OLASILIKLAR ÜZERİNDE DERSİMİZİ İYİ ÇALIŞMALIYIZ

Yazan: Turgut Koçak 21 Temmuz 2022

Bugün ülkemizde iyi kötü politika ile ilgilenen kesimler yarın için bir kestirimde bulunabilirler. Bu kestirimlerde genellikle AKP ve saray iktidarının gideceği, yerine millet ittifakının hem Cumhurbaşkanlığını kazanacağı hem de mecliste çoğunluğu elde ederek bir normalleşmeye ulaşılacağı yönünde görüşler ağırlık kazanmış bulunuyor.

Bu konuda iç ve dış koşullara baktığımız zaman böyle bir sona ulaşılacağı üç aşağı beş yukarı belirginleşmiş gibi görünüyor. Çünkü geniş halk yığınlarının yaşadıklarına baktığımızda memnuniyetsizliğin dozunun giderek daha da üst basamaklara çıktığını görüyoruz. Gelişmeler bu yönde de olsa ülkemizde işlerin tıkırında gitmeyeceği, yine birtakım zorlukların yaşanacağı bu zorlukların da yeni gerilimleri gündeme getireceği yolunda değerlendirmelerin olduğuna de pek çok kez tanık oluyoruz. Şimdi bu konuyu biraz açar ve olması en güçlü olasılığın ne olduğunu açıklığa kavuşturmak istersek neler söyleyebiliriz acaba?

Şurası bir gerçek ki Ülkenin sistemi değişmiş bulunuyor. Bu yüzden de meclisin olup bitenlere baktığımız zaman hemen hemen bir etkisi yok. Bu yüzden de önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önem kazanmış durumda. Söylenenlere bakılırsa ister erken ister zamanında yapılacak olan seçimlerde Erdoğan Cumhurbaşkanı adayıdır. Seçimleri kazanması ise çantada keklik olmadığına göre kaybetme riski çok yüksektir. Bu durumda da Recep Tayyip Erdoğan’ın geriye sadece o da olursa Ana muhalefet partisi başkanlığı sıfatından başka bir sıfatı olmayacak. Bizim bildiğimiz Erdoğan ise bu sıfatın kendisine tanıdığı haklarla siyasete devam etme özelliği hemen hemen yok gibi.

Böyle bir durumda hem kendisi hem de partisi AKP’nin durumunu nasıl sürdüreceği ile ilgili olarak sayısız ön kestirimde bulunabiliriz. Bir kez yeni durum sanıldığının aksine epey didişmeli geçecek gibi görünmektedir. Bu yüzden de AKP çevrelerinde nasıl bir politika yürütüleceği oldukça belirsizdir fakat bugüne kadar yaşananlara baktığımız zaman şunu açıkça söyleyebiliriz; Yaşanacak olan ne varsa üst perdeden yaşanacak ve kavgalı dövüşlü bir ortam AKP iktidardan gitse bile hiç eksik olmayacaktır. Böylesi bir durumda da bu çevrelere karşı yürütülecek politika tabi ki de büyük önem kazanacaktır.

Ortaya çıkan nesnel duruma baktığımız zaman zor olmasına zor da hadi diyelim ki AKP ve saray Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı TBMM’de ise çoğunluğu yitirdi sizce bu durumda neler yaşanır acaba? Bazı anketlerde CHP birinci parti olma yolunda epey yol kat etti gibi gözüküyor ama bu konuya yine de soğukkanlı yaklaşmakta yarar var. Ancak CHP birinci parti olmasa da diğer ittifakları ile birlikte oy alınacak oyların yüzdesi her olasılıkta cumhur ittifakını sollayacak.

6’lı masa olarak bir araya gelen partilerin milletvekillikleri konusunda nasıl bir yol izleyeceklerini tam olarak bilmediğimiz için kim ne kazanacak kim ne kaybedecek yeterince bilemiyoruz ama her durumda da muhalefetin sayı üstünlüğü sağlayacağı çok net gibi görünüyor.

Biliyorsunuz Erdoğan kendisine o kadar karşı olan MHP’yi bile yanına çekmiş birisi, Perinçek’in ve BBP’nin de bu ittifakın içinde olduğunu düşünürsek Cumhurbaşkanlığı sisteminin avantajı ile Erdoğan’ın ne gibi yollar deneyeceğini de göz ardı edemeyiz. İlk adımda uzak bir olasılık olduğu için meclis seçimlerini yenilemeyi sonraya bırakarak denenecek olan yollar hakkında bir düşünce yürütmeye çalışsak acaba Erdoğan ittifak çemberini genişletebilir mi genişletemez mi? Bize göre genişletme olasılığı her zaman için var.

Evet, bugüne kadar 6’lı ittifaka karşı AKP ve saray iktidarı pek çok yollar denedi ve bir sonuç alabilmiş de değildir. Eğer Erdoğan yeniden seçilir ve mecliste de 6’lı ittifak çoğunluk sağlarsa ortadaki partilerin tek bir konu dışında sonuna kadar yürüyebileceklerini CHP ne kadar esnek davranırsa davransın olabileceğini doğrusu aklımız pek kesmiyor. Bu konu şudur: Parlamenter sistem tamam ama diğer konularda yan yana gelişin maddi zemini oldukça muğlaktır. Zaten AKP’de bu muğlaklık üzerinden yürüyeceği için bu bağın ipini kolaylıkla koparabilir.

Kopardığında da, ister milli ve dini olsun isterseniz uygulanacak kimi ekonomik yöntemler olsun CHP’nin diğer 5 parti ile sık sık karşı karşıya geleceğini söylemek için falcı olmaya gerek yok. CHP aman birlikteliği bozmayalım savıyla bu beş partinin attığı her adıma evet derse o zaman CHP’nin içinden ve CHP’nin solundan ağır eleştirilere uğrayacağı da kesindir. Bu durumda CHP’nin güç yitirip etkisizleşmeyeceğini kim ileri sürebilir? Dolayısı ile şurası çok açıktır ki sonuç ne olursa olsun sorunlar her zaman için arta adeta sürecek zorlandığında da aradaki bağlar pamuk ipliğine bağlı olduğu için kopma olasılığı artacaktır. Eee bu gibi durumlarda Erdoğan’ın neler yapabileceği konusunda iyi düşünmek gerekir. Yani Erdoğan’ı silahları elinden alınmış bir teslimiyet aczi içinde asla düşünmemek gerekir.

Kimi egosu yüksek politikacıların bugüne kadar ülke ve halk yararından çok kendilerini öncelediklerini sayısız kez biliyoruz. Akşener meydanlarda ne diyor? Ben Cumhurbaşkanı olmaya değil başbakan olmaya talibim. 6’lı ittifak Erdoğan’ın kazanması halinde bunu sağlayamazsa Akşener de niye kendisinin başbakan, Erdoğan’ın da Cumhurbaşkanı olacağı bir seçeneği elinin tersiyle itmesi için çok mu arada Çin seddi var?

Geçmişten bugüne olup bitenlere baktığımız zaman yukarıda değindiğimiz tehlikeler her zaman için var. Hatta sağ partilerin oluşturacağı daha tehlikeli ve duraklatıcı ortamların ortaya çıkması da olasılık içinde. Bu yüzden de hemen her konuda sol ve sosyalist sol olası her gelişmeyi dikkate alarak taktikler geliştirmek zorunda. Bu yüzden de en sosyalist veya solcu davranıyormuş gibi görünüp de işaret ettiğimiz olasılıklara ortam hazırlamamak için çok daha uyanık çok daha atak bir politika izlememiz gerektiğine Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak döne döne vurgu yapıyor ve diyoruz ki HDP gerçeği hesap dışı tutularak sağın yeni dalga saldırısını püskürtmek sanıldığı kadar kolay değildir hatta hiç değildir.

Özetle olasılıklar üzerinde dersimizi iyi çalışmalıyız.