Yazan: Turgut Koçak 24 Mayıs 2021
Bu ülkede herkes kanun önünde eşittir fakat bazıları daha eşittirle başlayan bir zihniyet yani sömürü ve soygun düzeni olan kapitalizm yüzünden ağır şeyler yaşıyoruz. Ortada iktidarın yaparız ederiz tehdidinin dışında insanların hiçbir güvencesi kalmadı. Siyaset mi yapacaksın egemen olana bağlı olarak yaparsan ne âlâ yok kendi ilkelerine göre hareket edersen de bedelini de ödersin havası insanların kafasına vura vura öğretilmek isteniyor.
Şimdi bir düşünün; iktidar Çubuk ilçesinin Kuzulu köyünde bir askerimizin çatışmada yaşamını yitirmiş olmasını sizce doğru değerlendirdiği için mi sahiplenmek istedi? Ya da şöyle soralım; aynı cenaze törenine katılmak isteyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı niye linç hareketine girişildi? Gerçekte iktidar bütün bunları tezgâhlarken aklında ülke çocuklarının yaşamına yandığı için mi yoksa kendi iktidarı için kazanç sağlamayı öne çıkardığından mı o günleri yaşadık?
Sonra bu linç girişimi onca devlet görevlisinin ve güvenlik güçlerinin orada bulunmalarına karşın nasıl gerçekleşti, kim ya da kimler bu olaya göz yumdu? Orada bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın şu sözleri nedensiz miydi ve bu sözler sizleri hiç mi düşündürmedi. “Artık vermek istediğiniz mesajı verdiniz, dağılın!” Gerçekten de oradaki kalabalık kime mesaj vermişti ve de bu mesajın verilmesi gereken kişi Kılıçdaroğlu muydu? Sonra taşlı sopalı girişilen saldırılar ve evi yakın bağırtıları nasıl bir mesajdı ki bu konu bir ilgili tarafından bu kadar basite alınabiliyordu?
Sonra Çubuk’un bir köyüne AKP ve MHP’nin ülkenin pek çok yerinden getirilmiş olan saldırganlar ne amaçla getirilmiş olabilirdi? Saldırganlıkları ve işleyecekleri suç öldürme kastı taşımasına karşın içeri kaç kişi alınmıştı da içerde yatırılmıştı anımsayan var mı? Sonra bağırtılar ve çağırtılar arasında evi yakın diye bağıran ve araçlara kafa büyüklüğünde taşlarla saldıran kadın kimdi, şu anda bu kadın sizce nerededir ve kimin koruması altındadır bileniniz var mı? Çubuk’ta başlayan ve göstermelik bir şekilde sürdürülen bu davanın seyri hakkında neler biliyorsunuz söyler misiniz?
Peki, at hırsızı kılığında kamuoyunun önüne çıkarılan ve elleri öpülüp evi ziyaretgâha çevrilen inek hırsızına ne olmuştu biliyor musunuz? Koskoca bir hiç. Zamana yayılan ve yayılacak olan bir davadan söz ediyoruz ve soruyoruz bu kışkırtmanın planlanmasının arkasından kimler var? Ya da hiçbir şey yapmayarak aksine sahip çıkarak suça teşvike devam eden suçluların arkasında olduğu izlenimi veren iktidarın tutum ve davranışları sizce nasıl bir ortamın hazırlanmasına yöneliktir kafa yoruyor musunuz?
Ülkenin en eski partisi CHP’nin terör örgütlerinin bir parçasıymış gibi anılmasından kim ya da kimler bir yarar elde edip nereye varmak istiyorlar acaba? Ülkeyi her anlamda çıkmaza sürükleyen ve yıkımın eşiğine getiren bir iktidar bu sonuçsuz politikalarından neden vazgeçmez ya da vaz geçemez söyler misiniz?
Durum bu olunca da iktidarın devlet gücünü de elinde bulundurması hesabıyla hiçbir partiyi hiçbir ile ya da ilçeye sokmama girişiminin sonuçları ülkeyi nereye sürükler biliyor musunuz? Akşener kalkmış İkizdere’ye maden ocağına karşı direnen köylülerle görüşmeye gitmiş. Esnaf ziyareti sırasında hazırlanan tezgâhla gördük ki karşı karşıya kaldı. Kendisine bir kadının sorduğu soru ilginçti. PKK ile birlikte davranan CHP ile niye ittifak kurmuştu onun sorusunu soruyordu. Bu noktada bile CHP hedef tahtasındaydı fakat soruyu soranlar sanıyorlardı ki CHP’yi hallettik sıra onunla birlikte ittifak kuranlarda. Akşener kadının hak ettiği yanıtı verdi ama ortalık da karıştı. Kışkırtıcılık yapanlar arasında AKP ilçe başkanından tutun da oradan buradan toplanmış pek çok kimse tıpkı Çubuk’taki gibi toplama bir güçle bindirme yapacaklardı ama istedikleri amaca ulaşamadılar. İyi Partililer karşılık verdiler.
Bu olaydan sonra saraydan ve AKP’den gelen tepkilere dikkat kesildik ama suçluları hedef alan tek bir söze bile rastlamadık. Öyle ya Rize Erdoğan’ın şehriydi ve Akşener de içinde Erdoğan’ı eleştirmiş bulunan siyasetçiler buraya gidemezdi. Giderlerse ölümü de göze almalıydılar. Nitekim ziyaret öncesi atılan kimi twitlerden bunu açıkça görüyoruz. Bu nasıl bir Kafaydı ve ülkeyi nerelere sürüklerdi iktidarın artık bunları düşünecek kadar bir akıl sağlığı da kalmamışsa eğer gerçek amacının ne olduğunu iyi okumamız gerekir ki bizler de buna kafa yoruyor ve halkımızı uyarıyoruz.
Yarın aynı anlayışla başka kentlerimizde de benzer olaylar yaşar ve bu olaylar daha da büyürse iş nereye varırdı iktidar çevrelerinin bir diyeceği var mıdır acaba?
İktidarda bir samimiyet arayanlar varsa şimdi onlara sesleniyoruz. Eğer iktidar bu yaşananların tertipçisi değilse sorumlularını bulur çıkarır ve yapıp ettiklerinin cezalarını da almalarını sağlar. Yok, bu konuda parmağını bile oynatmıyorsa eğer işte o zaman işin rengi başkadır. Türbanlı bir kadından söz ettik ya bu kadın deşifre edildi. Oraya kimler tarafından ve niçin gönderilmiştir? Türbanlı fotoğrafının yanında bir de açık çekilmiş resimleri de ABC gazetesi tarafından servis edildiğine göre Rize/İkizdere’de yaşanan bu olay gülüp geçilecek cinsinden bir olaydan çok daha fazlasıdır ve unutmayalım ki bu ülke Sivas katliamını yaşamıştır. Aynı katliamı bir kez daha, bir kez daha yaşatmak tezgâhı içinde olanları ise uyarıyoruz.
Bumerang sonunda döner fırlatanı da vurur baylar anlıyor musunuz fırlatanı da vurur…