Yazan: Turgut Koçak 17 Ocak 2015
Biliyorsunuz, AKP’nin kadın milletvekilleri Hacca gidip döndükten sonra meclise başörtüsü ile girip hidayete ermişlerdi de sonra arkası çorap söküğü gibi gelmiş, bugün türban ana okullarına kadar girerek toplumsal bir kırılmaya gelip oturmuştu. O dönemde de eleştiriler yapıldı. Kimi eleştiriciler doğrudan karşı çıkarlarken, kimileri de bu tutumu özgürlükle karıştırarak, olsun isteyen özgürce seçim hakkını kullanır ancak AKP’nin maksadı başka demişlerdi. Yani işin özü; doğrudan karşı çıkmayı göze alamayanlar AKP’nin özgürlük takiyyesine yenik düşerek bugünlere gelişimizde dolaylı da olsa pay sahibi olmuşlardı.
Şimdi başka bir tartışma başladı. AKP’nin Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu öyle bir Twitt attı ki, attığı Twittle gündemin başköşesine oturdu. Tülay Babuşcu’nun bu Twitt’ini düşünce özgürlüğü içinde saysak bile ne demek istediğini anlamak çok kolay. Twitt şöyle;
”Bu resim okunması gereken bir resim. Filistin’i vermediği bahanesiyle yıkılan Osmanlı İmparatorluğu ve Filistin Devlet Başkanı’yla Cumhurbaşkanı’mızın arka plan görüntüsü. Muhteşem bir zeka. Tabiki Sn Cumhurbaşkanı’mızın zekası. 600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi.”
Tamam, Tülay Babuşcu Recep Tayyip Erdoğan’ın “muhteşem” zekasını bizden daha iyi gören biri olabilir ve de yaranmak için böyle bir abartıya da başvurabilir, bu onun kimliği kişiliği ile ilgili bir şeydir sonuçta ama ya asıl söylemek istediklerine ne buyrulur acaba? Anlaşılan Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarını ve emperyalist /kapitalist dünyanın ne yapmak istediklerini Tülay Babuşcu hiç mi hiç anlamamış olacak ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışını Filistin’i vermediği bahanesine bağlıyor. Tülay Babuşcu gibilerin dünyadan habersiz yorumlarının gerçekmiş gibi okuyanlar varsa gerçekten de onların aklına şaşmak gerek ya neyse.
Tülay Babuşcu değerlendirmesini “… 600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” diye bitirmiş. Babuşcu’ya göre; 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu yeniden kaldığı yerden başlamak için 90 yıllık Cumhuriyet tarihini reklam arası olarak görülüyor. Eee mademki, Cumhuriyet reklam arasıysa şimdi ne olacak dersiniz? AKP eliyle Cumhuriyet yıkıldı Osmanlı İmparatorluğu yeniden mi kuruldu denilecek? Hoş, işi oraya götürmek için her türlü yol deneniyor ama sonuçta da ortada bugün paralize edilmiş de olsa bir Cumhuriyet var. Cumhuriyet; sivilce alır gibi küçük bir operasyonla Osmanlı İmparatorluğu’na mı dönüştürülecek? Bunu yapmaya AKP’nin gücü yeter mi? Ya da şöyle soralım; AKP böyle bir girişimi gerçekleştirirken Cumhuriyetten yana olanların eli armut mu toplar ki, böylesine densiz ve gerçeklerden uzak twittler yazılır? Bizler bazıları gibi AKP Balıkesir Milletvekili’ne eğer cumhuriyet olmasaydı sen bugün mecliste milletvekili olamaz ve de daha bilmem neler neler diyecek değiliz ama haddini bildirmekten de geri durmayız.
Gazetelerden öğreniyoruz. Bu sayın milletvekili lale yetiştiricisiymiş. Lalelerinin adı da Osmanlı Lalesiymiş. Alıcıları da İstanbul, Ankara Büyükşehir Belediyes ve öteki AKP’li belediyelermiş. Anlaşıldığı kadarıyla keyfler keko. Türkiye’de soğanlı bitkilerin %45’i bu Sayın Osmanlı aşığı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın üstün zekasını keşfeden bu milletvekili’nin eşi Lütfi Babuşcu tarafından kurulan şirket yetiştiriliyormuş. Hesap bu olunca da bu tür sözlerin adı geçen milletvekili tarafından söylenmiş olması bizleri çok da şaşırtmamıştır ama yine de gülüp geçmemek gerekiyor. Çünkü AKP’nin adım adım mevzi kazanan denemelerinin önüne geçmek için kararlı bir tutum almaz sadece sözde kalan konuşmalarla işi geçiştirirsek sonuç gerçekten de vahim olabilir.
Gelelim, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik tehditlerine. Recep Tayyip Erdoğan Cumhuriyet Gazetesini kast ederek; " Yaptığın iş hukuka aykırı, vatandaşı tahrik ediyor; böyle yaptığın sürece sen tahriki teşvik ediyorsun" diyor. Ne güzel değil mi? Sen hukuksuzluğun daniskasını uygula. Senin gibi düşünmeyenlere her türlü kumpası kurup canlarına oku, üstelik bir de yalan haberlerle evde zor tutulan bilmem yüzde kaçı Cumhuriyete saldırıya teşvik et sonra da çıkıp hukuk mumuk de. İşte bunu yutmazlar Sayın Erdoğan.
Ya peki, Ahmet Davutoğlu ne demiş? “Toplumsal sorumluluğun gereği yapıldı.” Yani Cumhuriyet gazetesinin dağtımını polis zoruyla engellemeye kalkmak toplumsal sorumluluğun gereğiymiş de biz işin farkında değilmişiz. Eee piki, toplumsal sorumluluğunuzun gereğini yaptınız da ne oldu? Siz ve sizin gibi düşünenlerin yüksek hasletlerine helal getiren bir şey mi yayınlandı Cumhuriyet’te? Ne söyleyelim işiniz gücünüz iftira, işiniz gücünüz yalan.
Ha bir de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni gözdesi şu Ensar Vakfı mıdır nedir onlar pankart açmış. Pankartalrında şöyle yazıyor:
“İfade Özgürlüğünün Sınırı Yoksa Bizim Sınırsız Eylam yapma Hürriyetimize Kendinizi Hazırlayın”
Şimdi bu sözler ne anlama geliyor, kimi ve niçin tehdit ediyor?
Bu konudaki hukuksuzluk için de bir sözünüz vardır Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Ahmet Davutoğlu.
Buyurun söyleyin sizi dinliyoruz.