Yazan: Turgut Koçak 15 Mayıs 2015
Kırşehir’de HDP mitingi vardı. Selahattin Demirtaş olumlu iletiler verdi. Kardeşlikten barıştan söz etti. Eee etti de ne oldu? Ne olacak bir kısım kendini bilmez güruh miting sırasında ve sonrasında hem mitingi provoke etmeye kalkıştı hem de miting dağılışında mitinge katılanlara saldırdı.
Bir süredir ülkemizin değişik kentlerinde bu tür saldırılar olmakta ve AKP iktidarı da hiçbir önlem almaksızın adeta olayların altına odun atarak daha da parlamasını sağlamaktadır. Bu olaylara bakıp da arkasında kimse MHP vardır diye düşünmemelidir. Kuşkusuz MHP vardır, ancak bu önlenebilir olaylar önlenemiyorsa bilinsin ki bu tırmanıştan en çok medet uman AKP iktidarıdır. Çünkü AKP, HDP’nin barajı geçmesi korkusu yaşadığı için bu tür kışkırtmalardan yarar sağlayacağını düşünmekte, bu yönde de birtakım tezgahlar hazırlamaktadır. Bir düşünün benzer bir olay söz konusu olduğunda polisler kimseye göz açtırmazken, iş HDP’nin mitingine gelince mitingi basbayağı sabote etmelerine Kırşehir’deki durum buna örnektir kılını bile kıpırdatmamaktadır.
Hem, miting meydanlarında boy gösteren Recep Tayyip Erdoğan’ın tehdit sözleri de çoktandır duyulmaya başlamıştır bile. Erdoğan HDP’nin baraj altında kalma durumuna işaret ederek bir takım taşkınlıklara karşı devletin müsamahasız olacağından dem vurarak tehdide yönelmiştir. Dolayısı ile seçim güvenliğinden sorumlu olan iktidar ın bizzat kendisi seçim güvenliği için tehdit haline gelmiştir. Dolayısı ile önümüzdeki günlerde yaşanması olası kışkırtmalar karşısında uyanık olunmalıdır.
Bize göre hem AKP’nin hem de Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaseten işi bitmiştir. Daha önce de pek çok sıkışıklığında bizler Erdoğan’ı ağlarken çok gördük. Bu kez de yöntemini bozmadı ve AKP’ye dindarların oyunun akması için Arnavutluk’taki cami açılışında bir İmam Hatipli kızın şiir okuması sırasında başladı ağlamaya. Yani sizin anlayacağınız timsah gözyaşları diyeceğiz ama geçelim, bütün bunlar siyasi numaralardır ki, öyle sanıyoruz bu kez halk bu numarayı yutmayacak, oyların %35’ini aşan bir dilimini CHP’ye vererek AKP’yi de kural, kanun manun tanımayan Recep Tayyip Erdoğan’ı da cezalandıracaktır.
Allah aşkına bir kişi çıkıp da AKP’nin Genel Başkanı ve Başbakanlık koltuğunda oturan Ahmet Davutoğlu’nun konuşmalarını ve içeriğini olumlayabilir mi? Başbakanın hem konuşmaları içerikten yoksun, hem de o kadar kötü ki, bu konuşmalarla AKP yine de sonuç alırsa bilinmelidir ki, işin içinde başka işler vardır. Neymiş efendim? Onlar konuşurmuş, AKP yaparmış. Yahu insaf be birader, 13 yıldır iktidardasınız talana dayalı kapkaççılığın dışında yaptığınız ne var bir tanesini gösterebilir misiniz? Bu arada kafayı şu toplu açılışlara takmış bulunuyorum, Allah aşkına birisi çıksın ve şu toplu açılış nedir bir anlatsın ki bizde bilelim. Bilelim ki AKP ne yapıyormuş da bizler göremiyormuşuz öğrenelim. Recep Tayyip Erdoğan toplu açılış yapa yapa ortalığı topaça çevirdi. Yalan bu ya ne tarafa yuvarlarsanız yuvarlanıyor. Bu yüzden de bu toplu açılış yalanına doğrusu kafayı takmışım ki ne takmışım.
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında konuşup AKP’ye oy istemesini bulunduğu makam kaldırır mı bilinmez ama o bütün kuralları ve yasaları çiğneyerek istediği gibi davranmayı kural haline getirdi. Doğal olarak muhalefet partileri bu duruma itiraz etseler de bu itirazı hukuk çerçevesinde görüşüp karara bağlayacak bir kurum kalmadığı için YSK’ya da başvuruşlar boşa gidiyor. En nihayetinde Erdoğan’ın yurtdışı konuşması için YSK’ya başvurulmuş, YSK’da öncekilerin aksine bu kez iki muhalif oya karşın Recep Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha dokunulmaz kılmıştır. Ancak bu kez iki oyda önemli hale gelmiştir.
Şimdi buradan kalkarak Ali Babacan’ın hukuk ve demokrasi ile ilgili konuşmasına da değinip yazımı bitirmek istiyorum. Durum özetle şudur.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geleneksel Bâb-ı Ali Toplantıları’nda yaptığı konuşmada, “Demokrasi hemen yanı başında sağlam bir hukuk ile ancak ayakta durabilir. Yargı alanında ne kadar başarılı olursak demokrasimiz o kadar güçlenecek. Yargı alanında ne kadar başarılı olursak demokrasimiz, ekonomimiz o kadar başarılı olacak. Eğer bu zayıf tablo devam ederse de, hem demokraside hem de ekonomide görmüş olduğumuz bu tabloyu bile mumla arar duruma geliriz. Su ve ekmek nasıl ihtiyaç ise hukuk da aynen öyle bir ihtiyaç” demiş.
Bu sözlere ek yapmanın gereği yok. AKP demek hukuksuzluk, hukuksuzluk demek AKP olmuştur. Bu arada Ahmet Davutoğlu tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi son zamanlarda Adnan Menderes’i diline dolamış, konuşmasında da “Adnan Menderes gibi şehit oluruz” demiştir. Yahu sizlerin niye yüzü kızarmaz? Sen nihayetinde Adaları ranta açmak için koşup gitmişsin bir de kalkmış, bu rant olayı ile Menderes’e sahip çıkmak gibi bir yolu seçmişsin. Yaptığın işi gör, şehit mehit öyle ol. Gerçi şehitlik sizin dilinizde bu kadar ucuzlamışken kendinize bir de şehitlik pazarlamanız yok mu gerçekten çok gülünç çok.
7 Haziran günü boyunuzun ölçüsünü alıp oturacaksınız CHP’de oyların çoğunu alarak böylece birinci parti olacaktır.
Biz olanları böyle okuyoruz, YA SİZ?