SAHİ EN İYİ SAVUNMA SALDIRI MIDIR?

Yazan: Turgut Koçak 15 Ocak 2021

Bir söz vardır en iyi savunma saldırıdır diye. İşte bu söze uygun olarak davranan bir AKP ve saray iktidarı var. Daha kendisine eleştiri yöneltmeden o rakiplerinin ayarını bozmak için aklına ne geliyorsa söylüyor ki savunmada kalsınlar, gerçeklerle üzerime gelmesinler. AKP ve saray iktidarı bu konunun kitabını yazmış. Hani ellerine su dökülemez denir ya işte öyleler.

Ülke salgından kırılıyor. Ölümler, ekonomik yıkımlar, sağlıkçıların çektikleri falan demeye kalmıyor başlatıyorlar korolarını. Kılıçdaroğlu şöyle, kılıçdaroğlu bu ülkenin başına bela kesilmiş bir sürü safsata ile ortalığı velveleye veriyorlar.

Üniversitelerin içine düşürüldüğü durumdan söz etseniz, atanan dekanından rektörüne kadar üniversiteleri üniversite olmaktan çıkarmışsınız demeye bile zaman bırakılmıyor. Ne teröristliğiniz kalıyor ne de hainliğiniz. O zaman da siz uğraşıyorsunuz ki teröristlikten ve hainlikten kurtulasınız. Bu sözler hem de Cumhurbaşkanı sıfatıyla söyleniyor. Bu söz üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geri kalacak değil ya gümbür gümbür öğrenci evleri basılmış, evleri çocuklarımızın başına geçirilip gözaltına alındıktan sonra yargı tarafından serbest bırakılmışlar ama sonuç değişmiyor. Çocuklarımız ne teröristlikten yakayı sıyırabiliyorlar ne de hainlikten.

Akşener esnaf gezmesinde. CHP milletvekilleri de benzer bir çaba içindeler. Millet miting yapar gibi ortalığı doldurmuş habire dertlerini dile getiriyor. Açız, siftahımız yok, dünya kadar borçlandık, bankalar kapımıza dayandı. İşsiziz bizim halimiz ne olacak diye dert yanıp duruyorlar. Bahçeli çıkmış sanki Cumhuriyet Savcısı gibi HDP’nin kapatılması için iddianame hazırlamaya soyunmuş ve diyor ki “HDP bir daha açılmamak üzere kapatılsın.” Akıllarınca gıkını çıkaracakların gıkını çıkarmaması için yavuz hırsız rolünü oynayıp insanları faka bastırma uğraşısına girişmişler.

Biliyorsunuz, kısa bir süre önce Damat Hazine ve Maliye Bakanı’ydı. Bu alanda neler yaşandı. Ülkenin maliyesi nasıl çökertilip Merkez Bankası’nın paraları ne oldu, paralar nasıl oldu da eksi rezervlerde seyretti bir açıklama yok, yok olmasına da ortada zaten Damat Berat Albayrak’ta yok.

Toplum sürekli olarak din iman kuşatması altında tutulmak isteniyor. İktidara yönelik herhangi bir konuya girilmemesi için ülkenin yüzde yetmişlere varan nüfusu dinsiz imansız ilan edilmiş bile. Ortada hiç yoktan bir türban tartışması başlatılmış, birilerine geçti o günler denilerek caka satılıp tehditler savruluyor. Yahu en önemlisi de nedir biliyor musunuz bu iktidar tarafından hiç utanıp sıkılmadan hala camilerin ahır yapıldığı ileri sürülerek birilerinin sürekli suçlanıyor olması. Bir düşünün yalan çıktığı halde hala Cumhurbaşkanı sıfatıyla Recep Tayyip Erdoğan, Gezi gösterileri sırasında camiye bira şişeleriyle girildiği söylemini yineliyor olması da bir başka şey zaten. Yahu diyorsunuz kendi kendinize bu din de olmasaydı ne yapacaklardı acaba bunlar?

Sonra bunların bir de sürekli darbe dan dunu var. İşi gücü bırakmışlar darbeden söz ediyorlar. Kim ağzını açsı sözlerini ağızlarına tıkıyorlar sen darbeci seni diyerek. Oysa bu ülkede bugüne kadar yapılar darbelerin hepsi de Amerikancılar tarafından yapılmış. Kendileri de sivil darbe yapıp çöreklenmişler iktidarın tepesine ya bu konu gündeme bile getirilemiyor niyeyse.

Ülke yandaş zenginlere peşkeş çekilmiş, Hariri bile ülkenin parasını cukkasına indirmiş fakat 15 milyar dolara yakın paradan kimsenin söz ettiği bile yok. Erdoğan Hariri ile görüşüyor da sormuyor bile bu paraları ne yaptınız, bankalara ödenmesi gereken paraları niye ödemediniz diye. Türkiye’nin soyulmasına adeta göz yumulmuş.

Türk Telekom’un yönetiminde ise o zaman da bugün de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Fuat Oktay oturuyormuş dert bile değil.

Nasıl olsa işler tıkır mıkır gidiyor, gidiyor da bu işlerin de bir sonu gelirse ne olur diye düşünülmüyor niyeyse. İşte o zaman da insanın aklına her şey geliyor her şey iyi mi?