Yazan: Turgut Koçak 15 Eylül 2022
Bilindiği gibi ekonomi her alanda topu dikmiş durumdadır. Kendi çiftçisine topu diktiren bir iktidar kalkmış dışardan bütün tarım ürünlerinin dışalımını gerçekleştirme yolunda yapmadığını bırakmamış. Malum bu yol öyle bir yol ki sonucunda sadece yandaşların vurgun vurması söz konusu. Ülkemizde sağımlık büyükbaş hayvanlar sapır sapır kesime giderken seyreden iktidar et gereksinimi de karşılamak için dışarıdan sığır alımı yolunu tercih etmiştir.
Sizin anlayacağınız ülkede sanayi bitirilmiş, var olan devlete ait büyük fabrikalar ise salt arsa fiyatına özelleştirilerek birilerine peşkeş çekilmiştir. Ülkede bilime önem verilmediği ve de dipten doruğa bir vurgun ekonomisi söz konusu olduğu için katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi için de iktidar kılını kıpırdatmadığı gibi bu yönde yararlanacağı üniversitelerdeki eğitimin de kalitesini düşürerek birer medreseye dönüştürme peşinde göbek çatlatmaktadır.
Dolayısıyla geriye bilinen bir şey kalmıştır ki o da en verimli tarım arazileri de dahil betonlaştırma. Zaten sağ ve faşist iktidarların bu konuda kimse eline su dökemez. Dolayısıyla rant onların işidir. Bu yüzden de bu iktidarın aklına sadece ve sadece inşaat gelmekte onun dışında aklı sanki çok az şeye çalışmaktadır. Bir de ülkenin en kıymetli orman arazilerinde ve su havzalarında maden arama adı altında başlatılan altın arama furyası vardır ki salt bu yüzden ülkenin en önemli orman arazileri ve su havzaları sanki bitirilmek için yemin edilmiş gibi davranılmaktadır. Bu anlayışı kısaca özetlersek bir avuç vurguncunun kısa zamanda büyük kazançlar elde edeceği hayali söz konusudur. Dolayısı ile bu kafayı taşıyan iktidar ve iktidarı destekleyen iş çevreleri ülkenin her tarafında vurgun vurma telaşıyla hareket ederek doğayı geri dönülemez ve onarılamaz şekilde bitirme yolundadır.
İnşaat işine gelince; AKP ve saray iktidarı 20 yıllık iktidarı döneminde güzelim kentlerimizi beton yığınına çevirerek yaşanamaz hale getirmiştir. Bu yolla da her anlamda az vurgun vurulmuş değildir. Gelinen noktada ise inşaat yolu ile elde edilecek kazanç yolları bunlara tatlı gelmiş olmalı ki her defasında iktidar ısıtıp ısıtıp halkın önüne bu projeyi koymaktadır. Oysa çivisinden demirine, çimentosundan inşaatta kullanılan tüm malzemelere kadar fiyatlar öyle artmış öyle armış ki 60-70 metre kare bir ev bile 6 bin lira civarında bir paraya satılmak istenmektedir. İktidarın son konut açıklaması da aynen böyledir. Küçük daireler 6 yüz bin liraya üç odalı daireler ise bir milyona alıcılara sunulmak üzere kampanya başlatılmıştır. Bugünkü yandaş gazetelerin sayfaları bu haberlerle doludur. Neymiş efendim millet bu dairelere sahip olmak için kuyruklar oluşturuyormuş.
Bu nasıl bir milletmiş ki biz onları hiç görmemişiz. Milyonluk daireleri almak için hangi kazançla 10 ve ya 20 yıllık bir taksitin altına girecek kadar gelir sahibidir de bizler mi bu dünyada yaşamıyoruz da görmüyoruz? Uzatmayalım AKP batırdığı ekonomiyi bu tür algılarla farklı gösterme çabası içindedir fakat görünen köyde kılavuz istemez. Seçime doğru giderken halkın sözüm ona ağzına bir parmak bal sürmek isteyen iktidar sanırım seçimlerden sonra varsın ortalık tufan olsun diye düşünmektedir çünkü bu paraları ödeyecek bu ülkede bir avuç vurguncunun dışında halktan kimseler yoktur.
İktidar inşaat işine niye bu kadar düşkündür bu sorunun da bir yanıtı olmalı. İktidar inşaatlar artınca daha çok inşaat işçisi çalışacağını hesap ediyor. Dolayısıyla inşaat işinde kullanılan her türlü ürünlerin de alımı olacağı için çimentosundan boyasına, pencere camından kapılarına, su tesisatları malzemelerine kadar piyasadaki durgunluğa böylece bir hareket getirileceği düşünülmekte aynı zamanda da bu evleri alanlar perdesinden iç döşemesine kadar pek çok alımda bulunacağı hesap edildiği için ortaya çıkacağı düşünülen bu canlılıkla ekonominin kurtulacağı sanılmaktadır.
AKP ve saray iktidarı bu yolu ilk kez deniyor değildir ki? Denenen bu yol her defasında paraların betona gömülmesi anlamına geldiği çin ekonomiye de parlayıp sönen bir ışık kadar yararı olmuş olabilir da başkaca da en küçük bir yarar getirmiş değildir. Dolayısıyla bu furya ile birlikte sadece konut alınıp satılması yoktur işin içinde. Aynı zamanda da on binlerce dönüm tarım arazilerine de kıyılarak kimilerine de evlerini kendileri yapsın hesabından arsa satışı yapılması düşünülmektedir. Atılan bu yeni adım da ekonomiyi kurtaramayacağı gibi kesinlikle uyuyup uyandığımız zaman göreceğiz ki bir batağın içinde debelenmekteyiz.
Sonuç olarak Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin gözlerindeki ışık ekonomi için ne kadar işe yaradıysa AKP ve sarayın müjdelerle halkın karşısına çıkarak yeni konut projesini ilan etmesi de ancak o kadar işe yarayacaktır. Bu yüzden de halkımıza önerimiz yirmi yılınızı o da dayanabilirseniz ipotek altına almak isteyen bu vurguncu iktidara kanmamanızdır.
Çünkü her yokuşun bir inişi olacaktır.
Bekleyin…