RTÜK ve EBUBEKİR

Yazan: Turgut Koçak 19 Ekim 2022

Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girer girmez de başta RTÜK tarafından TELE1’e yönelik 10 günlük ekran karartma cezası verilmek üzere harekete geçildi. Oysa gerçeğe aykırı kim haber yapıyor, kim gerçekleri saklıyor apaçık ortada olmasına karşın uygulaman yine de ilericileri, demokratları, devrimcileri ve sosyalistleri hedefine koyarak ortalıkta adeta bir terör havası estirilmek isteniyor. Ülkenin ekonomisini öve öve bitiremeyenlere yalan söyledikleri halde bir yaptırım uygulanmazken eleştirenler dezenformasyon yarattıkları suçlaması ile yargı önüne çıkarılmaya çalışılıyor. Özetle söylemek gerekirse iktidar olanlar devletin de gücünü arkalarına alarak ülkede tam anlamıyla faşist bir uygulamaya kalkışıyorlar.

Biliyorsunuz AKP ve MHP milletvekillerinin her birisi birer pırlanta ya daha önce çocuk tacizcilerinin ve yolsuzlukların araştırılmaması için oy kullanıp bir de üstüne üstlük fotoğraf çektirdikleri gibi bu sansür yasası TBMM’den geçtikten sonra da aynı şekilde poz verip resim çektirebilme yüzsüzlüğünü gösteriyorlar. Yasa resmi Gazete de yayımlanır yayımlanmaz bu çevreler harekete geçtiler bile. Buna zorunlular çünkü bu yasanın geçmesinin arkasından Amasra maden katliamı gerçekleşti ve 451 madencimiz ocakta can verdi. Şimdi bu konu ile ilgili kimse yazmasın, çizmesin, konuşmasın istendiğinden her türlü rezalete tanık olmaya başladık bile. Yani iktidar işi kader planına bağlayıp gerçekler ortaya çıkmasın diye bu yasayı kullanarak herkesi susturma yolunu seçmiş durumda. Şimdi de fırsat bu fırsat denilip TELE1’e ekran karartma cezasını görüşülmesi bugün üst kurulda görüşülüyor.

Bu yasa salt gazeteleri kapsamıyor. Herkes bu yasanın baskısı altında. Sosyal medyayı kullananlardan tutun da herhangi bir nedenle düşüncelerini açıklayanları da bu yasa kapsadığı için iktidar ve yandaşları dışında herkes tehdit altında.

Özellikle de bu yasanın 29. Maddesi 1 ile 3 yıl arasında bir cezayı kapsadığı ve ertelemesi de olmadığı için caydırıcı olsun hesabıyla muhaliflere aba altından demiyorum açıktan açığa sopa gösteriliyor. Bu yasa tam da Türkiye seçimlere giderken yasalaştırıldığına göre seçimlerin ne zor koşullarda altında yapılacağını varın siz hesap edin. Yani iktidar bu yasaya dayanarak bir kez daha seçimleri kazanmanın hesabını yapıyor ki bu konuda bir yılgınlık gösterilirse var ya Daha önce Erdoğan’ın söylediği gibi atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Bu yüzden de hiç kimse ama hiç kimse yılgınlık gösterilmemeli bir yurttaş olarak tepki koyarak oyun oynamak isteyenlerin oyununu hep birlikte bozmalıyız.

Hani iktidar yetkilileri öyle bir tutum içindeler ki halka şu ya da bu nedenle verdikleri yardımlar için şöyle açıklamalar yapacak kadar yüzlerinin derisi kalınlaşmış. Siz şu kadarını üstlenin örneğin doğalgazın gerisini de biz vereceğiz denilebiliyor. Muhteremler sanki bu parayı bizlerin vergilerinden değil de kendi ceplerinden ödüyorlar. Yani yine kime ne yardımı yapılıyorsa bunun faturası halkın sırtına yükleniyor ama kalkıp biz ödedik diye caka satmaya kalkılıyor.

Yasaklarla sorun çözme alışkanlığı bizim ülkemizde hep uygulanagelmiştir fakat bu uygulama AKP ve saray iktidarı ile birlikte tavan yapmış durumdadır. Hani bunlar sanıyorlar ki yasaklar koyarak bir şeylerin üstünü kapatırsak kimseler bizim yapıp ettiklerimizden haberdar olmazlar. Hiç de böyle değildir. Çünkü gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır ve de kimsenin yaptığı bu anlamda yanına kalamaz.

Hani bunlar aynı zamanda da sanat düşmanı ya kalktılar saat gece 1’den sonra müzik yasağı getirdiler. Bunu yaparken salgın bahane edildi ama sonrasında bu olağan hale geldi. Yani gerici zihniyetin insanları bir bakıma kazanmış görünüyorlar. Ancak şunu anımsatalım ki kazananlar yine de onlar olmayacaktır. Çünkü sanat yasaklarla, şunla bunla önüne geçilecek bir şey değildir. Çünkü sanat önüne konulan tüm bentlerin öyle ya da böyle yıkar ve kendi hükmünü kesinlikle gündeme getirir.

TELE1 susturulmak isteniyor. Bu yüzden de sadece TELE1’in sahipleri ve çalışanlarıyla sınırlı tutulursa direnme kesin bu iş kapatmaya kadar varacaktır ancak TELE1’e bütün demokrasi güçleri omuz verirlerse ki vermelidir. İşte o zaman kimse borusunu öttüremez. Bizde bunu bilir bunu söyleriz. Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak TELE1’in her zaman yanındayız her zaman destekçisiyiz.

Bu da böyle biline…