SARAY DEBDEBESİ

Yazan: Turgut Koçak 3 Ağustos 2015

Bir insanın başı neden dönerse dönsün sonu hayra alamet değildir. Kimisi kendisini eşsiz biri sanır başı öyle döner, kimisi öyle şan şöhret sahibi olur ki karlı dağları o yaratmıştır. Kimi en büyüktür ondan başka büyük yoktur bu yüzden insanlara tepeden bakıp karınca gibi görür, kimisi bir bilgilidir bir bilgilidir ki, her şeyi o bilir, kimseye söz söyletmez. Bir de diktatörler vardır, bunların ruh halini ise açıklamak daha da zordur. Ülke insanları onun gözünde karıncadır, sürüngendir, kuldur, köledir, eğer bu insanlar varsa bu tiplere hizmet etmek için vardırlar. Yoksa yeryüzünde hepsi de fazlalıktır. Bu yüzden de kırılırlarmış, aç ve sefalet içinde yüzerlermiş umur bile etmezler.

Bugün ülkemizde yaşananlara bakınca yukarıdaki betimlemeleri düşünmeden edemiyor insan. Ülke yangın yerine dönmüş ama Recep Tayyip Erdoğan’ın umurunda değil. Yurttaşlar sapır sapır ölüyor ama onun için varsa da yoksa da saltanat merakı.

Bizlere “itibar” kazandırmak için öyle kesenin ağzını açmış ki, sarayına harcadığı paraların rakamları dudak uçuklatan cinsinden. Ülkede eğitim bitmiş, AKP iktidarı döneminde Milli Eğitim Bakanlığı’nın varlık nedeni ortadan kalkmış, onun marifetiyle çözüm yolu olarak bütün ülkedeki okullar İmam Hatipleştirilip sahipliğine de oğlunun vakfı TÜRGEV görevli kılınmış. Ülkeden savaş hali var. Onun aldırdığı bile yok. Çıkmış Çin gezisine, geçmiş oradan Endonezya’ya Müslümanlara akıl satıyor. Müslüman dünyasının içinde bulunduğu çıkmazı aklınca eleştirip kendisi onlardan bir gömlek üstünmüş gibi vaaza devam ediyor. Oysa Ortadoğu’da El Nusra, El Kaide, Müslüman Kardeşler ve kafa koparak IŞİD için olmadık desteği o sunmuştu. İşler ters gitmeye başlayınca da Amerika’nın bunları bombalamasını kolaylaştırdığı gibi Türkiye’nin de bombalamasına karar verip uçaklar kaldırmıştı. Ha bu arada komik bir şeyden de söz etmeden geçmek olmaz.

Bir yandan uçaklarımız sözüm ona IŞİD mevzilerini bombalıyor, arkasından da sınırdan biraz ötede IŞİD’çılar kepçe ile hendek kazmaya devam ediyorlar. Size de her şey çok inandırıcı geliyor değil mi? Valla biz inandık. Recep tayyip Erdoğan bu ipten kazıktan kopma it sürüleriyle mücadeleye karar vermiş gibi görünmüyor mu ne dersiniz?

Neyse ol hikaye böyle devam ederken bir yandan da PKK’ya karşı öyle bir savaş açılmış ki, her gün PKK’nın kampları vuruluyor, PKK’ya bir sürü zayiat verildiği resmi ağızlardan açıklanıyor. PKK ise Kars’tan Ağrı’ya, Tunceli’den, Mardin’e, Şırnak’ta Diyarbakır’a kısaca her yerde eylemler koyarak askerlere ve polise yönelik saldırılarını devam ettiriyor. En son dün; Ağrı / Doğubeyazıt ilçesi Karabulak Jandarma Karakol Komutanlığı nizamiyesinde PKK’lılar tarafından patlayıcı madde yüklü traktör patlatılmış ve uzun namlulu silahlar ile saldırıda bulunulmuştur. Saldırı sonucunda iki askerimiz şehit olmuş, dördü ağır olmak üzere 31 askerimiz ise yaralanmıştır. Kayıplar giderek artmaktadır. Bütün bunların bir anda ortalığı sarmasını açıklamanın bir yolu olmalı değil mi? Ya da saray debdebesi içinde politikaların en şahanesini yaptığını düşünen Muktedir muhteremin bir diyeceği var mıdır?

Ülkenin yoksul insanları AKP iktidarı döneminde neleri var neleri yok yitirdi. Bu iktidar ki, ülke yönetmek yerine yoksulluğu yönetmeye soyunduğu için şimdi kendisi en büyük sorun haline geldi. Her şeylerini yitiren yurttaşlarsa şimdi de canlarından oluyorlar. Hem de niçin? Kimilerine bakarsan yurt savunmasında canlarını yitirenler kahramanca ölüp en büyük rütbe şahadet mertebesine ulaşıyorlar. Oysa Recep Tayyip Erdoğan ve çevresi bu en büyük rütbeden öyle uzaklar ki, hiçbiri de çıkıp da Allahım bizi de bu rütbe ile ödüllendir diye ortaya atılmıyorlar nedense? Ölenlerin evlerine ateş düştüğü ile kalıyor. İçi yananların isyanına herkes kulaklarını tıkamış suçu üstüne alan bile yok. Öyle ki, görünmez bir güç sanki insanları kanlı boğuşmanın kucağına atmış, bu yüzden de ortalık kan gölüne dönmüş, anaların gözyaşı sel olup akmaya devam ediyor. Ülke yönettiğini düşünenler halktan öyle kopmuşlar öyle kopmuşlar ki, halkla aralarına polisten, askerden bilmem daha nelerden sanki Çin seddi çekmişler mübarekler.

PKK’nın son eylemleri kendini göstermeye yönelik. Biz varız demek istiyorlar. Bu yüzden de girişilen eylemler tıpkı Ağrı / Doğubeyazıt ilçesi Karabulak Jandarma Karakol Komutanlığı nizamiyesine düzenlenen saldırı gibi canlı intihar saldırısına dönüştürülmüş. Bir yandan kanlı saldırılar bir yandan da “barış” tam da Doğu insanının tıynetine uygun bir yöntem ki yerseniz. İşlerin çığırından çıktığı belli. Hangi hareketin kime hizmet edeceğinin bile hesap edilmemesi öğretici olmalı. Belki; gelinen bu noktayı Recep Tayyip Erdoğan gibiler ellerini ovuşturarak seyrediyorlardır bilemem. Bir de kendilerini bir halt sanan muktedirin kapısından sittir edilmiş “akiller” var. Toplanmışlar ve hemen kan ve gözyaşı dursun demişler. Recep Tayyip Erdoğan’ın bir araya gelen onca “akil” insanından sadece 10 tanesi yine aynı tas ayna hamam havasındalar. Sanıyorlar ki, bunları bir takan vardır. Sanıyorlar ki, bunların vicdanı toplumun vicdanıdır.

Oysa vidaları gevşemiş, yalamalaşmış bir çark sisteminden nasıl bir hayır gelmezse bunlardan da hiçbir hayır gelmez gelemez. Hele de devrimcilik adına kitle örgütleri adına KESK’in tepesindeki Lami Özgen gibilerin hayrı hiç dokunmaz. Demokratik kitle örgütlerinin içini boşaltıp işlevsizleştirenlerden “ne oluyor” diyecek kadar bile tabandan gelen bir dinamizmle hesap sorulmazsa böyle bir örgüte kimse gerek de duymaz, bu örgütün saflarına da gelmez, üstleneceği bir görevi yerine getireceğine kimse de inanmaz.

Sözün özü karmaşa daha da karmaşık bir hal alıyor. Doğru analizler yapılmadan kısır ve duygusal açıklamalarla gerçeklerin üstü kapatılmak isteniyor. Hesap iyi kurulmalıdır. Recep Tayyip ERdoğan’ı siyaset sahnesinden silmeyi amaçlamayan hiçbir çıkış hiçbir sorunun çözülmesinde rol oynayamaz.

Bu yüzden de bugün gelinen noktada bazı girişim ve eylemlerin aktörü olanlar kime hizmet ettiklerini iyi kavramalıdır.

Yoksa kan ve gözyaşı sel olup akacaktır ancak burada boğulanlar bu sorunların yaşanmasına neden olanlar olması gerekirken tam da tersi olma yönünde olay ve olgulara tanık olacağız ki, gerçekten de çok sabırlıyız çok…