Yazan: Turgut Koçak 4 Ekim 2021
Soçi görüşmelerinden sonra İdlib’le ilgili gelişmeler olacağını kestirmek için dış politika kurdu olmaya gerek yok. Öyle sanıyoruz ki bu saatten sonra Türkiye-Şam arasında da konunun görüşülmesi gündeme gelecektir kesin. AKP ve saray iktidarı durumu tam olarak kavramış mıdır bilemiyoruz fakat koşullar kesinlikle bu yönde adımlar atılması gerektiğini dayatmaktadır. Her ne kadar Erdoğan’ın sözcüsü konumundaki İbrahim Kalın’ın Alman Der Spiegel’e verdiği söyleşide ABD’nin Suriye muhalefetine destek sözünden dem vurulsa da artık o noktalardan çok ama çok uzaklaşılmış durumda. Bununla birlikte sarayda da Şam’la yakınlaşmanın konuşulmadığını sanmıyoruz.
İdlib sorunu önemli bir sorun. Bugüne kadar Suriye topraklarının önemli bir bölümünden İslami terör örgütlerini eze eze çıkardı. Şimdi ise sıra İdlib’de. Bunu Suriye yönetimine muhalif kimi ülkeler istemeseler de Suriye bunu da başaracak ve toprakları üzerinde egemenliğini daha da güçlendirecektir. Sonrasında ise sıra diğer işgal altında bulunan yerlere gelecek.
İdlib’in bu haliyle kalmasından en hoşnut ülke ise Amerika’dır. Neden derseniz Amerika için İdlib Türkiye-Rusya ilişkilerinin bozulması için de önem taşımaktadır.
Üstelik buradaki terör örgütlerinin birçoğunun kurucusu ve kollayıcısı da Amerika’dır. Şu anda bile bu terör örgütlerin varlığı ABD için Suriye’nin elinin kolunun bağlanması anlamına gelir ki bu durum sürdüğü sürece ABD’nin işinin de kolaylaşacağı bir gerçektir. Çünkü burada ABD’nin varlığını zaten bütün çıplaklığı ile biliyoruz.
İş bu şekilde sürüncemede kalırsa ki ABD bunu istiyor. Türkiye’nin de elinin güçlenmesi mümkün olmayacak, Türkiye Fırat’ın doğusu için pazarlık gücünden yoksun kalacaktır. Gerçi bu saatten sonra bazılarının gördüğü pek çok hayal sönmüştür fakat ABD şimdilik yangından ne kurtarırsam kârdır hesabındadır.
Durum bu olunca ABD kurnazca İdlib’de Rusya ve Suriye karşıtı gözükerek Türkiye’ye de göz kırpan bir politika izliyor.
Bugün İdlib’in bu noktaya getirilişinden kesinlikle saray iktidar sorumludur. Sorumludur çünkü bu iktidar döneminde dünyanın her yerinden Suriye’ye İslamcı terör örgütlerinin nasıl aktığını, kimin bunların işini kolaylaştırdığını ve bu yapıların kimlerden destek aldığını dünya alem biliyor. Üstelik de AKP ve saray iktidarının Suriye’ye karşı nasıl düşmanca politikalar izlediği ve attığı adımlar da ortadayken.
AKP’nin akıl hocaları İdlib’in de Afrin’in de durumu ile ilgili olarak açık açık yazıp çiziyor ve konuşuyorlar. Bu konuda daha da ileri gidenler var ki bunların hayali Halep’ten ta Libya’ya kadar uzanıyor. Durum bu olunca da AKP ve saray iktidarının ÖSO gibi katil bir örgüte İdlib‘i kapsayan bir alan açması bize şaşırtıcı gelmiyor. Dahası buralara kaymakam atanması, Türk Lirasının kullanılması, okullar ve üniversiteler açılması da bize başka bir şey anlatmıyor zaten.
İktidar ABD’yi hep hesap içinde tutuyor. İdlib’de bulunmak demek bu iktidar için bir avantaj gibi gözüküyor çünkü PYD pazarlığını da bu durum sürdükçe daha kolay sürdüreceğini düşünüyor. Şu an iktidar Rusya ve İran’la işbirliği yapmak zorunda kaldı fakat aynı durumu Suriye söz konusu olunca yapmak istemiyor. Çünkü İdlib AKP ve saray iktidarı için bir koz olarak elde tutuluyor.
Suriye’de bir ÖSO nüfus bölgesi olması AKP açısından önemli çünkü bu iktidar bazılarının ayranını bu yolla kolaylıkla kabartacağını düşündüğü gibi oyunu da arttıracağını hesaplıyor fakat bunun gelecekte Türkiye açısından hiç de iyi olmadığını artık pek çok çevrenin gördüğü gibi ordunun da gördüğü bir gerçek olarak dile getiriliyor. Yakın bir zamanda ordudan emekli edilen subaylar var. Biz, bu emeklilik işini sarayın politikalarına karşı çıkmak olarak okuduk gerçekte de öyle de.
Gidiş bizim söylediğimiz gibidir. Bu saatten sonra ülkeyi Türkiye’yi böylesine bataklıkların içine kolaylıkla sürecek bir AKP ve saray iktidarı yönetemez. Bu yüzden de yeni duruma açık bir iktidarın diyebiliriz ki iç sorunları da dikkate alırsak Türkiye’de iktidarı ele alması kaçınılmazdır. Bu gerçeği göreceğimiz günler çok da uzak değildir. Çünkü iç sorunlar yurttaş açısından o kadar yakıcı hale gelmiştir ki bunu Recep Tayyip Erdoğan’ın market gezmesinden de anlamak olasıdır. Ne demiştir market gezmesinde Erdoğan:
“FİYATLAR GAYET UYGUN.”
Gerçekten de Türkiye bundan böyle sol ve sosyalist yapıların güçlenmesi ve muhalefetin iktidarı devralması için gayet uygundur…