OSMANLIDA OYUN ÇOK

Yazan: Turgut Koçak 29 Eylül 2015

Bu sözü hepimiz çok duymuşuzdur. “Osmanlıda oyun çok.” Kendilerini onların torunu sayanlarda da oyun çok. Biliyorsunuz; 7 Haziran seçimlerinde tarafsız olması gereken ama 7 Haziran 2015 parlamento seçimlerinde sahaya inen Recep Tayyip Erdoğan ’toplu açılış’ törenlerini bahane etmiş ve AKP’nin genel başkanıymış gibi AKP’ye oy istemekle kalmamış diğer muhalefet partilerine ise demediğini bırakmamıştı. Öyle görünüyor ki, denizin suyu bitti. Bilmem kaçıncı kez açılışı yapılan yerlerin yeniden açılması da aleyhte olacağı düşünüldüğü için bu kez başka bir yol bulunmalıydı bulundu da.

Ülkemizde onca karmaşanın sorumlusu olanlar ve terörü adeta besleyenler bu kez de vatan, millet, Sakarya palavralarıyla ortalığa döküldüler ve ‘Terörü Lanetleme Mitingi’ adı altında Bayrak mitingleri yapmaya başladılar. Bu andan itibaren de tarafsız olması gerektiği söylenen Recep Tayyip Erdoğan’a nasıl taraflı olunurmuşun yolu da açılmış oldu. Öyle sanıyoruz ki, bundan böyle Recep Tayyip Erdoğan’ı alanlarda bayraklı mitingler yaparak AKP’ye nasıl oy istediğini görürsek şaşırmayacağız. Ne diyelim, liderlik konusunda her ne kadar yandaşlar kendisine “Dünya Lideri” diyorlarsa da ortada dizginlenemeyen bir egodan başka bir şey yoktur. Bu egonun da, salt saraya muhtar toplayıp onlara hamasi nutuklar atarak giderilmesininse hiç mi hiç mümkünü olmadığı için onu yine meydanlarda görecek ve sinir katsayımız böylece tavan yaparak söylediklerini duymak zorunda kalacağız.

AKP için çanların çaldığı belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar dini istismar ederek çantada keklik saydığı ve oy yüzdesine yansıyan Kürt kökenli yurttaşlarımızın oyları artık bir daha AKP’ye dönmeyecek şekilde neredeyse sıfırlanmıştır. Bu durumda AKP’nin durumunu koruması büyük ölçüde zorlaştığı için başka yollar denemesi kaçınılmaz hale gelmiştir.

Zaten Batı illerimizde aldığı oylar büyük ölçüde din istismarcılığına dayanan oylardır. Ne var ki, bu oyların toplamı kendisini kurtarmaya yetmediği için başka yollar denemek zorunda kalmış ve gözünü de bu nedenle MHP oylarına dikmiştir. İlk iş, zayıf halka olan ve bir özelliği bulunmayan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’le operasyona girişilmiş, bir ölçüde de olsa bu operasyonda başarılı olunmuştur. AKP kapı açılmışken milliyetçi oyları toparlamak ve birkaç puan hanesine yansıtmak istemektedir.

AKP, %40,8 olan oy oranına birkaç puan daha eklerse; tek başına iktidar olacağı düşü gördüğü için bütün hesaplarını buna göre yapmıştır. Hoş AKP’nin %40,8 olan oy oranı çoktan 30’ların ortalarına kadar düştüğü için MHP’den birkaç puanlık oy koparsa da bu AKP’nin tek başına iktidar olmasına yetmeyecek, dolayısıyla da 1 Kasım seçimlerinden sonra AKP’deki erime çok daha hızlı bir şekilde devam edecektir.

AKP her anlamda bir çöküş içinde olduğu için artık yama tutmasının da olanağı yoktur. Bugüne kadar dinci gericiliğin envai çeşidi uygulanmış, tarikatların gücü son noktasına kadar AKP’ye yansıtılmıştır. Artık bu alandan da AKP’ye gelecek oy kalmadığı için AKP’nin oy yüzdesinin ibresi sürekli olarak düşüşü göstermektedir. Ancak AKP’liler öyle gözüküyor ki dinci gericiliği yeterince kullanmadıklarını düşünüyor olmalılar ki, yerel örgütler yeni yeni yollara başvurarak güç kazanmaya kalkışmaktadırlar.

Bildiğiniz gibi Rize, Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketidir. Bu yüzden de AKP’ye normalin çok üstünde bir oy çıkmaktadır. Üstelik bugüne kadar Rize’den epey de Cumhuriyet ve Mustafa Kemal düşmanı siyasetçiler çıkmıştır. Bu halkaya son olarak Rize Belediye Başkanı da eklenmek istemekte, Rize’nin Cumhuriyet meydanındaki Atatürk heykelini kaldırıp yerine ucube bir çay bardağı yerleştirmeyi istemektedir. Belediye Başkanı anlaşılıyor ki, yeterince gericiliği kucaklamadığını düşünmekte bu yolla da gericilere şirin gözükmeye çalışmaktadır.

Ancak öyle görülüyor ki, tepkilere bakılırsa bu konuda da AKP’li Belediye Başkanı baltayı taşa vurmuştur.

Rize çay memleketi ya, AKP’liler sanıyorlar ki, meydana bir çay bardağı heykeli yaparlarsa Rize uçuşa geçecek. Oysa Rizeli çay üreticileri; onca emeklerinin nasıl heder edildiğini, çaylarına ödenmeyen değerden ve zamanında ödenmeyen alacaklarından dolayı çok iyi bilmektedirler. Bu konuda AKP iktidarının Rizeli çay üreticisi için ne yaptığını bilen varsa çıkıp dile getirsin getirebilirse.

Sonuç olarak AKP’nin işi bitiktir.

Osmanlıların torunu olarak hangi Osmanlı oyununa başvururlarsa başvursunlar, oyunları kendileri için tuzağa dönüşecek, milliyetçilik palavralarıyla birlikte defolup gideceklerdir.