OLACAKLAR ÇOK AÇIK

Yazan: Turgut Koçak 17 Ağustos 2020

Ülke işsizler ordusu ile dolup taşıyor. Diyebiliriz ki AKP iktidarına kadar Türkiye böylesini ne yaşadı ne de tanık oldu. Peki, böyle de yandaş ve yalaka basın bu gerçeği sayfalarına taşıyor mu? Taşımıyorsa niye taşımıyor, yoksa ülke güllük gülistanlık da biz mi bu iktidara kara çalıyoruz?

Berat Albayrak’ı yeri geliyor bütün patronlar övgü yağmuruna tutuyorlar. Onlara bakarsanız böyle bir Maliye ve Hazine Bakanı ne gelmiş ne de gelir. Ancak ekonomiden bu kadar anlayan birini ülkenin Maliye ve Hazine Bakanı yapmışlar fakat bu sözünü ettiğimiz patronlar acaba iş yerlerine Berat Albayrak’ı çaycı olarak alırlar mı? Ülkenin durumu bu merkezdeyken ülkenin maliyesi nasıl olmaktadır da böyle birine emanet edilebilir söyler misiniz?

Salgın bir türlü önlenemiyor. İktidarın başlangıcından beri aldığı tedbirler ise dişe dokunur tedbirler değil. İnsanlar işlerini yitirmişler. Salgın azalacağı yerde artıyor. İşten çıkarma yasağı 17 Eylül’de sona erecek. Öyle görünüyor ki bunca zor koşulları şu ya da bu şekilde atlatanlar evlerinde tencere de kaynamaz olunca ne yapacaklar dersiniz? Göreceksiniz bir sürü şirket patır patır işçi çıkaracak. İşsiz, aşsız kalan insanların varın cehenneme dönmüş yaşamını siz düşünün artık.

Hazine tamtakır kuru bakır. Yeniden yeniden borçlanılacak, bu yüzden de Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerinin aksine faizler arttıkça artacak. Yüksek faizle bile para bulmak için ödün üstüne ödün verilecek. İktidar dış politikasını köylü kurnazlığı üstüne kurmuş ya Rusya’dan S-400 alacak ama kuramayacak bile. ABD’den istediği ve parasını ödediği uçaklarda ısrarlı olacak fakat ABD’de göndermemekte ısrarlı olacak. AKP ve saray iktidarının söylediklerine baksanız dünya devi olup çıkmışız ama ortada böyle bir şey yok.

Bakan CNN’de Ahmet Hakan’la gülmece oynuyor. Dolar artmış ama biz aylığımızı dolarla almadığımıza göre bize neymiş doların artmasından. Haha ha, hihi hi… Önümüz sonbahar sonra kış. Doğalgazdı, elektrikti, nasıl aydınlanıp nasıl ısınacağız? Her şey ateş pahası olmuş daha da olacak peki, ne yiyip ne içeceğiz? Öyle bir dışa bağlanmışız ki Bidin’da konuşur, elin Trump’u da Fransız Cumhurbaşkanı Macron’da. Çünkü her konuda birilerine yaslanıldığı için onlarda çekilince devrilmekten kurtulamayan bir ekonomimiz var. Bunların mucidi de sizsiniz. Birileri doğalgaz vermese, birileri ithal ettiğimiz tarım ürünlerini göndermese yandık ki ne yandık.

AKP iktidarı ilk iktidara geldiğinde durmadan dışardan para geldi. Bu paralar ise AKP iktidarı eliyle adeta saçılıp savruldu. Sanki görülmemiş bir bolluğun içinde yaşıyormuşuz gibi bir havaya girildi. Sonra sırasıyla her şey tersine döndü. Battıkça battık, yoksullaştıkça yoksullaştık. İşin içine bir de salgın girince var ya hepimizde şafak attı.

Deniz bitti kara göründü. Böylesi zor dönemlerde ise halkın bir başka türlü uyutulması gerekir. Bu yüzden de AKP milliyetçiliğin dozunu arttırdıkça arttırdı. Artık dünyanın süper gücüydük, şuyduk buyduk derken bir de baktık gördük ki kendi denizlerimize hapsedilmişiz. Sağa sola gemiler çıkarıldı. Attık tuttuk fakat yanımızda yer alan tek bir ülke yok niyeyse. Bu sıkışıklığımızda Ayasofya’yı camiye çevirip ibadete açtık ama iktidarın çıkarına yaprak kıpırdamadı. Kimse Ayasofya camiye çevrildi diye AKP’ye yönelmedi. Şimdi de Joe Bidin’ın yedi ay önce söylediklerine denize düşenin yılana zsarıldığı gibi iktidar sarıldı. Aman Allah’ım o da ne? Yık da görelim, geçti o günler, karşınızda eski iktidarlar yok vb. sözlerle ortalık toz duman hale getirildi. Bu arada da seçimlerde muhalefete karşı kullanılacak propagandanın yolu bulunmuş oldu bile. İşsizlikmiş, dolar artıyormuş, huzursuzluk almış başını gitmiş iktidarın derdi bile değil.

Böyle durumlarda iktidarın baskıları arttıracağı kesin. Şimdiye kadar belli çevrelerle sınırlı olan baskıların sıradan yurttaşların kapısını bile çalacağı günler yaşayacağız. Hak ve özgürlükler kullanılamayacak, hukuk zaten yok. Adaleti ararsan bul. Böylesi sıkışık bir ortamda virüste bahane edilir bir de olağanüstü hal ilan edilip erken seçime gidilirse var ya iktidarın işi iş olacak. Böylece malı bir kez daha götürüp tepemizde horon tepecek.

İktidar bu koşullarda seçime gider mi olağan bir bakışla baktığımız zaman gitmez, çünkü her şey kötü, bu da iktidara oy kaybettirir. İktidardan bile pat diye düşebilir. Ama dediğim gibi seçimler olağanüstü koşullarda yapılırsa ne olur? İktidar allem eder gallem eder turnayı gözünden vurur ve seçimleri kazanır.

Bu yüzden de önümüzdeki mücadelenin çetin geçeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Olmasın ama bu süreç de ne yazık ki böyle zor atlatılır. Hep söyledik bir daha söyleyelim; Bu iktidarın karşısına demokrasi güçleri geniş bir güç birliği ile çıkmazsa çıkamazsak yine bedel hem de çok ağır bedel ödeyen bizler olacağız. Bu yüzden de hazırlıklı olunmalı ki bu yeni saldırı püskürtülüp iktidarın eli böğründe bırakılmalıdır o kadar…