SADAT’I DÜŞÜNÜRKEN

Yazan: Turgut Koçak 18 Ocak 2021

Biliyorsunuz SADAT’ın kurucusu 28 Şubat döneminde emekli edilen Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’dir. Bu kuruluşa bağlı Adaleti Savunanlar Derneği ve Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırma Derneği adı altında da örgütlenmişler. Yeni bir şey var mı diye sorarsanız bizce yok. Bu kuruluşun derdi şeriat devleti kurmak. İşin daha da ilginç yanı ise bu kişinin kısa bir sür önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı görevini de yürütmüş olması.

Ayrıca bu kişinin Erdoğan için özel ordu kurmak ve kontrgerilla örgütlenmesi içinde olduğu da çok ama çok tartışıldı. Aynı kişi biraz üstüne gidildiği zaman bu işleri bizim ülkemizde değil de komşu ve müttefik ülkelerde planladığı ve yaptığına dair de sözler etmekte.

Şimdi sözü geçen Güvenlik şirketinin kendi iddiasından nasıl bir şey olduğunu daha açık anlamamız olasıdır. Bakın bu konu ile ilgili ne söylemişler: “Unutulmaması gereken, bir husus şudur ki SADAT A.Ş. Türkiye’de ve İslam Dünyası’nda yerli ve milli olarak faaliyet gösteren ilk ve tek askeri danışmanlık şirketidir.” Bu sözlere bakıp da ne demek istediklerini anlamamak için gerçekten de aptal olmak gerekir. Yine bu kuruluş benzer eğitim kampları olmadığını da ileri sürmekte. Hoş olsa da olmasa da çok da şey değişmez. Bugün geçmişteki gibi ülkücülerin komando kampları da yok fakat yaptığı kimi eylemlere baktığımız zaman hiç de 12 Eylül öncesi hareketlerden farklı hareketler koydukları yok.

Ne olacak ki kampları olsa ne olur olmasa ne? Bunlar zaten benzer pek çok şeylerden yararlanarak aynı işlevi gören bir eylemlilik içinde değiller mi? Daha da önemlisi, kısa bir süre önce İstanbul’da ve Gaziantep’te IŞİD’ın bile çeşitli isimler altında girişimleri yok muydu?

ASSAM İslam Birliği Kongresi 12-13 Aralık’ta sanal olarak gerçekleştirildi. Bu kongrede Bölgesel İslam Devleti Federasyonu’nun nasıl bir şey olduğundan söz edilmedi mi? Bu şekli şemali çizilen yapı 61 Müslüman ülkede olacak başını da Türkiye çekecekmiş. En tepede bir ‘başkan’ yer alacak 9 federal yönetimden oluşan bir devlet olacakmış. Avrupa’dan Asya ve Afrika’ya kadar alan genişlettiklerinden söz edildiğine göre kimin ne yapmak niyetinde olduğu apaçık anlaşılmıyor mu?

Yapılanmada para biriminden, parlamentodan söz edildiği gibi yargı sistemi de olacakmış. SADAT bu konuda şunları söylüyor: “Asayiş ve iç güvenlik için teşkilatlanma, dış güvenlik için ortak savunma, ortak politikalar, ekonomik işbirliği, insan hakları ve ceza mahkemelerinden oluşan yargı sistemi tesisi…”

SADAT ki söyledikleriyle gerçekler birbirini tutmuyorsa da asıl söylenenlere bakmak gerek miyor mu? Neymiş, başını Türkiye çekecekmiş. Bu durum da nasıl olmaktadır da SADAT Türkiye içinde faaliyet yapmıyor olabilir hiç düşündünüz mü?

7 Ocak’ta, TSK’nın, MİT’in ve Emniyet Taşınır Mal Yönetmeliği’nde bir değişikliği Resmi Gazete’de okuduk. Bu girişimle toplumsal olaylarda TSK’ye ait silah ve taşıtlar, bakan onayıyla Emniyet ve MİT’E devredilecekse bir karmaşanın kapısı bir düşünün nereye çıkar acaba dersiniz? Bu yöntemle amaçlanan şey bir toplumsal olayın bastırılması ve iktidarın bekasını düşünmekten öte bir anlamı olmadığı da da çok belirginken. Böylesi karanlık yolların kapısının nerelere açılacağını da düşündüğümüzde endişe verici bir durum ortaya çıkmıyor mu oluyor?

Nedir bu SADAT ve ne diye kurulmuş ve faaliyet göstermektedir? Dost ve müttefik ülkelerde faaliyet göstermesi de sizce ne gibi anlam taşımaktadır. 61 İslam ülkesinden söz edilmesi ve başını da Türkiye’nin çekeceğinin söylenmesi ne gibi oyunlar içinde olunduğunun ipuçlarını vermiyor mu?

Sonra bütün bu parçalar biraraya getirildiğinde şu andaki mevcut iktidar şu ya da bu şekilde iktidardan gitmeyeceği yönünde bir izlenim bırakıyorsa söylediklerimizde haksız mıyız? Ama söyleyelim kim ki bu ve buna benzer oyunlar kurmaya kalkarsa bu oyunların erinde geçinde kendisini de vuracağını hesap etmemiş olması gerçekten de aklın alacağı bir girişim değil, değil de mevcut iktidarın da kafası bu çerçevede işliyor ne yazık ki…