PUSULASIZ GEMİ VE İŞÇİ PARTİSİ

Yazan: Turgut Koçak 7 Nisan 2014

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Akit gazetesi gibi gece gündüz ilericilere, devrimcilere, sosyalistlere daha da önemlisi her fırsatta Mustafa Kemal’e ve Kemalistlere küfür eden bir paçavra ile şöyleşide bulunup röportaj vermiş. Perinçek’in röportajından ne söylediğini bir yana bırakalım böyle bir gazeteye söyleşi vereceği söylense İşçi Partililer ve TGB’liler inanırlar mıydı bilemiyorum ama bu da oldu. Dolayısı ile İşçi Partisi’ne gönül verip bu partide ve TGB’de bulunanlar neredeyiz diye kendilerine sormuşlar mıdır bilmiyorum ama olup bitenler gerçekten de düşündürücüdür.

İşçi Partililer ve TGB’liler bulur Akit gazetesinde dünden bugüne yayınlanan yazılara zahmet edip bir bakarlarsa ne demek istediğimizi inanıyoruz ki iyi anlayacaklardır. Peki, şimdi ne olmuştur da Doğu Perinçek kendi partililerini de düşündürecek sözlere imza atmıştır acaba?

Bunun yanıtı zor değil. Sol ya da sosyalist olduğunu söyleyen bir parti sınıf pusulasını bir kenara bırakırsa nerede duracağı kimse tarafından kestirilemez. İşçi Partisi’nin de dünden bugüne ideolojisi nedir diye bir soru sorarsanız alacağınız yanıtın içindedir ne söylemek istediğimiz. İşçi Partisi sınıf pusulası ile hareket ediyor olsa hiç kuşkunuz olmasın ki, kapitalist sistemin gözü dönmüşleriyle bağlaşıklık içine girmez “Milli hükümet” gibi ucube bir şeyi savunmazdı. Ya da ne bileyim bugün en milliyetçi partileri bile sollayarak nasyonal sosyalist bir çizgiye düşmezdi.

Kemalist ve laiklik savunuculuğuna gelince bu yöndeki savunduklarının da içtenlikli olmadığı Perinçek’in Akit gazetesindeki röportajı ile açıkça anlaşılmıştır. Bu gazete ile röportaj yapması bir yana röportajında söylediklerine baktığımız zaman Perinçek’in gerçekten de Hanyadan da Konya’danda birhaber olduğu net bir şekilde görülmektedir. Zaten işin özünü gözden geçirenlerin Fethullah Gülen Cemaati’nin ne olup ne olmadığını da iyi anlaması gerekir.

AKİT gazetesi muhabiri Ahmet Can yaptığı röportajın girişini “İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile partisinin İstanbul Genel Merkezi’nde bir mülakat gerçekleştirdik. Perinçek; Kürt siyaseti, Türk sorunu, Ergenekon, PKK, CHP ve AK Parti’nin son durumunu değerlendirdi. Soruların dozu ne kadar yüksek olsa da Perinçek asla kızmadan, gerginleşmeden ve sakinliğini koruyarak cevapladı. Nezaketi elden bırakmadı. Fikirlerinin çoğuna katılmasam da medeni bir sohbet olduğunu itiraf etmeliyim.” şeklinde yaptı.

Doğu Perinçek, Fethullah Gülen Cemaatini bitirmek için Erdoğan ile beraber olacaklarını belirterek ‘Bütün İslâmî cemaatlerin kökünü kazıyacağız’ sözü İslâm karşıtlığı olarak yorumlanabilir mi? şeklindeki soruya; “Bu ifadeyi düzeltiyorum. F. Örgütünün kökünü kazıyacağız, cemaatlerin değil. Bizim karşı olmamızın sebebi gladyo olması, yoksa cemaatler değil. Herkes cemaat derken F. Örgütünden bahsettiği için toplumdaki yaygın ifadeyi kullandım. Ama sonra arkadaşlarım beni uyardı yanlış anlaşılma olur diye. Düzeltelim, bundan sonra hepimiz F. Örgütü diyelim dedim. F Örgütü bir Gladyo olduğu için yargının, polisin, ordunun içinde olduğu için onun kökü kazınmalıdır. Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber olacağız. Çünkü bu kök kazıma bir şiddet, haksızlık olayı değil, hukukun gereği.. " şeklinde cevap verdi.

Doğu Perinçek’e konu ile ilgili sorulan sorular ve cevaplar ise şu şekilde: O halde Tayyip Erdoğan’la da beraber mi olacaksınız?

Evet, o konuda beraber olacağız. Yani F Örgütünün kökünün kazınmasında kim varsa. Çünkü Türkiye’nin Türkiye’den yönetilmesi için, Türkiye’de bir halk yönetimi milli yönetim olması için bu şart. Hükümetin F Örgütüne karşı yaptığı her şeyde. Bu örgütün polisini, savcısını, hakimlerini alıyor. (Hükümeti kastediyor)

O memurları mağdur edilmiş gibi, yerlerinden edilmiş gibi görüyor musunuz?

Mağdur yok. Burada doğru bir hukuk var.

Ama oradan oraya atanıyorlar. Sürekli bir değişim…

Çok doğru yapılıyor. F Örgütüne mensup adam polis olamaz. Yargıç olamaz, memur olamaz. F Örgütünün yurtları birer fesat yuvasıdır. Özel yurtlar kapatılmalıdır. Devlet kendi gücüyle şimdi yüklenip bir-iki yıl içinde kendi yurtlarını yapmalıdır. Özel yurtların birer fesat yuvası olarak F Örgütü tarafından kullanılmasına izin verilmemelidir. F Örgütünün üniversiteleri kamulaştırılmalıdır. CHP’nin F Örgütünün muhafızı olarak ortaya çıkması tarihi bir hatadır. Yasadışı F Örgütü hukuk yoluyla tasfiye edilmelidir.

Şimdi bu değerlendirmelerin neresinden tutsanız elinizde kalır. Perinçek’e göre her halt F Örgütünün başının altından çıkmıştır. Bu nedenle de sadece ve sadece F Örgütüne karşı çıkılmalı ve yok etmeli, öteki dini cemaatlere ise dokunulmamalıdır. Perinçek söylediklerini düzelterek işi sadece F Örgütüne indirmiş olmasının da nedenini iyi anlamak gerekir.

Gelelim Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP ile bu konuda birlikte davranılıp davranılamayacağına. Perinçek’in burada da haritası pusulası yoktur. Perinçek’in Erdoğan ve AKP’ye karşın örgütlenmiş ve Erdoğan’ın bugün her sözünde dile getirdiği gibi “paralel devlet” olabilme durumu tam anlamıyla bir cahilliktir. Geçmişte ve AKP’nin 12 yıllık iktidarı döneminde bütün cemaatlerin F Örgütü de dahil örgütlenmesine ve bu denli önemli güç haline gelmesine sebep sermaye güçlerinin iktidarını savunan ve iktidar olan partiler olmuştur. AKP ise bu örgütlenmeye görülmemiş düzeyde zemin hazırlayan bir parti konumundadır. Bu nedenle de Doğu Perinçek’in değerlendirmelerinin ayağı yere basmamaktadır.

Değerli dostum ve kardeşim Devrimci Halk Partisi Eski Genel Başkanı Ömer Gürcan’la haftada en az 4-5 kez bir araya gelir ve olup bitenleri değerlendiririz. Bu değerlendirmelerimizin birinde Doğu Perinçek’in yukarıdaki düşünceleri savunacağı konusunda ortak yargıda birleştik. Daha da ileri giderek dedik ki, su katılmamış Amerikancı olan Recep Tayyip Erdoğan Gezi Parkı gösterilerinden sonra sözümona Amerikan karşıtı bazı laflar geveliyor ya; “İşçi Partisi bu durumu değerlendirmeye alır ve Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP’yi de “Milli Hükümet” içinde görür” dedik. Uzatmaya gerek yok İşçi Partisi budur, bundan daha ileri bir şey de değildir. Eğer böyle bir yapı olmasaydı, şu son seçimlerde Kemalizm üzerinden yaptığı politikalarla bu kadar komik oylar almazdı.

Demek ki, halk da İşçi Partisi gerçeğini iyi biliyor ki, söylediklerine prim vermiyor, üstünü çizip geçiyor.

Perinçek’in Akit gazetesi röportajı ile akla-kara bir kez daha net olarak ortaya çıkmıştır.

Bütün İşçi partililere ve TGB’lilere duyurulur.