SARAYIN KONUT KANDIRMACASI

Yazan: Turgut Koçak 17 Eylül 2022

Yahu bu nasıl bir kolay kandırılma? Millet bahçesi, yat yuvarlan nutku çekenlerin sonlarını gördük. Ortada doğru dürüst hiçbir şey yok yok olmasına da bu projelerle AKP yanlısı inşaatçıların vurgun vurmalarına olanak hazırlandı hepsi bu. Bunlar şimdi de kalkmışlar sosyal konut projesinden söz ediyorlar. Ne sosyal konutu ne projesi bu olay da düpedüz vurgun düpedüz seçimlere yönelik Alicengiz oyunu. Sonrasında ise halk dımdızlak kalacak o kadar.

Daha bu uyduruk ve vurgun projesi açıklanır açıklanmaz bir sürü çelişkisi olduğu görüldü. Olaylara soldan bakanlar ve bazı televizyon ve gazeteler, bizim gibi sosyalistler projeyi delik deşik ederek yırtık post gibi Erdoğan’ın önüne seriverdiler. Yani? Yanisi şu; bu işler yine seçim yatırımına yönelik yine vurun abalıya hesabı halkın anasını ağlatmak için başvurulan bir yol. Daha da açıkçası AKP’li büyük inşaat şirketlerine TOKİ dolandırıcılığında vurgun vurma fırsatı. Halkta ne yaparsa yapsın. Madem doluşarak sıraya girip birtakım kağıtlar imzaladılar görsünler günlerini otursunlar yerlerinde.

Hani bazı demokrat görünüp de kem küm etmeyenler de olmadı değil. Onlara göre proje projeydi, yapılsa iyi olurdu, halkın yararına olacak şeylere karşı çıkılması da gerekmezdi. Daha da önemlisi hukuk mukuk kuşu devreye sokulup dendi ki “devlette devamlılık esastır” iyi de kardeşim göz göre göre soyguna kapı aralarken kimse aklına hukuku mukuku getirmiyor tek düşünülen şey vurgun vurmak. Hem ne diye “devlette devamlılık esastır” denilerek AKP ve saray suçları üstlenilmek isteniyor. Niye halkın sömürülmesine kapı aralanıp iktidarın seçim yatırımına payanda olunuyor?

Peki, kısa süre içinde ülke ortalık cehenneme döndürülüp konut fiyatları alıp başını gitmedi mi? Bugün fiyatlar el yakmıyor hane halkının geleceğini ipotek altına alıyor görülmüyor mu? Açıklama daha yeni olmasına karşın bu işin içinde ne kadar Alicengiz oyunu varsa hepsi ortaya döküldü fakat bildiğimiz muhalefet korkak olduğu için konunun üzerine gerektiği gibi gidemiyor. Böyle bir zamanda halkın tepkisini çekeceğini düşünüyor olmalı. Oysa konuyu nereden ele alsanız dökülüyor. Ortada ne konut var ne de proje. Rakamlar havada uçuşuyor. Şu kadar sosyal konut şu kadar işyeri yapılacak diye. Utanma sıkılma da yok ki niye alınıyorsa başvurandan 500 TL alınıyor Tıpkı Deli Dumrul hesabı halk haraca bağlanmış. Bugüne kadar başvuru sayısı bir buçuk milyona ulaşmış çar 500 ile ne diyeyim kısa günün kazancı iktidar için bu yoklukta iyi para. Sonra egendim taksitler başvurudan hemen sonraki ay başlayacakmış. Üstelik fiyatlarda illere göre değişik olacakmış. Taksitler sabit değil enflasyona bağlı olarak artacakmış. Yani sizin anlayacağınız rakamlar ta başından ortaya çıktığı gibi söylenen rakamlarla ilgisi yok. Hani bu andan sonra bu iktidarın Sülün Osman’ı falan solladığını söylesek Sülün Osman bunların yanında yaya kalır. Ben inanıyorum bunlar halka davul tozunu da satar, minare gölgesini de.

Hani halk evsizmiş ya bunlarda sosyal konut yaparak halkı evsizlikten kurtaracaklarmış ya inanmayın. Eğer bu evlere başlanır, bitirilirse ben size olacakları söyleyeyim. Bu konutları başvuranların büyük bir bölümü alamayacak. Bu yüzden de salt yatırım amaçlı vurgun vura vura Karun’laşmış olan zenginler alacak ve ilerde daha çok para kazanmak için ellerine geçirmiş olacaklar. Yani bu alış veriş emlak piyasasında zenginlerin alıp sattığı zengin olup sermaye üstüne sermaye biriktirdikleri bir furyadan ele geçirilmiş batan geminin malları olacak…

Şu an satılmayan elde kalan iki milyona yakın konut varken bu projede neyin nesi diyenleriniz kesinlikle olacaktır. Konunun bu yönlerine daha önceki yazılarımda değindiğim için yeniden başa dönmek istemiyorum. Sadece diyebilirim ki çal çırp, vurgun vur köşeyi dön fırıldaklığı hepsi bu.

Aslına bakarsanız bu ülkenin sermaye iktidarları yüzünden problemleri büyük. Ülke deprem ülkesi. Depreme dayanıklı evler nasıl yapılır uyuldu mu tartışılır. Sayısız ev daha ilk depremde halka mezar olacak. Çünkü halkın yoksulluktan ne depreme dayanıklı ev alması olası ne de içinde oturduğu tabutluğa dönmüş evlerini bırakabilme şansı var. Çünkü yoksul ve parası yok. Devlet ise kılını bile bugüne kadar kıpırdatmış değil. Bizlerden toplanan deprem vergileri ne oldu diye soruyorsanız çoktan deve edilip yutuldu.

AKP ve saray iktidarı depreme dayanıklı evler yapmak şöyle dursun işi gücü vurgun ve rant olan bir iktidar. Ama deprem sözünü de maşallah dilinden düşürmüyor. Kentsel dönüşüm adı altında halk evleri, barkları tepelerine yıkılarak yerlerinden yurtlarından uzak diyarlara sürülüyor. Elde kalan kıymetli arazilere ise birileri konup köşe dönüyor. Devreye giren devletin emniyet güçleri hemen her yerde halkın tepesine çullanarak onları sokağa atıyor ki patronlar paraya para demesinler. Kazançları gani olsun. Deprem bu onlara göre Allah’tan gelen bir afet ama iyi afet konu deprem olunca halk da ne yapsın söylenene kuzu kuzu uymak zorunda kalıyor. Canı isterse kalmasın vallahi İçişleri Bakanı Soylu evlerini başlarına yıktırır kanunu da arkasından gönderiverir.

Bu proje rant projesi olduğu gibi İstanbul başta olmak üzere bazı kentler için tehlikeli de. Tabi bu konutlar şehrin göbeğine yapılacak değil ya şehrin en dışına yapılacaklar buraya da işçiler emekçiler sürülecek. Yani fiyat konusunda da nüfusun hayli fazla olduğu kentlerde evler daha pahalı ama zenginler bir yedek işçiler ordusunu her zaman için ilke koyduğu için varsın olsun bizim için Kasımpaşa deyip işine bakıyor.

Hani işin bir yanı bu da diğer yanı ne? Diğer yanı da bu projelerin seçimlerden sonra yerine getirilmemesi daha büyük olasılık. Getirilirse de bu kadar uzun süre taksit ödemeye kimse dayanamayacağı için yarı yolda nefesi tükenecek, devlette mal sahibi olarak el koyacağı gibi yoksul halkın emekleri de boşa gitmiş olacak. Bugün ekonomi tepetakla olduğu için kimi projeler var ki işverenler dönüp bakmıyorlar bile. Kayrılmışlara gelince onların değirmenine su zaten başka türlü akıtılıyor.

Bir yandan konut yapmak isteyen saray iktidarı var bir yanda da konut fazlalığı. Yani sizin anlayacağınız sermaye iktidarları kimsenin karakaşına kara gözüne bakmaz. Kim olursa olsun dımdızlak ortada koyuverir. Bu gerçeği bugüne kadar sosyalistler olarak halkımıza anlatamadık niyeyse de ama bizler yine yinelemekten vazgeçmeyeceğiz. Sosyalist bir düzende kimse barınmak için bu denli zorluk çekmeyecek. Herkes konut sahibi edilecek hem de bedelsiz olarak. Hani sizler halkı her fırsatta soyuyorsunuz ya biz sosyalistler buna olanak tanımayacağız. Sermaye güçlerinin neyi var neyi yok el koyup önce onları vatandaş Ali ya da Emine haline getireceğiz sonra da eşit, özgür bir dünyada yaşamalarına olanak sunulacak.

Zor mu? Evet, zor fakat zoru başarmak da sosyalistlerin yemini olsun…