POLİSEVİNE DÜZENLENEN TERÖR EYLEMİ

Yazan: Turgut Koçak 28 Eylül 2022

Bildiğiniz gibi Mersin/Mezitli’deki polisevine bir terör eylemi oldu. Söze şöyle başlamanın yararlı olduğunu düşünüyorum. Bu eylemin bir kez karanlık yanları oldukça çok. Ayrıca da peşin peşin Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak yapılan bu eylemi kim yapmış olursa olsun şiddetle kınıyoruz. Yine biliyorum ki bu eylemle ilgili HDP başta olmak üzere çeşitli sol ve sosyalist partilerden de kınamalar geldi. Bütün bu gerçekler biliniyor olmasına karşın, Başta Süleyman Soylu olmak üzere hem HDP’ye hem CHP’ye hem de içerde bulunan Selahattin Demirtaş’a karşı hakaretler içeren mesajlar yayınlanıyor ve bu mesajlarda da asla insanlıkla bağdaşması olası olmayan hakaret dolu bir dil kullanılıyor.

İktidar cephesinin bu tutumunu anlamak için politika ustası olmak gerekmiyor. Çünkü bir iktidar adıyla sanıyla mimli bir iktidar. Niye derseniz 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimleri bu iktidar yitirdiği halde iktidarı bırakmadı ve hükümet kurdurmayarak allem etti gallem etti seçimlerin yenilenmesi kararı alındı ve Kasım 2015 tarihinde de seçimler yenilendi.

Seçimlerin yenilenmesine kadar geçen süredeyse birçok karanlık eylemler gerçekleştirilerek katliamlara sonuna kadar kapı aralandı. Suruç katliamı, Ankara Gar katliamı ve diğer katliamlar peş peşe geldi ve tam 477 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Halkın içine bu terör eylemleri ile korku salan AKP iktidarı ise gerçeği kendi ağzıyla itiraf ederek bu eylemlerin kime yaradığını açık etti. Ne deniyordu? “Terör eylemleri arttıkça oylarımız yükseliyor” O dönemde Başbakanlık yapan kişi kimdi tabi ki de Ahmet Davutoğlu. Bu kişi daha sonra AKP kongresinde yetkilerinden soyunduruldu sonra da tıteber ortada bırakıldı. Geçen süre içinde de Ahmet Davutoğlu AKP’den ayrılarak GELECEK PARTİSİ’ni kurdu. Ne o dönemde ne de daha sonra Ahmet Davutoğlu’nun ağzından bu terör eylemleri ile ilgili hiçbir şey duymadık. Söylediği bir şey vardı ki o da bu işin altında çok şeyler olduğunu gösteriyordu ki sadece Bir konuşursam bunlar sokağa çıkamaz sözüydü ki arkası gelmedi. Davutoğlu tıpkı mafya gruplarının kendi aralarında ki suskunluk yasası denilen bir suskunluğa karar vererek bu konuda bir daha konuşmadı.

Demek ki neymiş, geçmişteki bunca insanımızın yaşamına mal olan terör eylemleri ile AKP’nin oyları arttırılabiliyormuş. Öyle arttırılıyormuş öyle arttırılıyormuş ki yüzde 49,5’lara kadar bile çıkabiliyormuş. Elinde böyle bir deneyim olan AKP iktidarının bu yolları yeniden denemeyeceğini kimse söyleyemez. Ki bu iktidar için iktidarda kalmak bu denli önemli hale gelmişken her yolu deneyeceği akıllardan hiç mi hiç çıkarılmamalıdır.

Önce polisevine yapılan terör saldırısını gerçekleştiren kişilere bakalım. Böyle bir eylemin içinde olup da robot gibi davranarak bir insanın eylemini sürdürmesinin hiç mi hiçbir olanağı yoktur. Görüntülere gelen iki kadın var. Sanki film çevirir gibi orayı burayı tarayarak silah kullanıyorlar. Biri vuruluyor, diğeri ise hiçbir şey olmamış gibi kamera görüntülerinden çıkıp kayboluyor. Böyledir demiyorum ama bu eylemle ilgili burnuma kötü kötü kokular geliyor. Bu nedenle de diyorum ki adı geçen kişiler belki de bu eylemi gerçekleştirmeden önce polisin elindeydi. Bu eylem belki de bir çalışma ve çabanın sonrasında adı geçen kişilere yaptırıldı. Çünkü eyleme katılan birisinin adı bile hemen tespit edildiğine göre bize ilginç geliyor. Eylem yapan kadınlardan birisi vurulup kendisini patlatırken diğeri ise soğukkanlı bir şekilde olay yerinden karanlıklara karışıp gidiyor.

Bu eylemin belki de bu şekilde sonuçlanacağı düşünülmemiş de olabilir. Ya da düşünülmüştür de evdeki hesap çarşıya uymamıştır kim bilir bilemiyorum. Sonuçta ne olursa olsun hatta bir grubun içinden çıkan birileri iradelerini kullanarak bu eylemi yapsınlar sonuç değişmiyor. Bu eylemin hemen arkasından iktidar muhalefeti suçladığına ve de Selahattin Demirtaş’ı katil ilan ettiğine HDP ve CHP’yi de bir güzel karaladığına göre bu eylemden umulan şey kesinlikle bundan sonra gerçekleşmesi olası eylemler AKP’nin bir kez daha geçmişteki yollara başvurarak seçimlerden lehine sonuç almak istiyor olmasının belirtilerini görüyoruz. Bu yüzden de yapılan bu eylemi kınadığımız gibi bu tür eylemlerin de bugün iktidarda olan dinci, gerici ve faşist çevrelerin yararına olduğunu söylüyor karşı çıkıyoruz.

Bir önemli nokta da bir içişleri bakanının sokak ağzı ile herkese hakaret ediyor oluşunu da sosyalistler olarak kınıyor sözlerini kendisine aynen iade ediyoruz.