SAĞLAM İŞ Mİ? SAĞLAM GÖTÜRME Mİ?

Yazan: Turgut Koçak 10 Mart 2015

Bazıları Bülent Arınç’ı övmek için bir neden bulur ve de hakında “Dürüst adam, sözünü esirgemez, ilkelidir vs” bir kağnı laf eder. Gerçekten de Bülent Arınç dedikleri gibi biri midir, yoksa iki sözünden birine inanmak insanı yarı yolda mı bırakır?

Bülent Arınç’ın nasıl biri olduğuna bakmak istiyorsanız birkaç örnek davranışını aklınızın bir köşesine not edin ki, dürüstlüğü, sözünü esirgemezliği, ilkeli oluşu hakkında bir karara varmakta zorlanmayın.

Anımsarsanız zaman zaman Recep Tayyip Erdoğan’la Arınç’ın aralarında çatışmalar yaşanmıştır. Böylesi çatışmalarda çıkmış, okkalı duygusal sözler ettikten sonra da bu sözleri sanki hiç söylememiş gibi davranarak tam tersi yönde davranışlar sergilemiştir. Bir zamanlar medya Bülent Arınç’a suikast yapılacağı sözleriyle çalkalanmış, Bülent Arınç her gün televizyonlarda boy göstererek bu sözde suikastin peşine düşmüş skandal üzerine skandal olaylara sebep olduktan sonra da sanki suikastle ilgili sözler hiç söylenmemiş gibi unutulmuş gitmiştir. Yolsuzluklarla ilgili sözlerini de unutmamak gerekir. Kaç kez istifa noktasına gelmesine karşın hemen ertesi gün basının karşısına çıkıp pişkin pişkin konuşması da cabasıdır.

Neyse bütün bunları geçelim ve dünkü Kaç/ak Saray’da Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında ikincisi yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Bülent Arınç’ın MİT eski Başkanı Hakan Fidan’la ilgili sözlerine gelelim. Bülent Arınç konu ile ilgili, “Biz Allah’ıma şükür işlerimizi çok sağlam yaptığımız için” diyerek Hakan Fidan’ın geri MİT Başkanı olacağına dair sözler söylüyor. Seçimlerde aday olduktan sonra kimler görevine geri dönemez tanımlamasına dayanarak lafı, bakın burada MİT ve MİT Başkanı’ndan söz edilmiyora getirerek Hakan Fidan’ın gerisin geri görevine döneceğine dair açıklık getiriyor. Oysa MİT’le ilgili yasanın 14. maddesi MİT Başkanı ya da MİT mensubu birinin istifa ettikten sonra 5 yıl süre ile herhangi bir memuriyete bile alınamayacağını yazıyor. İşte Bülent Arınç ve partisi AKP bütün bunları biliyor olmasına karşın, istediği gibi davranmakta bir sakınca görmüyor. Bu yüzden de Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Hakan Fidan milletvekili adaylığına başvurusunu geri çekiyor ve bugüne kadar ülkem için nasıl canla başla çalıştıysam bundan sonra da çalışacağım diyerek kamuoyuna bir açıklamada bulunuyor.

Ne garip ülkeyiz değil mi? AKP iktidarı ile birlikte her şeyin çivisi çıkmış bulunmaktadır. Ülkemizin işçisini, emekçisini açlığa ve yoksulluğa talim ettir. Taşeron elinde onları inim inim inlet bunlar yetmiyormuş gibi bir de açlık ücretine talim eden işçileri kapının önüne koymak için elinde bulundurduğun siyasi gücü bastıra bastıra kullan. Çanakkale’de hastanede temizlik işçisi olarak çalışan kadın işçi A.S. internet ortamında Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nu eleştirdiği için işini gücünü bırakmış olan Sağlık Bakanlığı’nın bir yazısı ile bu işçinin işten atılması taşeron firmadan istenir. Taşeron firma ise Sağlık Bakanlığı’nın bu isteğini yerine getirmez ve yapılan yeni bir ihale ile bu firmaya ihale kazandırılmaz ve böylece sözü geçen işçi de işten atılmış olur.

AKP iktidarının hemen her konuda olduğu gibi bu olayda da Allah için işini çok iyi bildiği su götürmez bir gerçektir. Sağlık Bakanlığı’nın hastane ve bütün birimlerinde taşeron firmalar aracılığı ile çalıştırılan temizlik işçisinden, yemekhane işlerine bakanına, oradan servisler arası sabahtan akşam hasta taşıyıp getir götür işi yapan tüm çalışanlara kadar herkese sanki köle muamelesi yapılmakta, gıkını çıkaran işçi kolundan tutulup kapının önüne konulmaktadır.

Üstelik 949 TL asgari ücrete talim eden ve taşeron firmalar aracılığı ile çalıştırılan işçilere koşul olarak da AKP’ye üye olmak ve AKP’ye oy vermek koşulu getirilmektedir. Vicdan sahibi olanlar Sağlık Bakanlığı’nın çeşitli birimlerinde çalışan işçilerin nasıl inim inim inletildiğini görmek istiyorsa küçük bir araştırma ile gerçeği görmesi zor olmaz.

Eyy Bülent Arınç! Gerçekten de Allah için işinizi sağlam yapıyorsunuz. Öyle sağlam yapıyor öyle sağlam yapıyorsunuz ki, yediğiniz insan eti, içtiğiniz kan olmasına karşın yine de size yasalar önünde hesap bile sorulamıyor.

Kapıya koyduğunuz ve haklarını gaspettiğiniz işçilerin başvuracağı bir tek kapı bile bırakmadınız.

Biliyoruz, Allah için işinizi de sağlam yapıyor, götürürken de öyle sağlam götürüyorsunuz ki, ne yaparsanız yapın yanınıza kâr kalıyor.