SAĞLIK HİZMETİ BİTTİ

Yazan: Turgut Koçak 7 Temmuz 2022

AKP ve saray iktidarı adım adım halka verilen sağlık hizmetlerini tek tek ortadan kaldırarak ucube bir sistem yarattı. Bu sistem göz boyamanın ötesine geçmeyen bir sistem olarak sanki halka sağlık hizmeti değil de otel hizmeti verir konuma getirildi. Ne yazık ki bununla da AKP iktidarı yıllarca övündü, yapılan şehir hastaneleri Recep Tayyip Erdoğan’ın övünç kaynağım diye söz ettiği sosyal içerikli olmaktan çoktan çıkarılmış olay ticari boyutlu bir hale getirilmişti. Doktorların iş yükü azmış gibi üstüne üstlük bir de performans ucubesi çıkarılarak olan hem kısa sürede hasta bakmak zorunda kalan doktorlara hem de hastalara olmuştu. Bu konuda eleştiri yapan değerli tip insanlarının söyledikleri ise kulak arkası edilip dikkate bile alınmayarak iktidar bildiğini okumuş, böylece de özel hastaneler durumu uygun olanlar için bir seçenek haline getirilirken durumu uygun olmayanlar içinse hem parala ödemek zorunda kalındığı için hem de değişik prosedürler yüzünden olan yine yoksun halka olmuştu.

Hizmet artık paralı hale getirilmesinin yanında yazılan ilaçların da belli bir kısmını ödemek zorunda kalındığı için yük bir kez daha geniş halk yığınlarının sırtına bindirilmiş, artan iş yükü yüzünden insanlar sıra bile alamaz hale gelmişlerdi. Bir düşünün ki, durumu çok acil olan birine ivedilikle müdahale edilmesi gerekirken muayene sırası alınamadığı için birçok hastanın durumu kötüye giderken doktorlar da iş yükü ve performans anlayışı yüzünden canlarından bezer hale gelmişlerdi.

Korona virüs salgını ile anımsanan sağlıkçılar için iktidar ve çeşitli çevreler kahraman muamelesi yaparak onları balkonlardan alkışlatmış fakat onların yaşamlarını tehlikeye sokan salgın konusunda yeterli duyarlılık gösterilmediği çini sayısız doktor, hemşire ve sağlık alanında çalışan yurttaşlarımızı yitirmiştik.

Bütün bunların üstüne sağlıkçılara karşı şiddet uygulaması da binince yaralamalar, ölümler peşpeşe gelmiş, iktidarın en yetkili kişisinin ağzından doktorları hedef alan konuşmalar yapılarak birilerine sanki şiddet uygulayın çağrısı yapılmış gibi şiddet uygulaması arttıkça artmış sağlıkçıların denilebilir ki çalıştıkları yerde neredeyse can güvenlikleri bile kalmamıştı.

Giderlerse gitsinler, biz de tıp fakültelerinden yeni çıkan mezunlara alır bir şekilde işi yürütürüz diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın yarattığı hava da şiddetin azgınlaşmasına neden olmuş ve doktorlarımız birer ikişer yaşamlarından olmuşlar iktidarsa sağlıkçılardan gelen bu feryadı ya duymamazlıktan gelmiş ya da popülizm yaparak şiddet uygulayıcıların cesaretlendirmişti. İş böyle olunca da daha çok arkalı aileler hastane basmışlar, doktorları ya yaralamış ya da öldürmüşlerdir. Konya’da yaşanan son üzüntü verici olay da işite böylesi bir anlayış yüzünden gerçekleşmiş ve bir doktorumuz yaşamından edilmiş oldu.

Bu yaşadıklarımızı önümüze koyar ve düşünürsek öyle görünüyor ki sağlık hizmetlerinde köklü değişikliklere gidilmesi gerekmektedir. Öncelikle Şehir Hastaneleri anlayışı doğru bir anlayış olmadığı için bu yolda ısrardan vazgeçilmelidir. Çünkü bir hastanenin içinde bile hastalar muayene olacakları ve gerekli işlemleri yaptıracakları yerleri bulmak konusunda bile zorlanırlarken, yurttaşlar ayrıca bu gibi hastaneler şehir dışında olması hesabıyla çok büyük ulaşım zorluğu çekmektedirler. Kimi yoksul hastanelerin buralara ulaşması bile çok büyük paralar gerektirdiği için yurttaş oldukça zorda kalmaktadır.

Bugün daha net anlaşılmıştır ki bu hastaneler birilerine yani yandaşlara para kazandırma yerleri olarak düşünüldüğünden ülkemiz insanlarının bu hastaneler sırtlarında kambur haline gelmiştir. İktidar gerçekleri bırakalı hayli zaman olmuştur. Bugüne kadar yalan yanlış yöntemlerle götürülen sağlık sistemimiz de diğer pek çok alanda yaşandığı gibi çökmüştür. Bu çöküşü ortadan kaldırmak için köklü değişikliklere gereksinim vardır. Bir düşünün ki Sağlık Bakanı Koca bir doktorumuzun Konya’da şiddete uğrayıp öldürülmesi üzerinden yapısal tedbirlere yönelmek yerine Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine doktorumuz öldürüldü insan böyle zamanlarda hiç değil biraz üzüntülü durur diyerek duygu sömürüsüyle bir yere varacağını sanmaktadır ki bu iktidarın bozduğu ne varsa sağlık hizmetleri de dahil düzeltilmesi için çok büyük çabalar gerekecektir. Dolayısı ile bizler bu iktidarın tüm tasarruflarına karşı çıkmalı otel hizmeti değil, sağlık hizmeti almamız gerektiği bilinciyle hareket ederek yanlışların önüne geçmek için kazan kaldırmalıyız. Yoksa sağlık çalışanlarının başına gelenler giderek daha da artacak şiddetin önüne geçilemeyeceği gibi sağlık hizmeti de alamaz hale düşürüleceğiz ki bu gelişmeler karşısında susulamaz. Susulmamalıdır da.

Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak Türk Tabipler Birliği gibi Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) gibi kuruluşların çözüm yolları hakkında söyledikleri baz alınmalı ve sağlıkta ne yapılacaksa bu yapılarla tartışılarak konuşularak yapılmalıdır. Yoksa Recep Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki sağlık hizmeti ile hepimiz muayene bile olamayacağımız gibi canımızı emanet ettiğimiz doktorlardan ve sağlık emekçilerinden de olacağız.

Yeter artık yeter!..