Yazan: Turgut Koçak 18 Aralık 2022
12 Eylül öncesi partimiz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) Burdur’da hiç de fena olmayan bir örgütlülük düzeyine sahipti. 12 Eylül sonrası kapalı dönem çalışmasında da Burdur’un hakkını teslim etmek gerekiyor. Ancak sosyalist ve sol öğretiye sahip partiler yeniden açık örgütlenmeye geçtiğinde parti olarak Burdur’da hak ettiğimiz örgütlülüğü onca çabamıza karşın bir türlü elde edemedik. Bu yüzden de partimizin kuruluşu hep ertelendi ve sonuçta bu böyle gidemezdi çalışmalarımızın bir parçası olarak burada da örgütlenmeye karar verdik.
Nereden başlamalıydık? Bu soruyu sürekli olarak kendimize sormamıza karşın hemen her defasında bizim çabalarımız eski arkadaşlarımızın genel anlamda gönülsüzlüğü yüzünden bir türlü aşılamadı. Bununla birlikte Ege’de ve Antalya’da içinde olmak üzere yürüttüğümüz çalışmanın içinde Burdur’da bulunduğu için bir yerlerden başlamalıyız diye kafa yorarken eski arkadaşlarımızdan olan Yusuf Çakar’dan bizi yüreklendiren bir ses geldi. Çevre ilçeleri de gözönüne alırsak Burdur’da örgütlenmeyi başaracağımızdan emindim. Bu yüzden de özellikle ilk adım olarak Yeşilova ilçesinden başlamamız gerektiği hemen her defasında ağır basıyordu. Ağır basıyordu çünkü Fakir Baykurt Burdur/Yeşilovalıydı. Bir anlamda onadan yürüyüşü başlatırsak Fakir Baykurt gibi bu ülkenin değerli yazarına ve eğitimcisine de borcumuzu ödeyecektik. Yusuf Çakar yoldaşımız beni aradığında bu noktaya işaret ettim o da bu görüşlerimi yerinde buldu.
Bir de önemli olarak gördüğüm yerlerden birisi de Sagalassos Antik Kenti’nin bulunduğ Ağlasun var. Tarihi özelliği ile yurt içinden ve yurt dışından pekçok kişi için burası önem taşımaktadır. Ayrıca burada değerli öğretmenimiz Azime Korkmazgil var. Ehh Azime Korkmazgil’in adının geçtiği yerde Hasan Hüseyin Korkmazgil’i de anmadan geçemeyiz. Daha da önemlisi burasının üzerine de kültürel ve politik birikimin toprağı serpildiği için örgütlenmemizde burası da biliyoruz ki rol oynayacak.
Hani ben özellikle bu iki yerden söz ettim ya, söz etmemin nedeni daha çok değerlerimizi unutmamak adınadır. Yoksa Burdur’un her ilçesi ve yerleşim yeri bizim açımızdan devrimci bir potansiyel taşır. Önemli olan potansiyel taşıması değildir. Önemli olan bu potansiyeli etkili bir örgütlenmeye ve güce çevirmektir.
Burdur Bucak İlçesi’de önemli bir ilçedir. En dikkat çeken şeyse Bucaklılara sorsanız nerelisiniz diye hiç Burdurluyuz demezler. Ne bileyim belki de aralarında bir yarış söz konusudur. Burada da örgütlenmek için zeminin uygun olduğunu düşünüyorum. Gölhisar, Çavdur, Tefenni, Karamanlı, Kemer, Altınyayla ve Çeltikçi de Burdur’un ilçelerindendir. Bazı ilçelerde elbette örgütlenmek kolay değildir ama unutmayalım ki örgütlenme konusunda Rusya Bolşevik Partisi’ne Karadeniz Kartalı’nı armağan eden sosyalistlerin kararlılığından gelen zoru başarmak becerisi bize de göller bölgesinde bu armağanı vermek bakımından eli sıkı davranmayacaktır. Sonuçta Burdur ve yerleşim birimlerinde de ses getirecek bir sıçramayı yapacağımızdan eminim. Unutmayalım ki Portekiz Komünist Partisi’nin nasıl Vazları varsa bizim de benzer partililerimiz var.
Gönlüm hemen siz partililere burada da örgütlendiğimizin muştusunu vermekten yana. Ama unutmayın ki her başarı için özveri ve kararlılık kaçınılmaz. Bu yüzden de hem kararlıyız hem de yoldaşlarımızla birlikte özveriye hazırız. Bu çalışmalarımızda önemli olan karşılaştığımız zorlukları yinelemek değil, tam tersine zorlukları aştığımızı dost düşman herkese kanıtlamaktır. Bu yüzden de muştumuz uzun sürmeyecek.
Şan olsun SOSYALİZME!
Şan olsun TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ’NE!