SADAT’I TANIMIYORMUŞ…

Yazan: Turgut Koçak 19 Mayıs 2022

Artık öyle ki her şey ayan beyan ortaya çıktı. Berberin önüne oturursunuz, berber saçlarınızı kesmeye başlar ya önünüze dökülen saçlarınızdan anlarsınız saçlarınız ak mıymış yoksa kara mı olduğunu. Erdoğan’ın ki de o hesap. Berberin önüne oturdu, saçları önüne dökülünce saçlarının rengini görüverdi. Bu yüzden de saçlarının rengini yadsımasının da bir değeri yok aka kara demesinin de.

SADAT’ı tanımıyormuş. Vah ki ne vah. Bu yapı ile hiç ama hiç teşviki mesaisi de olmamış muhteremin. Peki, öyleyse kendisine güvenlik danışmanlığı yapan Adnan Tanrıverdi kim imiş acaba? Onca zaman askeri konularda kendisine danışmanlık hizmetleri yaparken hiç mi bilmiyormuş Tanrıverdi’nin ne özellikte bir kişi olduğunu?

Bu SADAT denilen yapı biliyorsunuz çoklu hizmet veriyor. Devlete ait kurum ve kuruluşların güvenlik hizmetlerinden tutun da yabancılarla bilinen bilinmeyen pek çok ilişkiyi yürütürken her şeyi bilen, kendisini her şeyden sorumlu tutan Sayın Erdoğan hiç mi olayların ciddiyetinin farkında değilmiş de SADAT gibi şaibeli bir yapının faaliyetlerine göz yummuş?

SADAT, Suriye kökenli ya da yabancı fark etmez Suriye’de Esad’a karşı faaliyet yürüten başlangıçta ÖSO adıyla sonrasında Suriye Milli bilmem ne ordusu adı altında kafa koparan örgütle içli dışlılığından da mı habersizmiş? Ya da Suriye’de bulunan diğer İslami terör örgütlerine gönderildiği söylenen silahlardan da mı bihabermiş?

Bu işin neresinden tutsanız elinizde kalıyor. SADAT’ın şimdiki başkanı Melih Tanrıverdi’nin TELE1 ve Halk TV’de söylediklerine baktığımız zaman neler işittik bir düşünün. Neymiş; Adnan Tanrıverdi “Paşa” bir gün gelmiş demiş ki SADAT’ın diğer yöneticilerine “Devlet beni göreve çağırıyor, bekletmek olmaz.” Ve SADAT’ın başkanlığından istifa etmiş ve gitmiş. Peki, kimin yanına? Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına. Peki, devlet kim ola ki? Sormaya ne gerek var tabi ki de Recep Tayyip Erdoğan. Ama şimdi muhterem kalkmış SADAT’ı tanımadığını söylüyor ve de hiçbir ilişkisinin olmadığın dan söz ediyor partisinin grup toplantısında iyi mi?

Adnan Tanrıverdi değil miydi/ “Mehdi gelecek ortalığı derlemek toplamak lazım” diyen kişi? Bu kişi değil miydi resmi dilin Arapça olacağından dem vuran? Bu kişi değil miydi İslam devletinin de başkentimin İstanbul olacağını söyleyen kişi? Böyle bir şeriat devletinin bayrağı bile hazırmış. Bu konuşmaları Adnan Tanrıverdi gözlerimizin içine baka baka söylerken acaba Sayın Erdoğan nerelerdeymiş? Hani devletin başı ya, başı olduğu devletin yıkılmasından söz ediliyor ve yerine de şeriatla yönetilen bir devletin kurulmasından dem vuruluyor. Bütün bunlardan habersiz olan bir kişi nasıl oluyor da bulunduğu makamda oturabiliyor? Haydi, oturuyor diyelim, nasıl bunca zırva konuşmalardan sonra hiçbir savcı harekete geçip adama sen ne diyorsun diye sormuyor? Demek ki bütün bu sözler aynı zamanda da onay görüyor ki iktidar gıkını bile çıkarmıyor.

Bu sözleri söyleyen Adnan Tanrıverdi’yi bakın yeni Başkan Melih Tanrıverdi nasıl savunuyor:

SADAT sivil bir toplum kuruluşuymuş. Sivil toplum kuruluşları bu tür düşünceleri söyleyebilirler akıl fırtınası yürütebilirlermiş. Bu sözler de işte bu minval üzerine söylenen sözlermiş.

Yahu be adam, bu ülkede bir şey dedi diye gazeteciler içerde. Liseli çocuklar Erdoğan’a hakaret ettikleri savıyla derslerinden alınıp mahkeme önüne çıkarılıyor. Gezi gösterilerine katıldı, yok finanse etti vb. Denilerek kanıtsız şunsuz bunsuz ağırlaştırılmış müebbet ve 18’e yıl insanlarımıza ceza kesiliyor ceza. Şimdi size neden dokunulmuyor acaba. Cumhuriyet’in Savcısı giysisini üstünde taşıyanlar niye cesaret edip te bir soruşturma bile açmak gereği duymuyorlar dersiniz?

Biz söyleyelim: Çünkü en tepeden yargının eli kolu bağlanmış durumda. Yani bağımsız bir yargıdan söz etmek olası değil.

Şimdi kalkmış Sayın Erdoğan SADAT’ı tanımadığından söz ediyor. Üstelik de hiçbir ilişkisi yokmuş. Muhterem kalktı böyle bir açıklama yaptı. Yapabilir hatta tanımaya da bilir diyeceğiz de ortada duran onca belge, onca çekilmiş fotoğraflar ve söylenen sözler ve bu şirkete verilen izin ve de bu SADAT’ın dokunulmaz oluşunun altında yatan şey nedir acaba?

Son sözü söyleyeyim bu ülkede hangi kademede kim yönetici olursa olsun istediğini yapamaz yapamamalıdır da. Diyelim ki her şeye karşın yapıyor. O zaman bu ülkenin yurttaşları niye demokratik haklarını kullanmaz da olup bitenlerin önünü kesmez? Bakın Kılıçdaroğlu SADAT’ın önüne gitti. Sonrası malum her şey çorap söküğü gibi gelmeye başladı. Erdoğan ise sözü maşallah SADAT’ı tanımadığına kadar getirdi.

Şu sözde bizden. İnanın arkadaşlar böyle giderse eğer Sayın Erdoğan yine çıkabilir ve Erdoğan’ı da tanımadığını söylerse kesinlikle şaşırmayız kesinlikle…