıştır. Gereği de bunlarla ilgili yapılacaktır. Kendi istihbarat teşkilatını dünyaya bu şekilde lanse eden bir insanın vatanseverliğinden şüphe ediyorum.”
Fazladan bir şey söylemeye gerek yok. Bir ülkenin başbakanı böyle diyorsa o ülkedeki rejimle ilgili tanımlamada sıkıntı çekmeye gerek yok. Yukarıdaki tanımlamaya ancak ve ancak faşizm denir. Bu görüşte olan ve dümenin başında bulunan kişiye de diktatör.
Gelelim Suriye’de işkence yapıldığına dair servi edilen resimlere.
Bu resim kim tarafından çekilmiş?
Suriye’de görev yapan daha sonra da muhaliflerin tarafına geçen kişi tarafından.
Bu işin finansmanı kim?
Suriye’de iç savaşı organize eden kan ve gözyaşının mimarlarından olan Katar tarafından. Dünyaya kim servis etmiş?
Anadolu Ajansı tarafından. Daha fazla söze gerek yok.
Bozacının tanığı sıracı…