Yazan: Turgut Koçak 25 Temmuz 2011
AKP nihayet baklayı ağzından çıkardı. Bir zamanlar terörle mücadele adı altında etkin görev yapan Özel Harekâtçılar bir sürü sorun yaratmış, faili meçhul cinayetlerin yanında pek çok suç da bunlar tarafından işlenmişti. Dönemin başbakanı Tansu Çiller dağda bıyıkları aşağıya sarkık Özel Harekâtçılarla resimler çektirmiş onları yüreklendirici sözler söyleyerek; “devlet için kurşun yiyen de kurşun atan da bizdendir demişti. Özel Harekâtçıların etkin rol almalarına karşın olaylar yine de önlenememiş dahası her türlü yetkiyi ellerinde bulunduranların ülke suç işleme cennetine dönüştürülmüştü.
AKP iktidara geldikten sonra ise orduya karşı bir tutum içinde olduğu için önce polis olabildiğince güçlendirilmiş, iktidarın denetiminde teröre karşı özel bir ordu kurmaktan söz edilmiştir. Bu tür yaklaşımlar eleştirilerle karşılaşınca AKP geri adım atmış, bu kez de polislerden oluşan Özel Harekâtçıların sayısını 15 bine çıkarmak ve onları ağır silahlarla donatmak kararı alınmıştır. Bu konuda hükümet yetkililerinin ve İçişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalar bu yönde atılacak adımları daha da güçlendirmiştir.
Bütün bunlar Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulların ne kadar zor olduğunu göstermektedir aslında. Egemen güçler yaşanan olayların bir türlü tanısını doğru koyamamakta, sanmaktalar ki, vurarak, kırarak sorunlar ortadan kaldırılacaktır. Gerçekteyse bu yaklaşımların hiçbirisinin doğru olmadığını yaşam bize döne döne öğretmiştir. Ülkemizde hak ve özgürlükleri keyfi olarak ayaklar altına alan bir yönetim anlayışı egemenken, geniş halk yığınları ekonomik kıskaç altında inim inim inletilirken, işbirlikçi tekelci sermayenin ve emperyalistlerin kasaları para ile doldurulurken, haksızlığa uğrayanlara nefes bile aldırılmazken polisiye tedbirleri çıkış yolu olarak görenler unutulmamalıdır ki, ektikleri rüzgârı fırtına olarak biçecekler, sorunlar çözmek şöyle dursun daha da ağırlaşmasına neden olacaklardır.
İktidar edenlerin dillerinden ne yazık ki, kan, vurmak, kırmak hiç eksilmiyor. Çiçeği burnunda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Ordu’nun Kızılelma beldesinde yayla şenliklerine katıldı. Bakan, burada yaptığı konuşmada; “Biz bu vatanı emlakçıdan almadık, kan dökerek kazandık” derken konuşmasının sonunu da; “Yaşasın Türkiye, yaşasın Türk milleti, yaşasın cumhuriyet, yaşasın tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan” diyerek bitiriyor. Biz bu tür konuşmalara hep tanık olduk. Sanılır ki, bu tür konuşmalar yapanlar söylediklerinin arkasındadırlar. Ne yazık ki, gerçekler hiç de böyle değildir. Sistem politikacıları bu tür konuşmaları çok severler, ancak iş gerçek anlamda yurtseverliğe gelince tersine bir davranış içindedirler. Bugüne kadar kanla kazanıldığını söyledikleri ülkemiz ne yazık ki, burjuva politikacılarının elinde emperyalistlere peşkeş çekilmiştir. Ülkemizin varı yoğu ne kadar kâr getiren kurumları varsa son on yıldır AKP iktidarınca satılıp bitirilmiştir. Bütün bunları görmeyenler içi boş sözcüklerle konuşup durmaktadırlar. Türkiye’nin kanını emen emperyalistler karşısında gıkını çıkarmayanlar, hatta emperyalistlerin taşeronluğuna soyunanlar iş kendi yurttaşlarını tehdide gelince aslan kesilmektedirler.
Türkiye’nin ekonomik, demokratik, politik pek çok sorunu vardır. Bu sorunların çözümü için demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gerekir. Ancak o zaman yaşadığımız sorunlar sorun olmaktan çıkabilir. Ülkeyi bir avuç para padişahının cennetine çevirenlerin yarattığı cehennem var oldukça sorunların polisiye tedbirlerle üstesinden gelmek olası değildir. Özel Harekâtçı sayısını 6600’den 15 bine çıkarsanız da fazladan değişecek bir şey olmayacaktır. Sadece arttırılan sayı oranında Türkiye’nin sorunları da katlanmış olacaktır.
Kapitalist sistemin insanlık için vereceği bir şey kalmamıştır. Öteden beri ileri demokrasisi ile övülen İskandinav ülkelerinde bile işler sanıldığı kadar iyi değildir. Öyle olsaydı adamın bir din iman ve Norveç adına çıkar ve 84 kişinin katlini gerçekleştirir miydi? Adamın yazdığı bildirgeyi okuduğunuz zaman insana düşman kesilmenin nereden kaynaklandığını da kolaylıkla görmek olası. Bu nedenle Norveç gibi ülkelerde bile bu tür olayları önlemek olası değil. Neymiş efendim Batı şok yaşıyormuş. Tabi ki yaşar. Bugüne kadar sırça köklerinden dışarı çıkmayanlar sistemin kanlı yüzü ile karşılaşınca birden bire şaşkına dönüyorlar. Kimsenin bu adamın niçin İslâm karşıtı düşüncelerle böyle bir eyleme yöneldiğini sorguladığı yok. Yıllardır emperyalist Batı, Kuzey Afrika’nın bir ucundan Pakistan’a kadar bölgeyi sömürmek için İslâm karşıtı bir propaganda yürütüyor. Emperyalistlerin bu propagandaları ki, insanların beynini sakatlıyor. Biri de çıkıp böyle bir katliama imza atıyor. Türkiye’nin sorunları kuşkusuz daha da karmaşık. Ne kadar karmaşık olursa olsun çözümü de var. Ancak bunu ne AKP ne de diğer burjuva partileri çözemez. Sorunu ancak ve ancak sosyalistler çözebilir. Eşitlik, özgürlük ve kardeşlik bağlamında atılacak adımlarla sorunlar sorun olmaktan çıkacaktır. Ama çok özel eğitilmiş de olsa, sayıları ikiye, hatta ona da katlansa baskı ve sindirme yoluyla sorunların üstesinden gelineceğini kimse düşünmemelidir. Çok farketmeyecektir, bu kez aşağı sarkık bıyıklıların yerini kırpık bıyıklılar almış olacaktır o kadar…