SAĞ HALK DÜŞMANIDIR ÜLKE DÜŞMANIDIR

Yazan: Turgut Koçak 30 Temmuz 2015

Dün, CHP tarafından terörle ilgili olarak komisyon kurulması ve araştırma yapılması için TBMM olağanüstü toplantıya çağrılmıştı ve bu görüşme yapılacaktı. Görüşmenin nereye gideceği ta başından belli oldu. MHP, her zaman olduğu gibi bir kez daha AKP’nin düşük hükümetinin yanında yer alarak komisyon kurulmasını engelledi, böylece de CHP’nin verdiği önerge reddedilmiş oldu.

Öncelikle bir durumun kalın çizgilerle altını çizmek zorundayız. AKP dinci ve sağcı bir partidir, MHP ise Türk/İslam sentezcisi bir parti. Kısacası al birini vur ötekine. Her ikisi de dini halkımızı kandırmak için bir alet olarak kullanır. MHP’nin artısı vardır. MHP aynı zamanda da Türklüğü bir kandırmaca aracı olarak kullanır. Son zamanlarda AKP için dincilik yetmemiş olacak ve de AKP MHP’den gelecek oylara göz diktiği için birden bire milliyetçi kesilmiş dolayısı ile her iki partinin de ibresi aynı noktayı gösterir olmuştur. Yani sözün özeti; sermayenin iktidarları ne zaman sıkışsalar halkını gözünü boyamak için iki şeye başvururlar. Birisi milliyetçiliktir, diğeri de dincilik. Maşallah her iki partide de bu ikisinden istemediğin kadar malzeme vardır.

Ancak sağ ve faşizan partiler milliyetçiliği ve dini çok taktıkları ve de yaşam biçimi haline getirdikleri için değil, halkı uyutmanın en iyi aracı olduğu için kullanırlar. Yoksa çalan çırpan, estiği gürlediği yalan olan, gerektiğinde gözü dönmüş zalimliği politik anlayış olarak kullanmaktan çekinmeyen, adalete ve eşitliğe asla inanmayıp vurgun vurup dünyalıklar elde eden bir parti dini savunsa ne olur savunmasa ne olur? Fazladan MHP’ye gelince; onun Türklüğü başat politika olarak kullanması da ikiyüzlülüğün ta kendisidir. CIA tarafından pompalanan ve Çinlilerin Uygurlara işkence yaptığı yalanlarına kanıp ortalığa dökülerek önüne gelen çekik gözlü insanları Çinli diye linç etmeye kalkışan zavallılığın Türklüğe kazandırdığı bir şey olabilir mi? Yine sağ politikaları izleyerek NATO’ya alan açan, gerektiğinde mazlum halklarla birlikte davranmak yerine zalimlerin maşası konumunda olan partilerin Türklükle ve de Türklüğün yüceltilmesi ile bir ilintisini kurmak olası mı?

Salt palavra kesmek için hırsız bir iktidarı hırsız suçlaması ile eleştirip hesap soracağını söyleyen, bu bağlamda Recep Tayyip Erdoğan’dan hesap soracağını meydan meydan haykırıp, sonunda Recep Tayyip Erdoğan’ın kurtarıcılığına soyunan bir MHP’nin ne gibi iyi hasletleri olabilir ki?

Bizler her zaman yazıyorduk ama dünkü meclis toplantısı bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye’nin demokratikleşmeye hem de yaşamsal olarak gereksinmesi büyüktür. Yoksa bu hırsız ve halk düşmanı sağ bu ülkenin iliğini kemiğini çürütecek, milyonları aç ve yoksulluğa terk ettikleri yetmiyormuş gibi üstüne üstlük bir de kan gölünde boğmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Son zamanlarda düşük hükümet tarafından sokak bir kez daha polis terörüne sahne olmaktadır. Olağan gösteriler bile olağanüstü şiddetle bastırılmakta, polis gözaltı yaparken öyle ağır şiddet uygulamaktadır ki, polislerin her bir davranışı dizginlenemez bir işkenceye dönüşmektedir. Bütün bunların sorumlusu bilinmelidir ki AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü bunların elinde yargı bitirilmiş, polis ve güvenlik güçleri AKP’nin yargısı ve AKP’nin güvenlik güçleri haline getirilmiştir.

TBMM’de görülen manzaraya bakıldığı zaman Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda kimi eksik ve yetersizliklere karşın bir tek CHP’yi görmek olasıdır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde daha da keskinleşecek mücadelede sol ve sosyalist solun da içinde yer alacağı geniş bir cephe yaratmakta çok büyük yarar vardır. HDP çevresinin bugüne kadar CHP’ye faşist diyerek AKP ile kurmaya çalıştığı yakınlığın ne denli boş ve ülke zararına olduğu bütün çıplaklığı ile anlaşılmıştır. Gerçi zararın neresinden dönülürse kârdır denilir ama bugüne kadar giderilmesi oldukça zor zararlara uğranılmıştır. Bu yüzden Türkiye’nin demokratikleşmesinde HDP, CHP’yi önemli bir güç olarak görmeli ve hesaplarını da bu eksende yapmalıdır.

Suruç katliamı, IŞİD’çıların sınırda durup dururken Türk askerini katletmesi, polislerin öldürülmesi, askerlerin suikast yoluyla öldürülmeleri hepsi ama hepsi birbirleriyle bağlantılı gibi görünmektedir. Salt bu yüzden bile CHP’nin araştırma önergesinin gerçeklerin ortaya çıkması için önemi büyüktü. Oysa bu önerge HDP’nin oylarıyla değil, tersine AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildiğine göre işin içinde bir iş olduğu da tartışma götürmez bir şekilde ortadadır. Daha önce yazdık ve CIA, MOSSAD ve İngiliz İstihbaratı’ndan söz ettik. Bize göre düşük AKP iktidarı da bu oyunun boğazına kadar içindedir ve bütün açmazlarını savaşa ve milliyetçiliğe sarılarak çözeceğini düşünmektedir. MHP’nin desteğini aldıysa sözünü ettiğimiz gerçekleri ve MHP karanlığını asla gözardı etmemek gerekir.

Ortaya çıkan yeni gelişmeyle birlikte AKP-MHP ortaklığının kurulabileceği de üç aşağı beş yukarı belli olmuştur. Kuşkusuz bu iki partinin kuracağı azınlık ya da koalisyon iktidarının ülkemize getireceği yükün derecesini hesap etmek bile zordur.

Ancak bunların halk nezdinde ne menem bir şey olduklarının da anlaşılması başkaca da mümkün görülmemektedir.

Bu durumda hiç değil, solda yer alanların da daha tutarlı bir politika izlemelerinin önünün açılması olası hale gelebilir diye düşünüyoruz.