ŞAŞIRAN VE KAFASI KARIŞAN ADALET

Yazan: Turgut Koçak 20 Ocak 2011

Hrant Dink’in katledilişinin arkasından tamı tamına beş yıl geçti. Birçoklarının aklında vurulduktan sonra yerde öylece yatan ve ayakkabısının altının delik olduğu görülen Hrant Dink kaldı ve bu görüntü karşısında herkes duygulandı gözlerinden tıpır tıpır yaşlar döküldü. İşin bu yanı hiç kuşku yok ki, insani ve güzel olan tarafı. İnsan düşünüyor ki, hiç değil insanlık tam anlamıyla ölmemiş.

Sonrası ise koskoca bir karanlık. Sonrası; Hrant’ın arkadaşlarıyız diye ortaya çıkanların ve katledilişine içten içe sevinenlerin maceralarıyla dolu. Ne demişti büyük ozanımız Nazım Hikmet; “… Destanımızda yalnız onların maceraları vardır”. 19 Ocak 2007’den bu yana bizler korkak ve cesur olanların maceralarını yaşıyor, doğrusu çok da şaşırıyoruz. Bizde bir özdeyiş vardır; AKILSIZ DOSTLARIN OLACAĞINA AKILLI DÜŞMANIN OLSUN diye, işte bu özdeyişi Hrant Dink için söylememiz olasıdır. Hrant sağlığında uyarmış sözü geçen akılsızlara seslenerek korkusuzca kendi görüşlerini ortaya koymuştu. Ama durum değişmiş değil, akılsızlar akıl satmaya ve düşmanlıkları derinleştirmeye devam ediyorlar.

Kısa bir gezinti yapalım. Çocuk yaşta biri sokakta oyun oynarken birdenbire oyunu bırakıyor ve Trabzon’da Rahip Santora’yı dini hasletlerle katlediveriyor. Yargı, al aşağı, vur yukarı kararını bu görüntü bağlamında vererek dosyayı kapatıveriyor. Arkasından Dink cinayeti ve Malatya’da işlenen hunharca katliam. Önce Dink’in katil ve katillerinin fotoğraflarına bakalım. Hepsi sağ görüşlü ve BBP ile şu ya da bu şekilde bağlantılı. Yasin Hayal adeta bağırıyor ben buyum diye. Çünkü daha önce işlediği suçlar biliniyor.

Tıpkı Hrant’ın eşi Rakel Dink’in söylediği gibi birileri çocuktan bir katil yaratıp ortaya sürüvermişler. Yaşı küçük. O günler film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Bu konuda söylenenler, yapılanlar öylesine açık ki, şaşırmamak elde değil. Hrant Dink’in katledileceği Trabzon Emniyeti’ne bildirilmiş. Bu konuda birinci sorumlu kişi Ramazan Akyürek. Aynı bilgiler o dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın ve İstanbul Valisi Muammer Güler’in de bilgilerine sunulmuş. Sözü geçen sorumlular ne yapmışlar peki? Gerekli tedbirleri alacaklarına ve de bu doğrultuda eylem koyacak kişileri bilmelerine karşın, kıllarını kıpırdatmayıp üstelik de Hrant Dink’i çağırıp bir güzel tehdit etmişler.

Ve Hrant Dink katledilmiş. Öldüren kişi yakalanmış. Yakalandığı sırada Türk Bayrağı önünde yetkililerle boy boy resim çektirmiş. Sanki kahraman yaratılmak istenen bir çaba var ortada. Basın bu konuları yazmış, çizmiş olmasına karşın sözü geçen kişiler bir güzel korunmuş, korunmakla da kalmayıp bizzat AKP iktidarı tarafından birisi vali öteki de milletvekili yapılmış. Ramazan Akyürek ise mesleğinde yükseltilip önemli yerlere getirilmiş. Özetle işlenen hunharca cinayetin özüne değin iktidar kılını kıpırdatmadığı gibi cinayetin üstüne kalın bir şal örterek iz azdırmaya çalışmış. Deyim yerindeyse katil ve katillerin ortaya çıkmaması için elinden geleni yapmış. Yargı ise eli kolu bağlı görüntü içinde en basit konularda bile gerekli araştırmaları yapma gereği duymayarak davanın istenilen seyirde gitmesi için çaba harcamış ve kendi kararını kendisinin de eleştirdiği bir iflas kararı ortaya çıkıvermiştir. Öyle bir karar ki, sanıkların adı bile unutulabilmiştir. İşi daha da kötüsü kararı veren yargıç, yargı safhasının bitmediğini söyleyerek sorumluluğu Yargıtay’a atıvermiştir.

Koro çok renkli ve çok seslidir. Kendi görevini yapmak şöyle dursun suçun orasında burasında adları geçenleri önemli mevkilere getiren iktidar yetkililerinden de kararın yerini bulmadığı bağlamında açıklamalar birbiri arkasından gelmiştir. Ne garip üstlerine düşen görevi yerine getirmeyenlerin yavuz hırsızlığı ile bir kez daha böylelikle tanışmış oluyoruz.

Gelelim çok sesli koronun diğer yanına ve saptırma yöntemlerine. İktidarın elinde bir ERGENOKON var ya; ne suç işlenmişse yık üstüne olsun bitsin davranışı egemen. Bu bakış açısıyla Danıştay üyesini katleden Alparslan Arslan bile bile ERGENOKON’cu yapılıverdi. Amaç iz azdırılıp dosya kabarsın ki, gerçek katiller gizlenebilsinler. Hrant Dink cinayetinde de aynı yol izleniyor. Kendilerini bir bilen yerine koyanlar mikrofonu kaptığı gibi ERGENOKON’un peşine düşüveriyor. Tartışma yapmayacağımız bazı isimleri de araya sıkıştırarak Hrant Dink cinayetinin gerçek suçlularının izini silmek için ya da başka amaçlar güdülerek sözümona politik açıklamalar yapılıyor. Ne diyelim Hrant Dink’in dostları bizce şapkalarını önlerine koymalı ve bir güzel düşünerek gerçekleri karartanlara alan açmamalı ve işin gerçeğinin ortaya çıkarılması için uğraş vermelidirler.

GERİSİ ÇOK SÖZ, AZ İŞ okadar…

ŞAŞIRAN VE KAFASI KARIŞAN ADALETİ ÇOK GÖRDÜK AMA BU KEZKİ ŞAŞIRMA ADALETİN ÜSTÜNE TÜY DİKTİ TÜY…