Yazan: Turgut Koçak 1 Ekim 2011
Recep Tayyip Erdoğan, koşulsuz küresel sermayenin adamı olduğunu her fırsatta bir şekilde dışa vurmuş birisidir. Bütün bu gerçeklere karşın zaman zaman da olsa ağzından kendisinin de inanmadığı sözler çıkabilmektedir tıpkı Makedonya ziyaretinde olduğu gibi. Makedonya ziyaretinden yaptığı konuşmasında; “Ve ne yazık ki bir tarafta medeniyetler ittifakının mücadelesini veren ülkeler varken, diğer tarafta da medeniyetleri savaştırmanın gayretini veren ülkeler var. Emperyalist güçler arzularından hiçbir zaman vazgeçmiyorlar, vazgeçmeyecekler. Yani ezen ve ezilenler muhakkak olacak. İlk insanla başladı, sonuna kadar devam edecek. Mesele, bunun farkında olmak suretiyle bunu minimize edebilmektir, bu mücadeleyi verebilmektir” diyor.
Ne kadar ilginç değil mi? Bugün yeryüzünde halkları halklara kırdıran bu huyundan da bir türlü vazgeçmeyen emperyalistlermiş. Bu sözlere gülsek mi, dizlerimizi mi dövsek bilemiyoruz. Herifçioğlu hem emperyalizmin baş temsilcisi Amerika’nın bir dediğini iki etmiyor, gerektiğinde onlar adına Suriye’yi tehdit etmekten çekinmezken, NATO aracılığı ile Libya’nın bombalanıp yerle bir edilmesi ve işbirlikçilere iktidarın teslim edilmesi için her ne gerekiyorsa onu yapıyor. Biz, Recep Tayyip Erdoğan’ın işine geldiği gibi konuştuğunu zaten biliyoruz ama iş bu kadar atmasyona varınca kendimizi de, “atma Recep din kardeşiyiz” demekten alamıyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kadarcık konuşmasında bile gözle görülür çelişkiler eksik olmuyor. O bir kez sonsuza kadar ezen ve ezilenin olacağına inanıyor. Bu durumun ilk insanla başladığını sonuna kadar da devam edeceğini söylüyor. Ona göre; böylesi bir durum insanlığın yazgısı, yani ne yapılsa ortadan kaldırılamaz. Ancak katlanılabilir bir düzeye çekilebilir. Bunun için de mücadele verilmesi gerektiğini söylüyor. Hele şükür bu kadarına bari inanmış. Buna da inanmamış olsa ülkemiz insanının ve dünya insanının vay haline. Gücü, gücü yetene etmediğini koymayacak. Yani doğa kanunu işleyecek güçlü güçsüze yaşam hakkı tanımayacak.
Hoş Bay Tayyip’in bunları söylüyor olması bizi şaşırtmıyor. Ancak nasıl oluyor da Makedonya’daki halka mücadele edilmesi gerektiğini öğütlüyor, işte burası biraz zor anlaşılıyor. O bölgede yaşayan, Arnavut’u Makedon’u, Türk’ü, Sırp’ı, Karadağlısı yakın bir zamana kadar birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygılı bir şekilde Yugoslavya devleti olarak yaşarken bunları kim ya da kimler birbirleriyle karşı karşıya getirip paramparça etmiştir acaba? Buradaki oyunun aktörü emperyalistler ve de onun saldırı ve savaş örgütü NATO değil midir? Hem Türkiye’de bu savaş makinesi NATO örgütünün üyesi değil mi? İnsan hiç değil atacaksa bu kadar atmamalıdır. Ola ki içlerinde dünyadan haberli bir Makedonlu çıkar ve bu gerçekleri Bay Tayyip’e anımsatırsa ne olacaktır?
Bizler Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra on yıldır AKP iktidarının oralarda neler karıştırmak istediğini çok iyi biliyoruz. AKP iktidarı ve ona bağlı belediyelerin buralara gönderdiği yardımlar kimlere ve nasıl ulaştırılıp dağıtılmaktadır dersiniz? Bu yardımların neredeyse hemen tamamı Arnavut kökenli Müslümanlara yapılmakta, Türk ya da başka bir gruba bu yardımlar ulaştırılmamaktadır. Yani AKP burada bir tek şeyi gözetmekte o da Müslüman olmaktır. Oysa Bay Tayyip Makedonya’daki konuşmasında diğer etnik unsurları da sayarak birlik olmalarını istemektedir. Türk kökenli olanlar dahil, hem yardım söz konusu olunca bu denli işin dışında tutacaksınız, boş sözlere gelince de mangalda kül bırakmayacaksınız. Tumturaklı sözler söyleyerek yığınların gözlerini boyamak sizlerin en usta olduğu şey. Ancak bu gerçekleri nereye kadar yığınların gözünden saklayabilirsiniz ki? Siz zaten eşitlik, kardeşlik ve özgürlüğe inanmıyorsunuz. Konuşmanızın içeriğinden bu açıkça belli oluyor. İşte bu yüzden yeri geldiğinde sosyalizme ne denli düşman olduğunuzu bir şekilde ifade ediyorsunuz. Demek insanın insanı ezmesi sonsuza kadar devam edecek öyle mi? Yanılıyorsunuz Bay Tayyip. Gün gelecek o sözünü ettiğiniz emperyalist dünya da, onların işbirlikçileri de yeryüzünden süpürülüp atılacaklar ve insanlık ezen ve ezilenin olmadığı, güçlünün güzsüzü yok etmeye çalışmadığı bir dünya düzeni kuracaktır. Ne ki, sonsuz dediğiniz şeyde kısacık ömrünüzle sizler olamayacaksınız. Ya da, kimbilir ilk hesap vermenin öngününde yaşıyor da olabilirsiniz.
Bizim partimizin programı ne diyor: “…Bütün dünya halklarının ortak düşmanı emperyalizmdir. Emperyalizm sonuncu yenilgiye uğratılmadan halkların kurtuluş olanağı yoktur.” Olaya bir böyle bakmak var Bay Tayyip, bir de sizler gibi çarpık bakmak. Siz “minimize” edecekmişsiniz ama biz ortadan kaldıracağız. İnsanlara ölümü gösterip sıtmaya razı etme dönemi sosyalistlerle birlikte çoktan kapanmıştır. Bu yüzden de mumunuz yatsıya kadar bile yanmayacak, Afganistan’da, Somali’de, Libya’da, Mısır’da Tunus’ta ve Balkanlarda oynamak istediğiniz rolünüzle birlikte tarihin tozlu sayfalarına gömülüp gideceksiniz. Demek; ezen ve ezilenler “İlk insanla başladı, sonuna kadar devam edecek.” öyle mi? Biz de diyoruz ki sizlere:
BÖYLE GELMEDİ, BÖYLE DE GİTMİYECEK!
Bunu da siz aklınızdan çıkarmayın olur mu?