Yazan: Turgut Koçak 22 Nisan 2014
Dün emek güçlerinin Taksim’de yapmak istedikleri basın açıklaması polisin saldırısı ile karşılaştı. Polis artık alışmış, bir kulağı Recep Tayyip’te; “vur de vuralım, öl de ölelim” diyor neredeyse. Kural mural yok, ellerinde gaz basıyorlar insanların suratına. Bakıyorlar bu da olmuyor o zaman da gözaltına almaya başlayıp oradakilere geri adım attırmaya çalışıyorlar. Bunlar için hakmış, hukukmuş yok böyle bir şey. Güç kimdeyse hakta hukukta onun yaptırımlarından ibaret. İnsanların bir bölümü ve de bizzat zatı muhteremin kendisi de böyle düşünüyor olmalı ki, bütün bu uygulamalar kolaylıkla bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştiriliyor. Oysa güç hiç de Recep Tayyip’te değil. Bu uygulamalar aslında Recep Tayyip Bey’in korkularının bir alemeti olarak ortaya çıkıyor. Güçlü olan aslında yığınlardır. Bu gerçek; nasıl olsa ha yarın ha öbür gün olmuş kesinlikle anlaşılacaktır.
Daha önce yazdık. Bu iktidar döneminde hangi hak istemi polisin saldırısıyla karşılaşmamıştır? Hangi hak istemi bu iktidar tarafında hak olarak kabul edilmiş ve polis hak arayanların üzerine sürülmemiştir ki, bundan böyle hak arayışları polis saldırısı ile karşılaşmasın? 1 Mayıs dünden bugüne kutlanır ya da kutlanmaya çalışılır. Dikkat edilecek olursa 1 Mayıslara ne zaman iktidarlar yasaklar getirmiş, cart curt etmiş ister istemez haklarını kullanmak isteyen yığınlar da hak aramakta direnmişlerdir. Bu nedenle iktidarın olay çıkıyor diye yutturmaya çalıştığı ne varsa polisin marifetiyle yaşanmıştır. İktidar durup dururken demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin üzerine gitmiş, kendince alışık olduğumuz sözlerle hak arayanları sürekli olarak suçlamaya giderek zorbalığına zemin hazırlamıştır. Bugüne kadar yaşanan bütün olayların altında bu gerçek yatmaktadır. İktidarlar da bu gerçeği iyi bildikleri için bizzat provokatif olayların içinde yer almıştır. Bir düşünün her türlü gücü elinde bulunduran iktidar yurttaşına karşı kumpas kurar ve olaylar çıkması için porovokatif davranışları normal bir şeymiş gibi uygularsa varın sonucun ne olacağını siz düşünün. Daha da ileri giderek söylüyoruz, AKP iktidarının çıkardığı Yeni MİT yasasıyla birlikte bu kafadaki iktidarların nelere imza atacaklarını nasıl olsa hep birlikte görüp tanığı olacağız.
Dün, ağlak Bülent Arınç hükümet adına 1 Mayıs’la ilgili bir açıklama yaptı. Neymiş efendim 1 Mayıs kutlamasına Taksim’de izin verilemezmiş. Eğer verilirseymiş, olaylar çıkar, İstanbul’da her şey aksar, esnaf işini yapamazmış. Daha da önemlisi 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenlerin maksadı başkaymış. Bu yüzden de Taksim’e izin verilmeyecekmiş.
Bülent Arınç haklı. İktidarları akıllarına geldiği gibi davranıp işçilerin, emekçilerin özetle tüm halkın hak ve özgürlüklerini çiğniyor. Canları nasıl isterse ona göre yasa çıkarıyor. Baskıcı ve zulümcü bir rejimi oturtmaya çalışıp bu yönde güvenlik güçlerini istediği gibi muhaliflerin üzerine sürüyor sonra da çıkıp insanlar bizim iktidarımıza karşılar, bizim iktidarımızı yıkmak için yapıyorlar ne yapıyorlarsa deniyor. Öyle ya milyonların vur ağzına lokmasını elinden al. Milyonlar aç, susuz, işsizken sen milyarlarla oyna. Çal çal milyarlık mülklerin sahibi ol. Utanmadan sıkılmadan Reza Zarrab’ı televizyona çıkart halkla dalga geç. Olmadı, besleyip zıkkımlandırdığın işdamın halkın anasına koymaktan söz etsin. Seçimler halkın gözünde artık yapılmasa da olur noktasına getirilsin. Milyonların gözünün içine baka baka Ankara’yı İ. Melih Gökçek’e verip Yalova seçimleri YSK tarafından iptal edilsin, sizler de oturup mağduru oynayın ve halkı enayi yerine koyun.
Evet, Yatağan işçilerinin üstüne polisi salıp onları gaza ve basınçlı suya boğup gözaltına alabilirsin. 1 Mayıs’ı yasakladım eğer kutlamak istiyorsanız benim gösterdiğim yerde kutlayacaksınız diyebilirsin. Sonra da her türlü vurgun bizim hakkımızdır deyip köşe değil, dört köşe olacaksınız, bizde ellerimizi göğsümüze bağlayıp oturacağız öyle mi?
1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacağız!
Faşizminize geçit vermeyeceğiz!
Sizi Çankaya’ya çıkartmayacağız!
Çıkarsanız da meşruluğunuzu yitirdiğiniz için demokratik haklarımızı kullanacak ve sizi oradan indireceğiz!
Dar Bölge seçim Sistemi ile oynamak istediğiniz oyununuzu da bozacak heveslerinizi kursağınızda koyacağız!
Ha evet, bir konu daha var. Recep Tayyip Bey hızla faşist diktatörlüğe geçerken CHP, MHP, BDP ve ötekiler de meleklerin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu tartışıp dursunlar bakalım ne olacak?
Anlayın artık, bu ülkenin insanları sizlere mahkum değil!
Nasıl geldiyseniz öyle gidecek, un helvası gibi dağılıp bir daha da biraraya gelemeyeceksiniz!
Sizler sanıyorsunuz ki;
Recep vuracak,Halk duracak!
Yok öyle bir şey…