Yazan: Turgut Koçak 24 Ekim 2014
Numan Kurtulmuş’u tanıyorsunuz. Bir zamanlar yolsuzluklar konusunda AKP’ye demediğini bırakmayan muhterem, dün akşam Şirin Payzın’ın ‘Ne Oluyor’ programına çıkmış, kendisine sorulan soruları pişkin pişkin yanıtlıyor. İşin en kötü yanı da şu; Numan Kurtulmuş’a denilebilir ki gazeteciler kolay sorular sorarak onun sıkışmadan yanıtlamasını sağlıyorlar. Bununla birlikte Numan Kurtulmuş yine de sorular karşısında sendeleyip yine de rahat konuşamıyor.
Neymiş efendim 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu AKP iktidarını devirmek için yapılmışmış. Yolsuzluk bahane edilecek iktidara el konacakmış. Peki, bunu yapanlar kimlermiş? Tabiki de “Paralel yapı”. “Paralel Yapı” gerekli hazırlığı yapmış, bu yolsuzluk davası bahanesiyle Recep Tayyip Erdoğan’ı alaşağı edecekmiş. Yoksaymış ortada yolsuzluk, soygun, düzenbazlık falan yokmuş. Bu durumda 4 bakan niye istifa etmek zorunda kalmışsa artık onu da bilen beri gelsin. Mecliste bir türlü komisyonun önüne getirilmeyip görüşülmesi engellenen fezlekelerse lafı güzaf ya; Sayın Kurtulmuş oraları gündeme bile getirmiyor. Bir zamanlar Harunlardı, Karun oldular diyen muhteremin dili dişi kitlenmiş olmalı ki, basit basit soruların bile arkasından dolanmak zorunda kalıyor. Hani ne diyelim? Allah kimseyi bunların durumuna düşürmesin. Bu işin pişkinliğe vurularak atlatılması da öyle kolay bir şey değil.
Şu Suriyeliler ve “çözüm süreci konusunda verdiği yanıtlar da gerçekte dam başında saksağan vur beline kazmayı cinsindendi. Bir dinleyici sormuş; “Suriyeliler için harcanan para kimin parası ki, harcayıp duruyorsunuz” diye. Muhterem hemen ecdadımızın ne büyük hasletlerle dolu olduğu palavrasına sığınarak yanıtlıyor bu soruyu da. Neymiş efendim? Bizim ecdadımız tarih boyunca hep mazlumun yanında yer almışmış. Nerede biz zayıf görse, kim yardım istese hemen yanında bitermiş. Böyle bir ecdadın çocukları olarak da bizler tabiki de bize sığınan Suriyelilere bakacakmışız.
İnanın dostlar, şu Başbakan Yardımcısının ecdat olarak kabul ettikleri kimseler ve şu anda temsil ettikleri zihniyet gerçekten de söylediği insani hasletlere sahip olsa varıp alnından öpeceğim ama böyle bir şey ne tarihte yaşanmış ne de şu an AKP iktidarını temsil eden kişilerde böyle bir özellik var. Tarihi baştan aşağı yalanla sıvayıp bize yutturmaya kalkanların torunları her şeyi bir kenara bıraksın, ecdatlarının Anadolu’da katlettiği Türkmenlere baksın gerçekleri inanın ki anlamakta zorlanmayacaklar. Neymiş efendim? Ecdadımız zayıftan yanaymış. Eğer Osmanlı İmparatorluğu Balkanlardan Viyana önlerine kadar gidebilmişse herhalde oradaki halkın zayıf ve güçsüz olmasından kaynaklıdır. Yoksa elin adamı seni önüne katar gerisin geri geldiğin yere kadar kovalar. Tarihte Numan Kurtulmuş’un ecdadımız dediği Osmanlılar güçlü oldukları dönemde ezip geçerek Viyana önlerine kadar dayanmışlardır. O dönemlerde Osmanlının zayıfları gözettiğini kim söyleyebilir ki? Sonrası Osmanlı kendisi zayıf düştüğü için bu kez zaptettiği topraklardan kovalanıp sürülmüştür. Eğer Kurtuluş Savaşı’nın önderleri olmasaydı, Numan Kurtulmuş’un adil ve yardımsever ataları inanıyorum ki, emperyalist Batı’nın ancak ve ancak peşkirini tutacaktı.
Uzatmayalım, bir ülkenin parasını har vurup harman savuran haramzadeler her zaman için kitleleri kandırmak için yardımseverliğe ve insancıllığa sığınmışlardır. Zaten bizim atalarımızda yardımsever ve insancıllardı demişler ve ezdikleri kitlelerin içi boş şeylerle övünmeleri için ellerine oyuncaklar vermişlerdir.
Yolsuzluklar ortadadır. Bu yolsuzlukları yasadışı olarak kapatma yoluna giden iktidarın hüneri de iyi bilinmektedir. Bütün bunları bir kenara bırakıp yola devam etmek isteyenler karşımıza geçip milli iradeden şundan bundan söz ederek demokratik hak ve özgürlüklerin kaldırılması olayını milli irade safsatasıyla savunmaya kalkamazlar.
Numan Kurtulmuş da tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi milli irade silahına sarılarak demokratik hak ve özgürlüklerin kırıntısına bile tahammül edemediklerini Şirin Payzın’ın programında itiraf etmiştir. Madem böyledir bizde size diyeceğimizi diyelim.
Meşruiyeti ortadan kalkmış bir iktidarı tanımak ve onlar için ne yapalım seçim kazandılar her yaptıkları haklarıdır diye düşünmek en az bu haramzadelikleri işleyenler kadar aşağılık çukuruna düşmektir.
Bu yüzden demokratik hak ve özgürlükleri, ülke insanının insanca yaşama isteğini hiçe saydığınız için bizlerin de sizi tanıması ve size katlanması asla mümkün değildir asla…