REZİL KAPİTALİZM!

Yazan: Turgut Koçak 16 Aralık 2022

Türkiye’de bir anda her şey değişiverdi. Kaç gündür İsmailağa cemaatinin yediği naneleri tartışıyorduk. Şimdi ise önümüze küt diye konulan İmamoğlu’na verilen ceza olayını konuşuyoruz. Öyle sanıyoruz ki bu olayda biraz küllenince iktidar piyasaya sistemin yeni bir pisliğini sürerecek ve bizler bu kez de onu tartışacağız.

Dolayısı ile kapitalizmin işçilere, emekçilere kısaca geniş halk yığınlarına yaşattığı ekonomik yıkım sonucu ortaya çıkan işsizliği, açlığı, yoksulluğu, konut sorununu ve zulmü tartışma fırsatı bulamayıp kıyıdan, köşeden şeyler tartışıp asla işin özünü kavramayacak bu sömürü düzeni de bir güzel sürgit tahakkümünü devam ettirecek. Bir örnek verelim; Kocaeli’nde anlaşmazlık olmayınca grev hakkını kullanmak isteyen işçilerin grevi milli bilmem ne için niye mahsurlu bulundu da 60 gün süreyle ertelendi konuştuk mu ya da biliyor muyuz?

Öz olarak söylemek gerekirse bugün kapitalizm çarkı döndürülemez hale geldi. Özünde bir diktatörlük olan ve bir zamanlar burjuva demokrasisi ile çok övünen kapitalizm savunucuları artık daha baskıcı ve hatta faşist bir yönetim uygulamadan geniş halk yığınlarını susturmak ve yönetmenin olası olmadığını bütün çıplaklığı ile gördüler. Karşılarında da bir sosyalist sistem seçeneği bulunmadığı için daha da saldırganlaşıp zorun daniskasını uygulama yolunu seçtiler. Sağ ve faşizan iktidarlar öyle ki kapitalist sistemden yana olan daha ılımlı çevrelere bile tahammül edemez hale geldiler. Kaldı ki sosyalizmden söz eden kimi parti ve çevrelere katlanabileceklerini düşünmek bile olası değil.

Evet, burjuvazinin övündüğü bir seçim sandığı vardı şimdi o da hileli rulet masasına döndü. Artık seçimleri bin bir hileli yöntem ve alavere dalavere ile kazanmak için ne yollar bulundu ne yollar. Olmadı devletin gücüyle de tersine çevrilir hale geldi. Daha da mı olmadı OHAL, OHAL’de kurtarmıyorsa faşizm ve sürekli sıkıyönetim ilan edersin olur biter. Şimdi soruyoruz; bizde yapılan son Anayasa değişikliği nasıl geçirildi? Yanıtı çok basit. Mühürsüz ve imzasız oy pusulalarını geçerli sayarsın sonuçta atı alan böylece Üsküdar’ı geçmiş olur.

Daha dün iktidara gelen Peru Devlet Başkanı hangi hukuk çerçevesine sığdırılarak görevden alındı ve tutuklandı? Kitleler Peru’da bu yapılanlara tepki göstererek sokağa çıktığı için niye orda kapitalist sistemin uşakları OHAL ilan ettiler?

Şimdi bizlerin önünde bir seçim var. İktidar devlet desteğini arkasına almış istediği gibi at koşturuyor. Onca yolsuzluk ve mevcut hukuka bile sığdırılamayan uygulamalara karşı bir şey yapılabiliyor mu? Hayır, yapılamıyor. Yapılamadığı için de 21 yıldır ülke AKP ve saray iktidarının kara soluğunu ensesinde duyumsuyor. Daha yerel seçimlerin üstünde dumanı tüterken HDP’nin kazandığı belediyelere kayyum atanmadı mı? Atandığına ve de bir şey yapılamadığına göre İmamoğlu için hukuk skandalı yaşanmış, şu olmuş, bu olmuş söyler misiniz ne önemi var?

Karşımızdakiler her şeyin kurallarını kendileri koymuş. İstedikleri gibi top oynayıp istedikleri gibi top çevirerek sonucu belirlemeye kalkıyorlar. Yani sözün özü ülke yönetimi siyasi gericilikle döndürülemiyor mu o zaman gelsin faşizm kim engel olabilir ki? Hani ben şimdi böyle söyledim ya bazı sol çevrelerin biliyorum itirazı yükselecek ve diyecekler ki şunu yapacağız, bunu yapacağız. Açıkça söyleyeyim mi bir şey yapamazsınız bu kafa ile. Neden mi? Çünkü sizler faşizme karşı demokrasi güçlerinin birlikte hareket etmeleri gerektiğini bile kavramış görünmezken ne kadar devrimci olursanız olun siz değil de atı alan kapitalist sistemin en gerici, en demokrasi düşmanı, en sömürücü ve baskıcı unsurları iktidara el koyuverirler de size değil meydan, evlerinizin odası bile kalmayabilir.

Evet, her gün yeni bir olgu ile karşı karşıyayız. Şu an gündemi İmamoğlu sorunu belirliyor. Yarın bir benzeri ile AKP ve saray iktidarı karşımıza çıkacak. Ülkemizde de seçimler var. Seçimler önemliyse bu öneme dair attığımız adımlar yeterli mi? Yeterli değilse niçin değil? Ya da yeterli olması için ne yapmalıyız?

Uzatmayalım ülkenin ilerici, devrimci, demokrat ve sosyalist güçleri birlikte davranabiliyorlar mı, bunun için somut bir adım atılmış mı? Biz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak ona bakarız. Yoksa öne çıkmak için itiş kakış içinde bir yol izlemenin nelere mal olduğunu bizler 12 Eylül faşist darbesinde gördük. Şimdi de görmeye devam ediyoruz. Amaç gerici güçleri yenilgiye uğratmaksa tek başımıza yapacağımız bir şey yok. Elimizde sihirli bir değnekte yok fakat neyin yapılması neyin yapılmaması gerektiğini iyi kötü biliyoruz…

Bu gerçek İmamoğlu meselesinde bile işe nereden başlamamız gerektiğini bize gösteriyor aslında…