Yazan: Turgut Koçak 26 Mayıs 2021
Bir iktidar düşünün ki yeraltı dünyası ile içi içe girmiş. İlişkiler öyle üst boyutlu ki adı mafyaya çıkmışlarla siyaset yaptıklarını düşündüğümüz kimseleri ayırt etmenin olanağı kalmamış. Sözü geçen siyasetçiler tarafından her yere aslansın, kaplansın, senden daha iyi bu işi kıvıracak kimse yok, hele şu işi bir hallet deyip koşturulduğu dönemleri Peker teker teker ifşa ediyor. Eğer neler yapıldığı doğru dürüst araştırılsa göreceksiniz ki devletin kapalı işleri başlığı altında bir başlık atılması gerekecek ve bu işlerin de nasıl döndüğünü bilmiyor değiliz. Arnavutluk’tan tutun, Makedonya’ya, oradan Karadağ’a daha bilmem ne ülkelerine kadar ortaya nelerin çıkması olası nelerin ve de su gibi harcanan paralar kim ya da kemlere verilerek harcanmış onu da bileceğiz. Belki de uzun sürmeyecek onu da öğreniriz kim bilir?
Bütün bu yaşananların yarattığı panik havası ile Süleyman Soylu önce TRT’ye arkasından da HaberTürk’e çıktı. HaberTürk’e çıkmadan ben yalnız değilim demek için bir sahne hazırlanmış ve o sahneyi de hepimiz bir güzel seyrettik. O saatte sokakta olmaması gerekenler sokaktaydı ve Soylu kanala gelir ve giderken gösteri yapıyorlardı ve ““Bu kadar soysuza bir Soylu yeter” diyerek bağırıp duruyorlardı. Malum bu tosuncuklar her kimse onlara sokağa çıkma yasağı da yoktu. Eee çıktı da TV programına Soylu dişe dokunur tek bir soruyu mu yanıtladı? Onu bunu suçlamaktan ve top çevirip durmaktan başka Peker’in suçlamalarına ve gazetecilerin sorularına bir yanıt mı verdi? Hayır.
Soylu’nun konuşmalarından göğüsleri kabaranlar olabilir. Olabilir çünkü belli çevrelerin dışında herkese bir güzel aldı verdi. Dünün kankalığını da bir kalemde silip sildiği kimseler mafya ya da çete olurken kendisi ve korumak istediği politikacılarsa sütten çıkmış ak kaşıktı sanki. Sanki bir yerlerin basılmış, birilerinin öldürülmesi ve ya tehdit edilmesi, ülke ülke dolaştırılıp vatan göreviyle kendisinden geçirilmesi olayı da bilinmeyen bir el tarafından görev olarak verildi sanki çete olarak anılan kimselere.
Bu konuyu Aydınlık şeysi yani gazetesi de ele almış ve Soylu’nun açıklamalarından hız alarak aman Allah ne dış güçler panoraması çizmiş ne dış güçler panoraması. Bunları yazdığı için insan biraz utanır diyeceğim de sözüme yazık çünkü faşistler asla arlanıp utanmazlar. Her neyse yine de Soylu’nun konuşmalarını dinleyince yine de bir şaşkınlık içine düşüyorsunuz. Niye derseniz Türkiye’yi kim yönetiyor Allah aşkına? Yönetenler ortadayken kim kimi kime şikâyet ediyor? Soylu kimi korudu, kime tehlike sıçramasın diye bir şeylerin önünde duruyor görüntüsü sergiledi hiç mi ama hiç önemi yok. Yalnız bir şey var ki o da bugünün AKP üst düzey yöneticilerinin nelere bulaştıkları gerçeğiyle değil ülkemiz, bütün dünya çalkalanıyor dersek abartmış olmayız. Kim uyuşturucu işi ile suçlanıyor? Yeraltı dünyası neyi nasıl ve nereleri ele geçirmiş para süpürürken ülkenin halkı ve geleceği olan gençlerimiz ne duruma düşürülmüş hepimiz görüyoruz da AKP ve saray iktidarının mensupları mı görmüyor?
Ülke gündemi ne çamurlu şeylerle dolu. Bizler bütün bunlardan boğulur ve nefes alamaz hale gelirken boğazlarına kadar çamura batmışlar aslanlar gibi televizyonlara çıkıp bir de üste çıkma halleri sergilemiyorlar mı şaşırmamak elde değil. Neymiş biri çıksın kanıtlasın kendisini bilmem nereden atarmış. Vay mübarek vay! Sanki ölmüş, sınavdan geçip Allah’ın cennetine konmuş da oradan konuşuyor gibi.
Birisi çıkıp kanıtlarsaymış kendisini bir yerlerden atacakmış. At be kardeşim at çünkü hakkınızda kanıtlanmış ama yalanla üstü örtülmüş o kadar çok şey var ki saymakla bitiremeyiz. Yeraltı dünyasının adamları ile iş tutmanızdan mı söz ediyorsunuz inan bunun belgeleri bir değil, beş değil yüzlercedir yüzlerce. Ya peki infazlarınız ne olacak? O infazları kim nasıl gerçekleştirdi? Gerçekleştirirken ucu ta Turana kadar giden ayran kabartma hesabıyla kaç cinayetiniz var kaç?
Sonra bir de kalkmışsınız, bazı gerçeklerin ortaya çıkması için gerekenin yapılacağından savcıdan ve emniyet güçlerinin yapacağı araştırmalardan söz ediyorsunuz. İyi maşallah ne kadar da usta bir U-dönüşü.
Bütün bunları ortaya çıkaracak yargı mı bıraktınız? Bunca şeyler konuşuldu bütün bunlara karşın harekete kendiliğinden geçen bir tek savcı mı var ortada? Ya da sizin emrinizde olan emniyet güçleri bütün bu söylediklerinizin nasıl araştırmasını yapacak? Bunun için haydi diyelim ki yargıyı düzeltmek boyunuzu aşar o zaman hiç değil istifa edin de görelim olmaz mı? Olmaz! Niye olmaz? Çünkü sizler; zaten bu olup bitenleri AKP ve saray iktidarına ve de sizlere iç ve dış güçlerin operasyonu olarak görmüyor musunuz? Öyle bir şey yok ama ağzınızı her açtığınızda öyle demiyor musunuz? Bu da istifa etmeyeceğinizi gerekçelendirmekten başka ne anlama gelir kimi kandırıyorsunuz?
Çok söylendi çok da yazıldı fakat bizim de ne yapalım huyumuz bu. Şimdi size soruyoruz. Dün siz mevcut iktidarın en tepesindeki beyefendiye hesap sormazsam şuyum buyum diye esip yağmıyor muydunuz?
Peki, şimdi neredesiniz ve kimin yanında ve kimin himayesinde siyaset yapıyorsunuz? Kafanızdan neler geçiriyorsunuz bilemeyiz. Çok da merakımız yok fakat kimileri sizi MHP’nin kimileri olur da bir şeyler olursa AKP’nin başına yakıştırır durur, bilemiyorum belki de onun heyecanı ile çevrenizi kolaçan edecek zamanınız bile yoktur ama artık şurası bir gerçektir. Bunu da iyi bilin…
Bu ülke bu anlayışta olan iktidarlarla ayakta kalamaz ne kadar kalmaya çabalarsa çabalasın kendi eksen gerçeğinin dışına çıkar ve başta ABD olmak üzere hep emperyalistlerin kulu kölesi olur… Şimdilerde bol ABD karşıtlığı sözler edilse de verirsiniz ödünü ABD ve diğer emperyalistler de size soluk alacak bir ortam hazırlayabilir ama Türkiye’nin ne göğünde ne de yerinde soluk alacak bir ortam bırakmayan da sizin iktidarınız olduğu için Haziran sonrası NATO’nun sadık izleyicileri de olsanız bu ülkenin işçisi, emekçisi, tüm çalışanları sizi geldiğiniz gibi iktidardan gönderecek çünkü niye?
Yalanla peynir gemisi yürümez de onun için…