OLMAZ İŞLER

Yazan: Turgut Koçak 14 Ocak 2020

Gecenin bir saatinde Recep Tayyip Erdoğan’ın cemaat damarı kabarmış ve ver elini İsmailağa Cemaati’ne gitmiş.

Gittiği yerde cemaatçilerle ne konuşmuş ne konuşmamış he mi vallahi he mi billahi umurumda bile değil, ancak şurası bir gerçek ki üstünde taşıdığı sıfatla böyle bir yere gitmesi kabul edilemez.

Eğer canı çok çekiyorsa süssüz, püssüz, korumasız, şunsuz, bunsuz ve tantanasız vatandaş Recep Tayyip Erdoğan olarak gidebilir elbette.

Bizim ise derdimiz bile olmaz.

Niye derseniz; bu ülke hacılar, hocalar, şeyhler, şıhlar, tarikatlar, cemaatler ve meczuplar ülkesi değildir. Kimse bizlerin adına devletin en üst kademelerinde oturup da ülkeyi bir cemaatin ya da tarikatın isteklerine göre yönetmeye kalkmaz, kalkamaz. Bu ülke ya hukuk devletidir ya da değildir. Eğer hukuk devletiyse devlet yönetimi de dini anlayışlarla karıştırılamaz. Karıştırmaya kalkanlar ise ülkede ne demokrasi bırakır, ne insan hakları, ne hak, ne hukuk ne de insanca bir yaşam.

Daha dün AKP ve saray iktidarının heveslerinin nelere mal olduğunu bütün Türkiye gördü ve yaşadı. AKP iktidara Fetöcülerle birlikte canciğer kuzu sarması olarak geldiler. Hocaefendi, Hocaefendi diye ağlaşanlar mı dersiniz, el etek öpenler mi, Fetö’nün büyüklüğünden dem vuranlar mı dersiniz hepsi hepsi en kaba haliyle yaşandı. İktidarda olmanın keyfini çıkardılar. Mallar, mülkler ve mevkiler edindiler. Olmadı hırsızlık yolu ile devletin bütün kademelerinde kök saldılar. Ekonomiye el atıp banka fabrika ve büyük şirketlerin sahibi oldular. Okullar ve yurtlar açıp dershaneler kurdular. Bunlara Allah verdikçe verdi, hem Tayyipçiler köşe döndü hem de Fetöcüler. Gerisini anlatmaya gerek bile yok. O Fetöcü valiler, kaymakamlar, Milli Eğitim Müdürleri, müsteşarlar, emniyet müdürleri, YÖK yöneticileri, rektörler ve dekanlar hepsi hepsi Recep Tayyip Erdoğan’ın oluru ile geldiler geldikleri mevkilere. Hani, YÖK Başkanı Ali Demir var ya bugün içerde olan o bile Erdoğan’ın imzası ile geldi geleceği yere.

Bugünkü Yeni Şafak gazetesinin başlığını gördünüz mü? Yavuz hırsızlar ne yazmışlar?

‘Fetö CHP’nin Eseri’

Bunlar var ya bunlar işin gerçeğini sorarsanız Kayserili hesabı çaldıkları eşeği boyayıp geri sahibine satmaya kalkıyorlar. Hani can çıkmayınca huy çıkmaz derler ya işte bu yüzden Recep Tayyip Erdoğan gecenin bir yarısı İsmailağa Cemaati’ni ziyaret ediyor. Bu geçmişte de böyleydi ama Fetöcülük şimdi karalama kampanyası için kullanılan bir şey haline geldi ya onlar da Fethullah Gülen’le hiç ilgisi olmayanları bu yöntemle susturmaya çalışıyorlar. Bu yüzden CHP ve başka Fetöcülüğe karşı kim varsa hedef tahtasına konuluyor. Sanıyorlar ki bu yolla üstlerine katran gibi bulaşmış olan Fetöcülüğü silecekler.

Hem ne fak eder ki siz dün Fethullah’ın dizi dibini Kâbe ziyaret eder gibi ziyaret ediyordunuz, bugünse başka tarikatların dizi dibine varıp çöküyorsunuz. Bu yüzden de gittiğiniz adresler değişse de ameliniz hiç değişmiyor maşallah ama bilmelisiniz ki bütün bunların hesabını gün gelecek vereceksiniz. Halkın çocuklarının beynini yıkayan anlayışa geçit veren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da hesap verecek. Kendi okulu maşallah çağdaş ve pırıl pırıl, devletin okulları takkeli, sarıklı, türbanlı cahillerle doldurulmuş ve çocuklarımıza da takke, türban giydirilip sabahın köründe camiye namaz kılmayı öğrenmeleri için götürülmüşler.

Yok be kardeşim, bunların cahillikleri saymakla bitmez. Hani Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan var ya biliyorsunuz deniz trafiğini yeğeninin anlatımıyla dile getirip trafik sıkışıklığını bahane ederek Kanal İstanbul’un yapılması için cahil cahil laflar etmişti ya işte o kişi bu kez de birbirinin zıddı açıklamalarda bulundu.

Birinde dedi ki Kanal İstanbul rant için değil ülkenin ihtiyacı olduğu için yapılıyor, diğer konuşmasında ise Kanal İstanbul yapıldığında kaç gemi geçeceğinden tutun da kaç para alınacağına kadar söyleyip rantı dile getirdi. Eh iş böyle olunca da varın bu adamların ciddiyetini siz düşünün. Bunlar bütün cahillikleriyle devletin çeşitli kademelerine çöreklenmişler aksırıncaya, tıksırıncaya, şişip patlayıncaya kadar yiyorlar.

Oh be, ne maşallah ne maşallah, bir elleri balda bir elleri yağda.

Ye babam ye!